Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişim sonrası siyah transporterlara bindirilerek kaçırılma olayları hiç eksik olmadı.
OHAL dönemin boyunca 27 kişi kaçırıldı. Bu kaçırılanlardan altısı geçen Şubat ayında art arda farklı kentlerden gözaltına alındı. Dört kişinin aniden ortaya çıktığı açıklandı. Aynı mahkeme dosyasında ismi geçen ve altı ay sonra ortaya çıkan Salim Zeybek, Özgür Kaya, Erkan Irmak ve Yasin Ugan şimdi Ankara Emniyet Müdürlüğü’nde tutuluyor.
Kaçırıldıktan altı ay sonra Ankara Emniyeti’nde ortaya çıkan dört kişiden biri olan Erkan Irmak’ın avukatı Emir Seydi Kaya, “Savcıya ‘konuya ilişkin araştırmanız var mı?’ diye sorduğumuzda, ‘Bu şahıslar dün gece gözaltına alındılar. Daha öncesi beni ilgilendirmez’ dedi. Savcı bağımsız hekim talebimizi de reddetti” bilgisini verdi.
İnsan Hakları Derneği (İHD), Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), Ankara Tabip Odası (ATO) ile Hak İnisiyatifi, 2019 yılı içinde çeşitli tarihlerde kaçırılan ve geçtiğimiz gün Ankara Emniyeti tarafından yapılan açıklamaya göre rutin GBT uygulaması kapsamında gözaltına alındıktan sonra ortaya çıkan Yasin Ugan, Erkan Irmak, Salim Zeybek ve Özgür Kaya’nın durumuna ilişkin ortak basın toplantısı düzenledi.
Ortak açıklama metnini okuyan İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, “İşkence ve insan hakları ihlali iddiası olduğunda devletlerin temel görevi etkili bir soruşturma yapmak, iddiaları araştırmak, kanıtların belgelenmesini ve yargıya ulaşmasını sağlamak, suçluları ortaya çıkartmak ve adaletin yerine getirilmesini sağlamaktır” dedi.
Türkdoğan, Türkiye’de yeni faili meçhullerin olmasını istemediklerinin altını çizerek, şöyle dedi:
“Bu olayda aklımıza gelen tek şey, devletin içinde özel bir yapı bu kaçırmaları yapmakta ve bunlara kimse ses çıkarmamaktadır. Biz faili meçhul ile ilgili yeni rapor istemiyoruz. Türkiye artık kendi içindeki bu özel yapıları tasfiye etmek zorundadır. Hiç kimse bize ‘biz GBT sonucu bunları bulduk’ demesin. Türkiye bir kanun devleti ise kanunlarına uymak zorundadır. Özellikle dört kişinin akıbetini öğrendik fakat, hala Mustafa Yılmaz ile Gökhan Türkmen’den haber yok. Bu kişilerin mutlaka sağ ve salim bir şekilde ortaya çıkmasını, bu kişilerin akıbetinin ortaya çıkmasını burada bir kez daha talep ediyoruz. Ve tüm bunlarla ilgili olarak Ankara Başsavcılığının etkili soruşturma yürütmesini bekliyoruz”
Türkdoğan ayrıca, Şubat ayından bu yana kayıp Mustafa Yılmaz ve Gökhan Türkmen’den hala haber olmadığını söyledi ve “Bu her iki kayıp ile ilgili olarak ailelere herhangi bir bilgi verilmemiştir. Ailelerin aramasına karşılık olarak ‘bilgimiz yok’ yanıtı verilmiştir. Bu kişilerin hala nerede olduğu ve ne yaşadıkları bilinmemektedir. Bu kişilerin ruh ve bedensel bütünlükleri korunmalı, nerede oldukları konusunda ailelerine bilgi verilmelidir. Belirsizlik hali ile aileler ayrıca acı çekmeye itilmektedir” ifadelerini kullandı.
Ankara Tabip Odası (ATO) Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut da, insanların yaşam ve özgürlük alanlarının kendi kurumlarını ilgilendirdiğini belirterek, ATO olarak kaçırılanların sağlık denetimini yapmak istediklerini aktardı.
MA’da yer alan habere göre, daha sonra konuşan Kerem Altıparmak ise, altı kayıptan bulunan dört kişiye yapılan muamelelerin şüphe ve endişeleri arttırdığının altını çizdi. Altıparmak şöyle devam etti:
“Şu anda iki kişi hala kayıp. Dört kişi bulundu. Dört kişiye yapılan muamele bizim şüphe ve endişelerimizi gidermek bir yana, bunları onaylayan, bu kayıp içerisinde kamu görevlilerin sorumluluğunun olduğunu içeren gelişmeler niteliğindedir. Aileler kayıplardan çok kısa bir süre sonra savcılığa başvurarak talepte bulundular. Bu talepler içerisinde aslında bu kayıpların nasıl gerçekleştiğini, ortaya çıkarılacağını, ortaya koyabilecek delil toplanmasını talep ettiler. Bildiğimiz kadar bununla ilgili savcılıkta hiçbir çalışma yapılmadı. Kişiler hakkında bir soruşturma var ise, bu başka bir soruşturma konusudur, ama kişilere karşı işlenmiş bir suç varsa bu da başka bir soruşturma konusudur. Bu ikisini aynı savcı takip edemez. Çünkü aynı savcı bu ikisini birlikte takip ediyorsa, bağımsız ve tarafsız çalışamaz. Bir diğer konu kayıp vakası olan durumlarda çok istisnai durumlar dışında gizlilik kararı verilemez. Ailelerin ve kamuoyunun bu kayıplar ile ilgili soruşturmanın nasıl yürütüldüğüne dair bilgiye ulaşma hakları vardır. Aileler bizim tespit ettiğimiz kadarı ile bu haklarından tamamen mahrum bırakılmıştır.”
Altıparmak’ın konuşmasından sonra sözü, kayıp Mustafa Yılmaz’ın eşi Sümeyye Yılmaz aldı. Sümeya Yılmaz, “Eşimden 163 gündür haber alamıyorum. Çünkü eşimin yaşayıp yaşamadığından hala haberim yok. Yaşayan bir ölü gibiyim. Ama ben hiçbir şekilde ne acımı ne de öfkemi açığa çıkartamıyorum. Yetkililer görevlerini etkin şekilde yürütmesini istiyorum. Beklediğim şey yapılması zor olan bir şey değil. Neden biz bun inanlardan haber alamıyoruz. Bu kadar mı acımasız mısınız. Mücadele edeceğim. Sonuna kadar buna devam edeceğim” dedi.
Açıklamada en son halen Ankara TEM’de gözaltında bulunan Erkan Irmak’ın avukatı Emir Seydi Kaya konuştu. Kaya. şunları söyledi:
“Biz ilk gözaltı yapıldıktan sonra savcının yanına gittiğimizde, savcıya ‘bu kaçırılma ile ilgili neler yapıyorsunuz? Bir araştırmanız var mı?’ diye sorduğumuzda savcı bizlere ‘Dün gece bu şahıslar gözaltına alındılar. Daha öncesi beni ilgilendirmez. Bundan sonra bir darp bir işkence olursa o beni ilgilendirir’ şeklinde ifadeler kullandı. Bu savcı işkenceye dair herhangi bir araştırma yapmıyor. Ekstra biz bu insanların acilen bağımsız bir hekime çıkması için başvuru yaptık. Savcı oturduğu yerde ‘Talebiniz reddedilmiştir’ dedi. Biz avukatlar olarak şu anda bir şey kestiremiyoruz.”