Yunanistan tarafından sistematik bir şekilde uygulanan yasadışı geri itme pratiği mayıs ayında Fransız medyasında yer buldu. L’agence France-Presse kaynaklı haberde geri itmelerin en çok Erdoğan muhaliflerini tehlikeye düşürdüğü dile getiriliyor.
Tr724’ten Ensar Nur’un haberine göre Yunanistan her ne kadar inkar etse de topraklarına varan sığınmacıları yıllardır yasadışı bir şekilde Türkiye’ye geri gönderiyor. AFP tarafından geri itme mağdurlarıyla gerçekleştirilen görüşmeler ise Yunanistan’ın açıkça yalan söylediğini ortaya koyuyor.
Fransız medyasında yer alan haberde, tanıklar ve insan hakları grupları sınır dışı işlemlerinin en çok Recep Tayyip Erdoğan’ın savunmasız muhaliflerini vurduğunun altını çiziyor.
Kürt yazar Meral Şimşek’in yanı sıra KHK’lı polis memuru Mehmet ve Fransız pasaportunun kendisini geri itilmekten kurtaramadığı çifte vatandaş Meryem’in tanıklıkları, Yunanistan hükûmeti tarafından gerçekleştirilen şiddetin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Meral Şimşek, Meriç Nehri üzerinden sınırı tehlikeli bir şekilde geçtikten sonra hapis ve olası işkenceyle karşı karşıya kalmak üzere Türkiye’ye geri gönderildiklerini söylerken, kötü muameleye maruz kaldıklarını anlatıyor.
Yunan polisinin kendisini ve Suriye’den gelen başka bir kadının telefonlarına ve belgelerine el koyduktan sonra zorla soyduğunu ve dönüş yolunda öldürmeye çalışıldığını söylüyor. Bindirildikleri aracın işkenceye şahitlik edercesine idrar ve kan koktuğunu belirten yazar, iki göçmen tarafından zorla sandala bindirilmiş ve hayatını kurtarmak için sandaldan atlayıp Türkiye tarafına yüzmek zorunda kalmış.
Şimşek’in bahsettiği kişiler İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından da dile getirildi. Örgüt, Yunanistan’ın Türkiye ile sınırındaki yasadışı sınır dışı işlemlerini kolaylaştırmak için “vekil” olarak Orta Doğu veya Güney Asya kökenli erkekleri kullandığını duyurdu.
2016’daki sözde darbe girişiminin ardından Türkiye’deki baskıdan kaçmaya çalışan binlerce Kürt olmayan Türk vatandaşı da sınırı geçerek Yunanistan’dan koruma istedi.
Gülen Hareketi’ne üye olmakla suçlanan eski bir polis memuru olan Mehmet, Yunanistan’ın geçen yıl kendisini üç kez geri ittiğini iddia ediyor. Mehmet ancak dördüncü denemesinde kendisine yardım eden bir Yunan avukat sayesinde sığınma talebinde bulunabildi.
Fransız-Türk çifte vatandaşlığına sahip 32 yaşındaki Meryem, Yunan polisine Fransız kimlik kartını ve pasaportunun bir kopyasını göstermesine rağmen Ekim ayında geri itildiğini söyledi. Şu anda terör örgütü olarak kabul edilen Gülen Hareketi’nin bir parçası olmaktan mahkum edildikten sonra Türkiye’de hapse atıldı. Meryem’in davası su anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde incelenmeyi bekliyor. Fransız vatandaşı olan Meryem’in geri itilmesi dünya medyasında geniş yer bulmuştu.
Yunan otoriteleri ise geri itmelerin varlığını reddetmeyi tercih ediyor. Yunanistan’ın suç ortağı olarak görülen AB sınır ajansı Frontex’in Başkanı Fabrice Leggeri iddialar yüzünden geçtiğimiz Nisan ayının sonunda istifa etmişti.
Yunanistan tarafından sistematik bir şekilde uygulanan yasadışı geri itme pratiği mayıs ayında Fransız medyasında yer buldu. L’agence France-Presse kaynaklı haberde geri itmelerin en çok Erdoğan muhaliflerini tehlikeye düşürdüğü dile getiriliyor.
Tr724’ten Ensar Nur’un haberine göre Yunanistan her ne kadar inkar etse de topraklarına varan sığınmacıları yıllardır yasadışı bir şekilde Türkiye’ye geri gönderiyor. AFP tarafından geri itme mağdurlarıyla gerçekleştirilen görüşmeler ise Yunanistan’ın açıkça yalan söylediğini ortaya koyuyor.
Fransız medyasında yer alan haberde, tanıklar ve insan hakları grupları sınır dışı işlemlerinin en çok Recep Tayyip Erdoğan’ın savunmasız muhaliflerini vurduğunun altını çiziyor.
Kürt yazar Meral Şimşek’in yanı sıra KHK’lı polis memuru Mehmet ve Fransız pasaportunun kendisini geri itilmekten kurtaramadığı çifte vatandaş Meryem’in tanıklıkları, Yunanistan hükûmeti tarafından gerçekleştirilen şiddetin boyutlarını gözler önüne seriyor.
Meral Şimşek, Meriç Nehri üzerinden sınırı tehlikeli bir şekilde geçtikten sonra hapis ve olası işkenceyle karşı karşıya kalmak üzere Türkiye’ye geri gönderildiklerini söylerken, kötü muameleye maruz kaldıklarını anlatıyor.
Yunan polisinin kendisini ve Suriye’den gelen başka bir kadının telefonlarına ve belgelerine el koyduktan sonra zorla soyduğunu ve dönüş yolunda öldürmeye çalışıldığını söylüyor. Bindirildikleri aracın işkenceye şahitlik edercesine idrar ve kan koktuğunu belirten yazar, iki göçmen tarafından zorla sandala bindirilmiş ve hayatını kurtarmak için sandaldan atlayıp Türkiye tarafına yüzmek zorunda kalmış.
Şimşek’in bahsettiği kişiler İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından da dile getirildi. Örgüt, Yunanistan’ın Türkiye ile sınırındaki yasadışı sınır dışı işlemlerini kolaylaştırmak için “vekil” olarak Orta Doğu veya Güney Asya kökenli erkekleri kullandığını duyurdu.
2016’daki sözde darbe girişiminin ardından Türkiye’deki baskıdan kaçmaya çalışan binlerce Kürt olmayan Türk vatandaşı da sınırı geçerek Yunanistan’dan koruma istedi.
Gülen Hareketi’ne üye olmakla suçlanan eski bir polis memuru olan Mehmet, Yunanistan’ın geçen yıl kendisini üç kez geri ittiğini iddia ediyor. Mehmet ancak dördüncü denemesinde kendisine yardım eden bir Yunan avukat sayesinde sığınma talebinde bulunabildi.
Fransız-Türk çifte vatandaşlığına sahip 32 yaşındaki Meryem, Yunan polisine Fransız kimlik kartını ve pasaportunun bir kopyasını göstermesine rağmen Ekim ayında geri itildiğini söyledi. Şu anda terör örgütü olarak kabul edilen Gülen Hareketi’nin bir parçası olmaktan mahkum edildikten sonra Türkiye’de hapse atıldı. Meryem’in davası su anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin önünde incelenmeyi bekliyor. Fransız vatandaşı olan Meryem’in geri itilmesi dünya medyasında geniş yer bulmuştu.
Yunan otoriteleri ise geri itmelerin varlığını reddetmeyi tercih ediyor. Yunanistan’ın suç ortağı olarak görülen AB sınır ajansı Frontex’in Başkanı Fabrice Leggeri iddialar yüzünden geçtiğimiz Nisan ayının sonunda istifa etmişti.