Son infaz yasasının oylandığı oturuma ‘nasılsa sonuç değişmez’ mantığıyla muhalefet partilerinden sadece 51 milletvekilinin katılması ‘milletvekillerinin’ etkisini de tartışmaya açtı.
Siyasi mahpusları, düşünce suçlularını, gazetecileri, yazarları, tanımı geniş ‘örgüt’ ve ‘örgüt üyeliği’ kavramlarıyla hapiste bulunanlara yönelik infaz yasasının görüşmeleri ve onaylanma biçimi TBMM’de muhalefetin varlığını da sorgulanır hale getirdi. Denge, denetim görevini yürütmesi beklenen TBMM, çoğunluğu elinde bulunduran AKP-MHP ortaklığının her istediği yasayı kolayca geçirebilmesini, muhalefetten gelen tüm öneri ve teklifleri de yok saymasını sağlıyor. Son infaz yasası görüşmelerinde CHP, HDP ve İyi Parti’nin verdiği hiçbir önergenin ve teklifin kabul edilmeyerek virgülüne dahi dokunulmaması da bu durumun en açık göstergesi olarak görülüyor. Oylamada muhalefet milletvekillerinden sadece 51 kişinin Meclis’te bulunması da tartışma konusu oldu. Gazeteciler, yazarlar, akademisyenler milletvekillerinin TBMM’deki varlığını sorguluyor. Sosyal medyada binlerce kişi “Nasılsa sonuç değişmez” diyerek Meclis’e gitmeyen milletvekillerine tepki gösteriyor…
TARİHÇİ AYŞE HÜR: TEK FONKSİYONLARI TWEET ATMAK
Tarihçi Ayşe Hür, ülkenin kararname ve KHK’larla yönetildiğini kaydederek, “Düşünüyorum da, ülke CB kararnameleri ve KHK’larla yönetiliyor. Arada TBMM mührü lazım gelse muhalif vekillerin müdahale güçleri yok” paylaşımında bulundu. Milletvekillerinin ‘ayrıcalıklarını’ tartışmaya açan Hür, “’Tarihe not düşelim’ diye kaygıları da yok (bkz. 279’a 51 RET). Tek fonksiyonları twit atmak. Onu biz de yapıyoruz, üstelik 25 bin maaş almadan! Bedava ve dokunulmazlığımız, korumalarımız olmadan! Ayrıca telefon, ulaşım, sağlık masraflarımızı da kendimiz karşılıyoruz” dedi.
CHP’Lİ EREN ERDEM: “NASILSA GEÇECEK DİYE…”
CHP Parti Meclisi Üyesi ve eski milletvekili Eren Erdem ise ‘muhalefetin’ Meclis’te olmamasını eleştiren bir yoruma şöyle cevap verdi: “Uzlaşma olmayınca, nasılsa geçecek diye “risk grubundaki milletvekilleri” oylamaya katılmamıştır.” Erdem’in bu savunusu sosyal medyada büyük tepki çekti.
“SORUN ‘TEK ADAM’DAN İBARET Mİ?”
Yazar Esra Yalazan da Meclis’teki son oturuma damga vuran ‘milletvekillerinin katılmamasını’ eleştirerek, “CHP’nin 139 milletvekilinden 19’u oylamaya katılmış. Bu güya haftalardır tartışılan, yakınlarıyla beraber milyonlarca insanın yaşam hakkını ihlal eden bir yasa. Milletin seçtiği Meclis’in durumu bu. Sorun ‘Tek Adam’dan ibaret mi? Emin misiniz. Bu tabloya bakıp bir düşünün” değerlendirmesinde bulundu.
Yalazan, “‘Nasılsa yasayla ilgili uzlaşma olmayacak, diye ‘risk grubundaki milletvekilleri’ oylamaya katılmamış” şeklindeki yorumları da eleştiren Yalazan, “Cezaevinde risk grubundaki düşünce suçlularına, gazetecilere, her gün işe gitmek zorunda kalan milyonlarca insana bu rahatlığı açıklayabilir misiniz. Ayıp” dedi.
HDP iki dönem Milletvekilliği yapan Mehmet Ali Aslan da muhalefetin kendini örgütleyemediğini kaydederek, “Kendini örgütleyemeyen meclisteki muhalefet, toplumsal muhalefeti nasıl örgütlesin?” diye sordu. Halkın, iktidar ve muhalefeti değiştirmediği sürece, iktidar ve muhalefetin halkı esas almayacağını savunan Aslan, “Bir daha anlaşıldı ki irade kayıtsız şartsız meclisin değil, halkın olmalıdır!” dedi.
“YÜZDE 52’YE YÜZDE 48 OLSAYDI YASANIN MEŞRUİYET SORUNU OLURDU”
Aslan muhalefete yönelik sert tutumunu şu sözlerle sürdürdü: “Muhalefet kendini feshetmeli! Muhalefet bu muhalefet olduğu sürece, bu iktidarın sırtı yere gelmez!!! 279 iktidar vekili evet dedi. 260 muhalefet vekili hayır deseydi, Oran % 52’ye, % 48 olurdu. Yasanın toplum nezdinde meşruiyet sorunu olurdu. Muhalefet rüştünü ispat ederdi.”
“YÜZBİNLERCE İNSANIN KADERİ SÖZ KONUSU İKEN, NEDEN?”
Gazeteci Nurcan Baysal ise “neden?” diye sordu: “Dün infaz yasası oylamasına; CHP: 139 vekilden 19’u HDP: 61 vekilden 24’ü İYİ parti: 37 vekilden 8’i MHP: 49 vekilden 48’i katılmış Yüzbinlerce insanın kaderi söz konusu iken, NEDEN?”