DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, İçişleri Bakanı Soylu’nun istifasını açıkladığı kriz ile ilgili 10 Mayıs’taki kaos sorumluluğunun bir istifa operasyonu ile buharlaştırıldığına dikkat çekti.
Başbakan Yardımcılığı, Ekonomi ve Maliye Bakanlığı gibi kritik görevlerde hizmet eden AKP’den istifa ettikten sonra DEVA Partisi Genel Başkanı olan Ali Babacan, korona salgını nedeniyle yürütülen ekonomik tedbirleri ve 10 Mayıs günü yaşanan kaosa ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Karar TV’de Ahmet Taşgetiren, Elif Çakır ve Yıldıray Oğur’un sorularını yanıtlayan Ali Babacan, AKP iktidarının korona önlemlerinin yetersiz olduğunu vurgulayarak “Böyle giderse ekonomi hem durgunluk hem de yüksek enflasyonu aynı anda yaşayacak. Bu çok tehlikeli” dedi. Koronaya mücadelede en büyük hatanın ise belediyelere yardım yasağı getirmek olduğunu belirten Babacan, özel bankaların yönetiminin de artık devlet tarafından kontrol altına alındığını ve son dönemde yüze yakın yöneticinin işten atıldığına dikkat çekti.
“GERÇEK İSTİFA BÖYLE OLMAZ”
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun istifası ile ilgili “10 Nisan sorumluluğu operasyonla buharlaştırıldı. Böyle büyük bir ülkeye karşı ayıp” yorumunda bulunan Babacan, “Ben 2019 Mart seçimlerinden hemen önce istifa mektubu verdiğimi daha yakınlarda kamuoyu duydu. Gerçek istifa böyle olur. Benim sayın Cumhurbaşkanı ile görüşüp de ayrılacağımı ifade etmem, Mayıs ayındadır. Fiilen ayrılmam 8 Temmuz’dur. Samimi istifa böyle olur. Ben istanbul seçimlerini bekledim ve ayrıldım. Çok zor değil bunları yapmak ama yapılmadı.” dedi.
“Böylesi istifalar aslında kısa vadede çok popülerite de oluştur” diyen Babacan, “Üstelik kriz çıkarılmış bir hafta sonu, sorumluluk kimin üzerine kaldığı ile ilgili iyi bir buharlaştırma operasyonu yapıldı. İlgi başka yöne çekildi. Peki o hafta sonu yüzbinlerce insan sokağa dökülmüş, kim bilir kaç kişiye virüs bulaşmış o akşam, hızlı ve istişaresiz bir kararla, istifa ediyor. İstifa böyle olmaz. O gün yaşananlar, kaos buharlaştırıldı bir istifa operasyonuyla. Sorumluluk ortada kaldı ve konu öyle kayıtlara geçti.” ifadesini kullandı.
“TELAFİ PLANINIZ YOKSA KİMSE SİZE GÜVENMEZ”
Koronavirüs önlemlerinin önemli olanın güven vermek olduğunu belirten Babacan “Ateşi söndürmek için beklenmedik tedbirler alabilirsiniz. Merkez Bankaları bugün bunu yapıyor. Para basabilirsiniz. Bu da mümkün. Ama bu hamleleri yapınca orta ve uzun vadeli programınızın olması, ileriye dönük güvence vermeniz gerekir. Sonrası için telafi planınız yoksa kimse size güvenmez” diye konuştu. Merkez Bankası’nın oyun alanının dar olduğunu doğruyu bilen teknisyenlerin doğruyu gördüğünü ama yapamadığını belirten Babacan “MB’nin hataları şu olmuş bu olmuş artık önemli değil. Hata yapınca piyasalar aniden tepki veriyor zaten. Merkez Bankaları eksi faiz ödüyor dünyada. Ancak eksi faiz de çözüm değil. Güven yoksa ne yaparsanız yapın. Güven bir tarafa, diğer enstrümanlar bir tarafa” diye konuştu.
“SON YÜZ YILDA KARŞILAŞIAN EN BÜYÜK KRİZ”
Batı ve yabancı düşmanlığının diyalog kapılarını kapattırdığına dikkat çeken Babacan, “Sonra bir bakıyorsunuz Merkez Bankası swap görüşmelerine başlamış. Kiminle batı ülkeleri merkez bankaları ile. Ama Türkiye’nin sorunu 2-3 milyar TL ile çözülmez. Rakamlar bu noktada. Eğer ciddi miktarda kaynak gerekiyorsa, şu anda da gerekiyor öyle küçük kaynaklarla bu iş yapılamaz. Şu anda yangını söndürmek için ne gerekiyorsa yapmak lazım. Dünya tarihinin son yüz yılda karşılaştığı en büyük kriz. Dünya ekonomisi 2008-2009’da yüzde 1 küçüldü. Şimdi ise yüzde 3 küçülmesi bekleniyor. Bu bizim gibi ülkelerin çok daha fazla küçülmesi demektir.” dedi.
“DEVLET İSTEMEDİĞİ İÇİN YÜZE YAKIN ÖZEL BANKA YÖNETİCİSİ İŞTEN ÇIKARTILDI”
Türkiye’deki özel bankaların artık kendi hissedarları tarafından yönetilmediğini vurgulayan Babacan “Devletin dikte ettiğini yapmak zorunda. Başka bir çıkışları da yok. Son dönemde özel bankalardan genel müdür yardımcısı seviyesinde yüz kişi işten atıldı. Bu insanlar kendi patronlarının kararıyla atılmadı. Farklı talepleri yapmadıkları için işlerine son verildi” diye konuştu.
Türkiye’de yönetim sisteminin referandumdan önce fiili olarak değiştiğine dikkat çeken Babacan, daha önceden yönetim tarzının merkezileştiğini söyleyerek, “Öyle olmasaydı Meclis’ten geçmezdi. Bu Anayasa değişikliği ile resmileşti zaten. 2 yıl devam etmiş bir OHAL vardı zaten” dedi.
“BU SİYASİ KADRO İLE SORUNLARIN ÇÖZÜLMESİ MÜMKÜN DEĞİL”
Türkiye’nin bu siyasi kadro ile sorunları çözmesinin mümkün olmadığını belirten Babacan “83 milyon ülkeyi, tek bir karar merciinden yönetmek, ihtiyaçları görmek mümkün değil. Destekler verilirken sanki iktidar partisinin destekleri algısı oluşturulacak şekilde veriliyor. Bizim kültürümüzde sağ elin verdiğinden sol elin haberi olmaz. Kolileri üzerine amblemler falan koyarak olmaz. Kriz var ve bu krizi nasıl siyasi ranta çeviririz düşüncesi var. Burada devletin yapması gereken imkânı olan devreye soksun hep beraber bir kampanya başlatmasıydı. Devlet istismarı önlemek için kural koyar ve denetlemesini yapar. Ama hepsini ben yapayım dersen olmaz” diye konuştu.
Babacan, koronavirüs ile mücadelede yapılan en büyük hatanın belediyelere yardım yapma yasağı getirmek olduğunu, bu krizin ancak birlik ve beraberlikle aşılabileceğini kaydetti. Krizden her ülkenin etkileneceğini önemli olanın en az hasarla atlatmak olduğunu vurgulayan Babacan “Bunu ise ancak herkesi mücadeleye katarak yapabilirsiniz” ifadelerini kullandı.