Türkiye’de iktidar cephesi, ceza kanununa “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ekleyecek hükümde, Yargıtay’ın “gerekçesi muğlak” ve “basın-yayın” için değerlendirmesiyle “sakıncalı” uyarısına rağmen geri adım atmadı.
VOA’dan Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre, TBMM Adalet Komisyonu’nda bu gece medya / sosyal medya alanına yönelik yasa teklifindeki en tartışmalı madde, AKP ve MHP’nin oy çokluğuyla geçti. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “dezenformasyonu önleme” iddiasıyla “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şeklinde yeni suç eklenmesinden vazgeçilmemiş oldu. Muhalefet ve basın meslek örgütlerinin eleştirileriyle ve değişiklik talepleri yanıtsız bırakıldı. AKP-MHP, teklif üzerinde önergeleriyle sadece küçük rötuşlar yaptı. Gece sonunda 40 maddelik yasa teklifi, tümüyle Komisyon’da geçti.
Teklif sahibi MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız, 26 Mayıs’ta teklif sunulduğundan beri “Bu teklifle haber yaptığı için gazeteciler yargılanamaz” derken teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de, bugün muhalefet eleştirilerine karşılık “Gazetecilere, basına uygulanacak diye bir şey yok” ifadesini kullandı.
Ardından Yargıtay’ın değerlendirmesine başvuruldu. TCK’ya yeni suç eklenmesine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı adına Savcı Mutahar Keleşoğlu, “Böylesi suç düzenlemesine ihtiyaç olduğunu” savundu. Ancak Yargıtay adına 8. Daire Üyesi Hakim İhsan Baştürk, “Ceza hukuku açısından suçlu ve cezada belirlilik ilkesi” itibariyle “sakıncalı” tespitini paylaştı.
Yargıtay Hakimi Baştürk, ceza hükmündeki “halk arasında endişe, korku yaratmak saikiyle Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir” gerekçesini “muğlak” diye eleştirdi.
Yargıtay’ın suçun belirsizliği nedeniyle ilk derece mahkemelerce alınacak kararlarda sıkıntılar olacağını belirtmesi üzerine AKP ve MHP, tepki gösterdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın, “Boş hikaye anlatıyorsun” sözüyle Hakim Baştürk’e tepki göstermesiyle, Komisyon’da tartışma yaşandı.
CHP, HDP ve İyi Parti’li vekiller, Hakim Baştürk’ün hukuki değerlendirme yaptığını belirterek MHP’li Yıldız’a, “özür dileme” çağrısı yaptı.
AKP’li Komisyon Başkanı Abdullah Güler ise, Hakim Baştürk’e talep etmesine rağmen yeniden söz vermedi ve tartışma bittiğinde ceza maddesini oylamaya sundu. Oy çokluğuyla madde, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş oldu. Öte yandan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ile Parlamento Muhabirleri Derneği’nin (PMD) söz alma talepleri de reddedildi.
Böylece AKP-MHP’nin oy çokluğuyla 29. maddedeki “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” hükmü kabul edildi.
“Gazeteciler için ‘gazetecilikten değil dezenformasyondan attık’ diyeceksiniz”
Görüşmeler sırasında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Komisyon’a gelerek özellikle yeni suç maddesini eleştirdi. Özel, dezenformasyon suç olacaksa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye fezleke gelmesi gerektiğini söyledi. Özel, “Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz… Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye’ diyeceğinizi de görüyoruz” dedi.
Bu madde için “Bu teklifteki can damarı” diyen Özel, “Bu kanundan gazeteciler yargılanacak mı yargılanmayacak mı? Sayın Fethi Yıldız, ‘yargılanmayacak’ diyor. Siz gazetecilere ‘bundan size bir şey olmaz’ diyormuşsunuz. Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz. Ya ajan ya terörist. Ne görürseniz. Karşı taraftaki herkesi bir şeyle itham ediyorsunuz. Siz vatansever, karşı vatan haini. Dezenformasyon kanunu lazım, ‘illallah’ dedik. Siz bir ise biz beş rahatsız oluyoruz. Ama bunu gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, özgür basını zora sokmayacak şekilde düzenlemek lazım. Dedik ki, basın meslek örgütleriyle yuvarlak masa yaparız, biz de katkı sağlarız, sonra yasayı geçiririz. Fahrettin Altun, pergole yaptırmış. Yapıldığı doğru. Gazeteciler çatır çatır yargılanıyor. Pergole yapan değil, haberini yapan ceza alıyor. Muğlak ifadeler, yargı vesayeti getirir. ‘Nasıl olsa devir bizim devrimiz’ diye yapılmış yasalardan fayda görmeyeceksiniz” diye konuştu.
Yargıtay Hakimi: “Suç tanımı belirsiz, yargıda tartışma çıkacaktır”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi İhsan Baştürk, ceza hukuku açısından hangi fiilin suç olarak tanımlandığını açık ve net şekilde hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Baştürk, “Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesi. Maddedeki ‘iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu düzeni’, ‘genel sağlık’, ‘kamu barışını bozma’ gibi kavramlarındaki içeriğin belirlenmesi zorluk yaratacaktır. Yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir” dedi.
Ceza hükmündeki Türkiye’nin “iç ve dış güvenliği”, “kamu düzeni ve genel sağlığı” gibi muğlaklığa dikkat çeken Baştürk, maddedeki “kamu barışını bozmaya elverişli” ifadesiyle de neyin suçun kapsamında olduğunu belirlemede güçlük olacağını söyledi.
Ceza hukukçusu ve hakim olmasının yanı sıra fikri mülkiyet haklarında uzman olduğunu belirten Baştürk, suçtaki “alenen yayma” ifadesini de belirlemek gerektiğini kaydetti. Baştürk, “Fikri mülkiyet mevzuatında ‘alenen yayma’ ifadesi toplumla buluşturmaktır. Gerekçe metninden alenen yaymanın ne olduğu anlaşılamıyor. Uygulamada güçlükler doğuracak nitelikte gözüküyor” tespitinde bulundu.
“Gerçeğe aykırı bilgi hangi tür bilgi, belirlenmeli”
Sosyal medya bağlamında paylaşımlar yapılması yanı sıra özellikle de gazetecilerce yapılacak haberler bağlamında da belirsizliği vurgulayan Baştürk, “Sosyal medyada herhangi bir içerik ile ilgili beğenilmesi, retweet yapılması, paylaşılması söz konusu. Hangi filler suçu oluşturacak? Belirlilik ilkesi çerçevesince, ciddi sakıncalar doğuracak gözüküyor. Gerçeğe aykırı bilgi kavramı da üzerine konuşmaya değer. Buradaki gerçeklik nedir? Veri mi, bilgi mi, nasıl bilgi olmalı, araştırmaya dayalı mı olmalı, hangi kurum, kuruluş, hangi üniversite, hangi sivil toplum kuruluşunca açıklanan bilgi? Suça konu olan hangi tür bilgi olduğu kanun kapsamında belirlenmeli” dedi.
Bu noktada AKP ve MHP’li vekillerce “hakim karar verecek” yönünde laf atılması üzerine Hakim Baştürk, gerçeğe aykırı bilgi konusunda “Tabiiki hakim tarafından belirlenecek. Ama bu oldukça güç gözüküyor” yanıtını verdi.
Yargıtay Hakimi’ne göre suç tanımı gazetecilere yönelik
Ceza maddesindeki “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle” bölümünde belirsizlik olduğunu vurgulayan Baştürk, “Ceza politikası bakımından ceza hukuku sistemimizde, ‘saik’ unsuru çok sınırlı hallerde var. Öldürmeyle ilgili suçlamada, ‘kan gütme saikiyle öldürme’ var. Bunun dışında hiçbir durumda saikin suç unsuru olduğuyla karşılaşmıyoruz. Saik unsurunun da belirlenmesinde yarar var diye düşünüyorum. Hakim gözüyle söylüyorum, öngörülen suç için sadece hapis cezası tercih edilmiş olması da suç için dengesizlik oluşturacaktır. Her durumda hapis cezası verilmesi tartışması olabilecektir. Yüzde 99 basın yayın yoluyla işlenebilecek bir suç. Bunun tekrar ağırlaştırılması da suç yapma tekniği açısından sıkıntı yaratıyor” diye konuştu.
Bu sırada MHP’li Feti Yıldız’ın Hakim Baştürk’ü hedef alarak, “Boş hikaye anlatıyorsun” çıkışı dikkat çekti. Yıldız, hakime soru sormak istediğini belirtince AKP’li Komisyon Başkanı usül yönünden izin vermedi.
Hakim Baştürk ise, “Açıkladığım sebeplerle suçlu ve cezada belirlilik ilkesi bağlamında doğurabileceği sakıncalara işaret ettim. Rey’sen temyize tabii tutulan suçlara bunu tutuyor. Kanun koyucu ‘uygulamasında sorunlar çıkar ve buna istinaf yetmez bir de temyiz baksın’ diyor” değerlendirmesiyle sözlerini bitirdi.
CHP’li Özkan’dan MHP ve AKP’ye: “Tek başına yasa yap”
MHP’li Yıldız, Baştürk’e tepki göstermeye devam ederek, “Suç felsefesi yaptı” dedi. Yıldız gibi diğer teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de Yargıtay hakiminin görüşüne karşı “Afaki, içi boş değerlendirme olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
CHP’li Tuncay Özkan, Hakim Baştürk’ün özellikle gazetecilere yönelik yargılama yapılacağını işaret ettiğini söyleyerek, MHP’li Yıldız’ın hakime müdahalesine karşı çıktı. Bu sırada AKP’li Başkan Güler, Özkan’a söz vermediğini belirterek, konuşmamasını istedi. Özkan, “Özgürlük ortamını konuşuyoruz. Yap sen, tek başına yasa yap. Katılmıyorum hiçbirine. Yargıtay’da uygulamayı yapacak olanı sustur, gazeteciyi sustur. Buyur sen konuş” tepkisini gösterdi.
Meslek örgütlerine kulak verilmediği gibi Yargıtay’ın suçu eleştirmesine de kulak tıkandığını vurgulayan Özkan, TBMM Adalet Komisyonu’nu terk etti.
CHP’nin Komisyon Sözcüsü Zeynel Emre ise, iktidar cephesinde kendi görüşüyle örtüşmediği için Yargıtay hakimine yönelik “küçümseme tavrı” sergilendiğini söyledi. CHP’li Turan Aydoğan da MHP’li Yıldız’a, özür dileme çağrısı yaptı. Buna karşı Yıldız ve AKP’li Özdemir ise, “işlenmesi çok zor suç tanımı” yapıldığını iddia etti.
Sonrasında diğer maddeler ise görüşülerek AKP-MHP’nin oy çokluğuyla, tasarı Komisyon’dan geçti.
Türkiye’de iktidar cephesi, ceza kanununa “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ekleyecek hükümde, Yargıtay’ın “gerekçesi muğlak” ve “basın-yayın” için değerlendirmesiyle “sakıncalı” uyarısına rağmen geri adım atmadı.
VOA’dan Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre, TBMM Adalet Komisyonu’nda bu gece medya / sosyal medya alanına yönelik yasa teklifindeki en tartışmalı madde, AKP ve MHP’nin oy çokluğuyla geçti. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “dezenformasyonu önleme” iddiasıyla “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şeklinde yeni suç eklenmesinden vazgeçilmemiş oldu. Muhalefet ve basın meslek örgütlerinin eleştirileriyle ve değişiklik talepleri yanıtsız bırakıldı. AKP-MHP, teklif üzerinde önergeleriyle sadece küçük rötuşlar yaptı. Gece sonunda 40 maddelik yasa teklifi, tümüyle Komisyon’da geçti.
Teklif sahibi MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız, 26 Mayıs’ta teklif sunulduğundan beri “Bu teklifle haber yaptığı için gazeteciler yargılanamaz” derken teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de, bugün muhalefet eleştirilerine karşılık “Gazetecilere, basına uygulanacak diye bir şey yok” ifadesini kullandı.
Ardından Yargıtay’ın değerlendirmesine başvuruldu. TCK’ya yeni suç eklenmesine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı adına Savcı Mutahar Keleşoğlu, “Böylesi suç düzenlemesine ihtiyaç olduğunu” savundu. Ancak Yargıtay adına 8. Daire Üyesi Hakim İhsan Baştürk, “Ceza hukuku açısından suçlu ve cezada belirlilik ilkesi” itibariyle “sakıncalı” tespitini paylaştı.
Yargıtay Hakimi Baştürk, ceza hükmündeki “halk arasında endişe, korku yaratmak saikiyle Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir” gerekçesini “muğlak” diye eleştirdi.
Yargıtay’ın suçun belirsizliği nedeniyle ilk derece mahkemelerce alınacak kararlarda sıkıntılar olacağını belirtmesi üzerine AKP ve MHP, tepki gösterdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın, “Boş hikaye anlatıyorsun” sözüyle Hakim Baştürk’e tepki göstermesiyle, Komisyon’da tartışma yaşandı.
CHP, HDP ve İyi Parti’li vekiller, Hakim Baştürk’ün hukuki değerlendirme yaptığını belirterek MHP’li Yıldız’a, “özür dileme” çağrısı yaptı.
AKP’li Komisyon Başkanı Abdullah Güler ise, Hakim Baştürk’e talep etmesine rağmen yeniden söz vermedi ve tartışma bittiğinde ceza maddesini oylamaya sundu. Oy çokluğuyla madde, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş oldu. Öte yandan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ile Parlamento Muhabirleri Derneği’nin (PMD) söz alma talepleri de reddedildi.
Böylece AKP-MHP’nin oy çokluğuyla 29. maddedeki “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” hükmü kabul edildi.
“Gazeteciler için ‘gazetecilikten değil dezenformasyondan attık’ diyeceksiniz”
Görüşmeler sırasında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Komisyon’a gelerek özellikle yeni suç maddesini eleştirdi. Özel, dezenformasyon suç olacaksa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye fezleke gelmesi gerektiğini söyledi. Özel, “Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz… Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye’ diyeceğinizi de görüyoruz” dedi.
Bu madde için “Bu teklifteki can damarı” diyen Özel, “Bu kanundan gazeteciler yargılanacak mı yargılanmayacak mı? Sayın Fethi Yıldız, ‘yargılanmayacak’ diyor. Siz gazetecilere ‘bundan size bir şey olmaz’ diyormuşsunuz. Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz. Ya ajan ya terörist. Ne görürseniz. Karşı taraftaki herkesi bir şeyle itham ediyorsunuz. Siz vatansever, karşı vatan haini. Dezenformasyon kanunu lazım, ‘illallah’ dedik. Siz bir ise biz beş rahatsız oluyoruz. Ama bunu gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, özgür basını zora sokmayacak şekilde düzenlemek lazım. Dedik ki, basın meslek örgütleriyle yuvarlak masa yaparız, biz de katkı sağlarız, sonra yasayı geçiririz. Fahrettin Altun, pergole yaptırmış. Yapıldığı doğru. Gazeteciler çatır çatır yargılanıyor. Pergole yapan değil, haberini yapan ceza alıyor. Muğlak ifadeler, yargı vesayeti getirir. ‘Nasıl olsa devir bizim devrimiz’ diye yapılmış yasalardan fayda görmeyeceksiniz” diye konuştu.
Yargıtay Hakimi: “Suç tanımı belirsiz, yargıda tartışma çıkacaktır”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi İhsan Baştürk, ceza hukuku açısından hangi fiilin suç olarak tanımlandığını açık ve net şekilde hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Baştürk, “Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesi. Maddedeki ‘iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu düzeni’, ‘genel sağlık’, ‘kamu barışını bozma’ gibi kavramlarındaki içeriğin belirlenmesi zorluk yaratacaktır. Yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir” dedi.
Ceza hükmündeki Türkiye’nin “iç ve dış güvenliği”, “kamu düzeni ve genel sağlığı” gibi muğlaklığa dikkat çeken Baştürk, maddedeki “kamu barışını bozmaya elverişli” ifadesiyle de neyin suçun kapsamında olduğunu belirlemede güçlük olacağını söyledi.
Ceza hukukçusu ve hakim olmasının yanı sıra fikri mülkiyet haklarında uzman olduğunu belirten Baştürk, suçtaki “alenen yayma” ifadesini de belirlemek gerektiğini kaydetti. Baştürk, “Fikri mülkiyet mevzuatında ‘alenen yayma’ ifadesi toplumla buluşturmaktır. Gerekçe metninden alenen yaymanın ne olduğu anlaşılamıyor. Uygulamada güçlükler doğuracak nitelikte gözüküyor” tespitinde bulundu.
“Gerçeğe aykırı bilgi hangi tür bilgi, belirlenmeli”
Sosyal medya bağlamında paylaşımlar yapılması yanı sıra özellikle de gazetecilerce yapılacak haberler bağlamında da belirsizliği vurgulayan Baştürk, “Sosyal medyada herhangi bir içerik ile ilgili beğenilmesi, retweet yapılması, paylaşılması söz konusu. Hangi filler suçu oluşturacak? Belirlilik ilkesi çerçevesince, ciddi sakıncalar doğuracak gözüküyor. Gerçeğe aykırı bilgi kavramı da üzerine konuşmaya değer. Buradaki gerçeklik nedir? Veri mi, bilgi mi, nasıl bilgi olmalı, araştırmaya dayalı mı olmalı, hangi kurum, kuruluş, hangi üniversite, hangi sivil toplum kuruluşunca açıklanan bilgi? Suça konu olan hangi tür bilgi olduğu kanun kapsamında belirlenmeli” dedi.
Bu noktada AKP ve MHP’li vekillerce “hakim karar verecek” yönünde laf atılması üzerine Hakim Baştürk, gerçeğe aykırı bilgi konusunda “Tabiiki hakim tarafından belirlenecek. Ama bu oldukça güç gözüküyor” yanıtını verdi.
Yargıtay Hakimi’ne göre suç tanımı gazetecilere yönelik
Ceza maddesindeki “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle” bölümünde belirsizlik olduğunu vurgulayan Baştürk, “Ceza politikası bakımından ceza hukuku sistemimizde, ‘saik’ unsuru çok sınırlı hallerde var. Öldürmeyle ilgili suçlamada, ‘kan gütme saikiyle öldürme’ var. Bunun dışında hiçbir durumda saikin suç unsuru olduğuyla karşılaşmıyoruz. Saik unsurunun da belirlenmesinde yarar var diye düşünüyorum. Hakim gözüyle söylüyorum, öngörülen suç için sadece hapis cezası tercih edilmiş olması da suç için dengesizlik oluşturacaktır. Her durumda hapis cezası verilmesi tartışması olabilecektir. Yüzde 99 basın yayın yoluyla işlenebilecek bir suç. Bunun tekrar ağırlaştırılması da suç yapma tekniği açısından sıkıntı yaratıyor” diye konuştu.
Bu sırada MHP’li Feti Yıldız’ın Hakim Baştürk’ü hedef alarak, “Boş hikaye anlatıyorsun” çıkışı dikkat çekti. Yıldız, hakime soru sormak istediğini belirtince AKP’li Komisyon Başkanı usül yönünden izin vermedi.
Hakim Baştürk ise, “Açıkladığım sebeplerle suçlu ve cezada belirlilik ilkesi bağlamında doğurabileceği sakıncalara işaret ettim. Rey’sen temyize tabii tutulan suçlara bunu tutuyor. Kanun koyucu ‘uygulamasında sorunlar çıkar ve buna istinaf yetmez bir de temyiz baksın’ diyor” değerlendirmesiyle sözlerini bitirdi.
CHP’li Özkan’dan MHP ve AKP’ye: “Tek başına yasa yap”
MHP’li Yıldız, Baştürk’e tepki göstermeye devam ederek, “Suç felsefesi yaptı” dedi. Yıldız gibi diğer teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de Yargıtay hakiminin görüşüne karşı “Afaki, içi boş değerlendirme olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
CHP’li Tuncay Özkan, Hakim Baştürk’ün özellikle gazetecilere yönelik yargılama yapılacağını işaret ettiğini söyleyerek, MHP’li Yıldız’ın hakime müdahalesine karşı çıktı. Bu sırada AKP’li Başkan Güler, Özkan’a söz vermediğini belirterek, konuşmamasını istedi. Özkan, “Özgürlük ortamını konuşuyoruz. Yap sen, tek başına yasa yap. Katılmıyorum hiçbirine. Yargıtay’da uygulamayı yapacak olanı sustur, gazeteciyi sustur. Buyur sen konuş” tepkisini gösterdi.
Meslek örgütlerine kulak verilmediği gibi Yargıtay’ın suçu eleştirmesine de kulak tıkandığını vurgulayan Özkan, TBMM Adalet Komisyonu’nu terk etti.
CHP’nin Komisyon Sözcüsü Zeynel Emre ise, iktidar cephesinde kendi görüşüyle örtüşmediği için Yargıtay hakimine yönelik “küçümseme tavrı” sergilendiğini söyledi. CHP’li Turan Aydoğan da MHP’li Yıldız’a, özür dileme çağrısı yaptı. Buna karşı Yıldız ve AKP’li Özdemir ise, “işlenmesi çok zor suç tanımı” yapıldığını iddia etti.
Sonrasında diğer maddeler ise görüşülerek AKP-MHP’nin oy çokluğuyla, tasarı Komisyon’dan geçti.
Türkiye’de iktidar cephesi, ceza kanununa “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ekleyecek hükümde, Yargıtay’ın “gerekçesi muğlak” ve “basın-yayın” için değerlendirmesiyle “sakıncalı” uyarısına rağmen geri adım atmadı.
VOA’dan Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre, TBMM Adalet Komisyonu’nda bu gece medya / sosyal medya alanına yönelik yasa teklifindeki en tartışmalı madde, AKP ve MHP’nin oy çokluğuyla geçti. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “dezenformasyonu önleme” iddiasıyla “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şeklinde yeni suç eklenmesinden vazgeçilmemiş oldu. Muhalefet ve basın meslek örgütlerinin eleştirileriyle ve değişiklik talepleri yanıtsız bırakıldı. AKP-MHP, teklif üzerinde önergeleriyle sadece küçük rötuşlar yaptı. Gece sonunda 40 maddelik yasa teklifi, tümüyle Komisyon’da geçti.
Teklif sahibi MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız, 26 Mayıs’ta teklif sunulduğundan beri “Bu teklifle haber yaptığı için gazeteciler yargılanamaz” derken teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de, bugün muhalefet eleştirilerine karşılık “Gazetecilere, basına uygulanacak diye bir şey yok” ifadesini kullandı.
Ardından Yargıtay’ın değerlendirmesine başvuruldu. TCK’ya yeni suç eklenmesine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı adına Savcı Mutahar Keleşoğlu, “Böylesi suç düzenlemesine ihtiyaç olduğunu” savundu. Ancak Yargıtay adına 8. Daire Üyesi Hakim İhsan Baştürk, “Ceza hukuku açısından suçlu ve cezada belirlilik ilkesi” itibariyle “sakıncalı” tespitini paylaştı.
Yargıtay Hakimi Baştürk, ceza hükmündeki “halk arasında endişe, korku yaratmak saikiyle Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir” gerekçesini “muğlak” diye eleştirdi.
Yargıtay’ın suçun belirsizliği nedeniyle ilk derece mahkemelerce alınacak kararlarda sıkıntılar olacağını belirtmesi üzerine AKP ve MHP, tepki gösterdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın, “Boş hikaye anlatıyorsun” sözüyle Hakim Baştürk’e tepki göstermesiyle, Komisyon’da tartışma yaşandı.
CHP, HDP ve İyi Parti’li vekiller, Hakim Baştürk’ün hukuki değerlendirme yaptığını belirterek MHP’li Yıldız’a, “özür dileme” çağrısı yaptı.
AKP’li Komisyon Başkanı Abdullah Güler ise, Hakim Baştürk’e talep etmesine rağmen yeniden söz vermedi ve tartışma bittiğinde ceza maddesini oylamaya sundu. Oy çokluğuyla madde, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş oldu. Öte yandan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ile Parlamento Muhabirleri Derneği’nin (PMD) söz alma talepleri de reddedildi.
Böylece AKP-MHP’nin oy çokluğuyla 29. maddedeki “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” hükmü kabul edildi.
“Gazeteciler için ‘gazetecilikten değil dezenformasyondan attık’ diyeceksiniz”
Görüşmeler sırasında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Komisyon’a gelerek özellikle yeni suç maddesini eleştirdi. Özel, dezenformasyon suç olacaksa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye fezleke gelmesi gerektiğini söyledi. Özel, “Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz… Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye’ diyeceğinizi de görüyoruz” dedi.
Bu madde için “Bu teklifteki can damarı” diyen Özel, “Bu kanundan gazeteciler yargılanacak mı yargılanmayacak mı? Sayın Fethi Yıldız, ‘yargılanmayacak’ diyor. Siz gazetecilere ‘bundan size bir şey olmaz’ diyormuşsunuz. Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz. Ya ajan ya terörist. Ne görürseniz. Karşı taraftaki herkesi bir şeyle itham ediyorsunuz. Siz vatansever, karşı vatan haini. Dezenformasyon kanunu lazım, ‘illallah’ dedik. Siz bir ise biz beş rahatsız oluyoruz. Ama bunu gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, özgür basını zora sokmayacak şekilde düzenlemek lazım. Dedik ki, basın meslek örgütleriyle yuvarlak masa yaparız, biz de katkı sağlarız, sonra yasayı geçiririz. Fahrettin Altun, pergole yaptırmış. Yapıldığı doğru. Gazeteciler çatır çatır yargılanıyor. Pergole yapan değil, haberini yapan ceza alıyor. Muğlak ifadeler, yargı vesayeti getirir. ‘Nasıl olsa devir bizim devrimiz’ diye yapılmış yasalardan fayda görmeyeceksiniz” diye konuştu.
Yargıtay Hakimi: “Suç tanımı belirsiz, yargıda tartışma çıkacaktır”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi İhsan Baştürk, ceza hukuku açısından hangi fiilin suç olarak tanımlandığını açık ve net şekilde hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Baştürk, “Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesi. Maddedeki ‘iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu düzeni’, ‘genel sağlık’, ‘kamu barışını bozma’ gibi kavramlarındaki içeriğin belirlenmesi zorluk yaratacaktır. Yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir” dedi.
Ceza hükmündeki Türkiye’nin “iç ve dış güvenliği”, “kamu düzeni ve genel sağlığı” gibi muğlaklığa dikkat çeken Baştürk, maddedeki “kamu barışını bozmaya elverişli” ifadesiyle de neyin suçun kapsamında olduğunu belirlemede güçlük olacağını söyledi.
Ceza hukukçusu ve hakim olmasının yanı sıra fikri mülkiyet haklarında uzman olduğunu belirten Baştürk, suçtaki “alenen yayma” ifadesini de belirlemek gerektiğini kaydetti. Baştürk, “Fikri mülkiyet mevzuatında ‘alenen yayma’ ifadesi toplumla buluşturmaktır. Gerekçe metninden alenen yaymanın ne olduğu anlaşılamıyor. Uygulamada güçlükler doğuracak nitelikte gözüküyor” tespitinde bulundu.
“Gerçeğe aykırı bilgi hangi tür bilgi, belirlenmeli”
Sosyal medya bağlamında paylaşımlar yapılması yanı sıra özellikle de gazetecilerce yapılacak haberler bağlamında da belirsizliği vurgulayan Baştürk, “Sosyal medyada herhangi bir içerik ile ilgili beğenilmesi, retweet yapılması, paylaşılması söz konusu. Hangi filler suçu oluşturacak? Belirlilik ilkesi çerçevesince, ciddi sakıncalar doğuracak gözüküyor. Gerçeğe aykırı bilgi kavramı da üzerine konuşmaya değer. Buradaki gerçeklik nedir? Veri mi, bilgi mi, nasıl bilgi olmalı, araştırmaya dayalı mı olmalı, hangi kurum, kuruluş, hangi üniversite, hangi sivil toplum kuruluşunca açıklanan bilgi? Suça konu olan hangi tür bilgi olduğu kanun kapsamında belirlenmeli” dedi.
Bu noktada AKP ve MHP’li vekillerce “hakim karar verecek” yönünde laf atılması üzerine Hakim Baştürk, gerçeğe aykırı bilgi konusunda “Tabiiki hakim tarafından belirlenecek. Ama bu oldukça güç gözüküyor” yanıtını verdi.
Yargıtay Hakimi’ne göre suç tanımı gazetecilere yönelik
Ceza maddesindeki “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle” bölümünde belirsizlik olduğunu vurgulayan Baştürk, “Ceza politikası bakımından ceza hukuku sistemimizde, ‘saik’ unsuru çok sınırlı hallerde var. Öldürmeyle ilgili suçlamada, ‘kan gütme saikiyle öldürme’ var. Bunun dışında hiçbir durumda saikin suç unsuru olduğuyla karşılaşmıyoruz. Saik unsurunun da belirlenmesinde yarar var diye düşünüyorum. Hakim gözüyle söylüyorum, öngörülen suç için sadece hapis cezası tercih edilmiş olması da suç için dengesizlik oluşturacaktır. Her durumda hapis cezası verilmesi tartışması olabilecektir. Yüzde 99 basın yayın yoluyla işlenebilecek bir suç. Bunun tekrar ağırlaştırılması da suç yapma tekniği açısından sıkıntı yaratıyor” diye konuştu.
Bu sırada MHP’li Feti Yıldız’ın Hakim Baştürk’ü hedef alarak, “Boş hikaye anlatıyorsun” çıkışı dikkat çekti. Yıldız, hakime soru sormak istediğini belirtince AKP’li Komisyon Başkanı usül yönünden izin vermedi.
Hakim Baştürk ise, “Açıkladığım sebeplerle suçlu ve cezada belirlilik ilkesi bağlamında doğurabileceği sakıncalara işaret ettim. Rey’sen temyize tabii tutulan suçlara bunu tutuyor. Kanun koyucu ‘uygulamasında sorunlar çıkar ve buna istinaf yetmez bir de temyiz baksın’ diyor” değerlendirmesiyle sözlerini bitirdi.
CHP’li Özkan’dan MHP ve AKP’ye: “Tek başına yasa yap”
MHP’li Yıldız, Baştürk’e tepki göstermeye devam ederek, “Suç felsefesi yaptı” dedi. Yıldız gibi diğer teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de Yargıtay hakiminin görüşüne karşı “Afaki, içi boş değerlendirme olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
CHP’li Tuncay Özkan, Hakim Baştürk’ün özellikle gazetecilere yönelik yargılama yapılacağını işaret ettiğini söyleyerek, MHP’li Yıldız’ın hakime müdahalesine karşı çıktı. Bu sırada AKP’li Başkan Güler, Özkan’a söz vermediğini belirterek, konuşmamasını istedi. Özkan, “Özgürlük ortamını konuşuyoruz. Yap sen, tek başına yasa yap. Katılmıyorum hiçbirine. Yargıtay’da uygulamayı yapacak olanı sustur, gazeteciyi sustur. Buyur sen konuş” tepkisini gösterdi.
Meslek örgütlerine kulak verilmediği gibi Yargıtay’ın suçu eleştirmesine de kulak tıkandığını vurgulayan Özkan, TBMM Adalet Komisyonu’nu terk etti.
CHP’nin Komisyon Sözcüsü Zeynel Emre ise, iktidar cephesinde kendi görüşüyle örtüşmediği için Yargıtay hakimine yönelik “küçümseme tavrı” sergilendiğini söyledi. CHP’li Turan Aydoğan da MHP’li Yıldız’a, özür dileme çağrısı yaptı. Buna karşı Yıldız ve AKP’li Özdemir ise, “işlenmesi çok zor suç tanımı” yapıldığını iddia etti.
Sonrasında diğer maddeler ise görüşülerek AKP-MHP’nin oy çokluğuyla, tasarı Komisyon’dan geçti.
Türkiye’de iktidar cephesi, ceza kanununa “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu ekleyecek hükümde, Yargıtay’ın “gerekçesi muğlak” ve “basın-yayın” için değerlendirmesiyle “sakıncalı” uyarısına rağmen geri adım atmadı.
VOA’dan Yıldız Yazıcıoğlu’nun haberine göre, TBMM Adalet Komisyonu’nda bu gece medya / sosyal medya alanına yönelik yasa teklifindeki en tartışmalı madde, AKP ve MHP’nin oy çokluğuyla geçti. Türk Ceza Kanunu’na (TCK) “dezenformasyonu önleme” iddiasıyla “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” şeklinde yeni suç eklenmesinden vazgeçilmemiş oldu. Muhalefet ve basın meslek örgütlerinin eleştirileriyle ve değişiklik talepleri yanıtsız bırakıldı. AKP-MHP, teklif üzerinde önergeleriyle sadece küçük rötuşlar yaptı. Gece sonunda 40 maddelik yasa teklifi, tümüyle Komisyon’da geçti.
Teklif sahibi MHP Genel Başkan Yardımcısı Yıldız, 26 Mayıs’ta teklif sunulduğundan beri “Bu teklifle haber yaptığı için gazeteciler yargılanamaz” derken teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de, bugün muhalefet eleştirilerine karşılık “Gazetecilere, basına uygulanacak diye bir şey yok” ifadesini kullandı.
Ardından Yargıtay’ın değerlendirmesine başvuruldu. TCK’ya yeni suç eklenmesine ilişkin Yargıtay Cumhuriyet Savcılığı adına Savcı Mutahar Keleşoğlu, “Böylesi suç düzenlemesine ihtiyaç olduğunu” savundu. Ancak Yargıtay adına 8. Daire Üyesi Hakim İhsan Baştürk, “Ceza hukuku açısından suçlu ve cezada belirlilik ilkesi” itibariyle “sakıncalı” tespitini paylaştı.
Yargıtay Hakimi Baştürk, ceza hükmündeki “halk arasında endişe, korku yaratmak saikiyle Türkiye’nin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli olacak şekilde alenen yaymak suç olarak düzenlenmektedir” gerekçesini “muğlak” diye eleştirdi.
Yargıtay’ın suçun belirsizliği nedeniyle ilk derece mahkemelerce alınacak kararlarda sıkıntılar olacağını belirtmesi üzerine AKP ve MHP, tepki gösterdi. MHP Genel Başkan Yardımcısı Feti Yıldız’ın, “Boş hikaye anlatıyorsun” sözüyle Hakim Baştürk’e tepki göstermesiyle, Komisyon’da tartışma yaşandı.
CHP, HDP ve İyi Parti’li vekiller, Hakim Baştürk’ün hukuki değerlendirme yaptığını belirterek MHP’li Yıldız’a, “özür dileme” çağrısı yaptı.
AKP’li Komisyon Başkanı Abdullah Güler ise, Hakim Baştürk’e talep etmesine rağmen yeniden söz vermedi ve tartışma bittiğinde ceza maddesini oylamaya sundu. Oy çokluğuyla madde, TBMM Adalet Komisyonu’nda kabul edilmiş oldu. Öte yandan Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ile Parlamento Muhabirleri Derneği’nin (PMD) söz alma talepleri de reddedildi.
Böylece AKP-MHP’nin oy çokluğuyla 29. maddedeki “Sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle, ülkenin iç ve dış güvenliği, kamu düzeni ve genel sağlığı ile ilgili gerçeğe aykırı bir bilgiyi, kamu barışını bozmaya elverişli şekilde alenen yayan kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılır” hükmü kabul edildi.
“Gazeteciler için ‘gazetecilikten değil dezenformasyondan attık’ diyeceksiniz”
Görüşmeler sırasında CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel de Komisyon’a gelerek özellikle yeni suç maddesini eleştirdi. Özel, dezenformasyon suç olacaksa, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’ye fezleke gelmesi gerektiğini söyledi. Özel, “Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz… Gazetecilikten değil dezenformasyondan attık içeriye’ diyeceğinizi de görüyoruz” dedi.
Bu madde için “Bu teklifteki can damarı” diyen Özel, “Bu kanundan gazeteciler yargılanacak mı yargılanmayacak mı? Sayın Fethi Yıldız, ‘yargılanmayacak’ diyor. Siz gazetecilere ‘bundan size bir şey olmaz’ diyormuşsunuz. Bu husustan bal gibi gazeteci yargılanacak. Siz ‘Türkiye’de haber yaptığı için yargılanan yok, o kişi halkı yanıltıcı bilgiyi yaydığı için yargılanıyor’ diyeceksiniz. Ya ajan ya terörist. Ne görürseniz. Karşı taraftaki herkesi bir şeyle itham ediyorsunuz. Siz vatansever, karşı vatan haini. Dezenformasyon kanunu lazım, ‘illallah’ dedik. Siz bir ise biz beş rahatsız oluyoruz. Ama bunu gazetecilik mesleğini etkilemeyecek, gençleri sansürlemeyecek, özgür basını zora sokmayacak şekilde düzenlemek lazım. Dedik ki, basın meslek örgütleriyle yuvarlak masa yaparız, biz de katkı sağlarız, sonra yasayı geçiririz. Fahrettin Altun, pergole yaptırmış. Yapıldığı doğru. Gazeteciler çatır çatır yargılanıyor. Pergole yapan değil, haberini yapan ceza alıyor. Muğlak ifadeler, yargı vesayeti getirir. ‘Nasıl olsa devir bizim devrimiz’ diye yapılmış yasalardan fayda görmeyeceksiniz” diye konuştu.
Yargıtay Hakimi: “Suç tanımı belirsiz, yargıda tartışma çıkacaktır”
Yargıtay 8. Ceza Dairesi Üyesi İhsan Baştürk, ceza hukuku açısından hangi fiilin suç olarak tanımlandığını açık ve net şekilde hiçbir tereddüde imkân bırakmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Baştürk, “Gerek Türk Ceza Kanunu’na gerek özel ceza kanunlarımıza baktığımızda Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ve iptale gerekçe olarak en sık başvurulan ilkelerden birisi belirlilik ilkesi. Maddedeki ‘iç ve dış güvenliği’ kavramı, ‘kamu düzeni’, ‘genel sağlık’, ‘kamu barışını bozma’ gibi kavramlarındaki içeriğin belirlenmesi zorluk yaratacaktır. Yargı erki tarafından uygulanmasında önemli tartışmalar çıkabileceğini tahmin etmek hiç de güç değildir” dedi.
Ceza hükmündeki Türkiye’nin “iç ve dış güvenliği”, “kamu düzeni ve genel sağlığı” gibi muğlaklığa dikkat çeken Baştürk, maddedeki “kamu barışını bozmaya elverişli” ifadesiyle de neyin suçun kapsamında olduğunu belirlemede güçlük olacağını söyledi.
Ceza hukukçusu ve hakim olmasının yanı sıra fikri mülkiyet haklarında uzman olduğunu belirten Baştürk, suçtaki “alenen yayma” ifadesini de belirlemek gerektiğini kaydetti. Baştürk, “Fikri mülkiyet mevzuatında ‘alenen yayma’ ifadesi toplumla buluşturmaktır. Gerekçe metninden alenen yaymanın ne olduğu anlaşılamıyor. Uygulamada güçlükler doğuracak nitelikte gözüküyor” tespitinde bulundu.
“Gerçeğe aykırı bilgi hangi tür bilgi, belirlenmeli”
Sosyal medya bağlamında paylaşımlar yapılması yanı sıra özellikle de gazetecilerce yapılacak haberler bağlamında da belirsizliği vurgulayan Baştürk, “Sosyal medyada herhangi bir içerik ile ilgili beğenilmesi, retweet yapılması, paylaşılması söz konusu. Hangi filler suçu oluşturacak? Belirlilik ilkesi çerçevesince, ciddi sakıncalar doğuracak gözüküyor. Gerçeğe aykırı bilgi kavramı da üzerine konuşmaya değer. Buradaki gerçeklik nedir? Veri mi, bilgi mi, nasıl bilgi olmalı, araştırmaya dayalı mı olmalı, hangi kurum, kuruluş, hangi üniversite, hangi sivil toplum kuruluşunca açıklanan bilgi? Suça konu olan hangi tür bilgi olduğu kanun kapsamında belirlenmeli” dedi.
Bu noktada AKP ve MHP’li vekillerce “hakim karar verecek” yönünde laf atılması üzerine Hakim Baştürk, gerçeğe aykırı bilgi konusunda “Tabiiki hakim tarafından belirlenecek. Ama bu oldukça güç gözüküyor” yanıtını verdi.
Yargıtay Hakimi’ne göre suç tanımı gazetecilere yönelik
Ceza maddesindeki “sırf halk arasında endişe, korku veya panik yaratmak saikiyle” bölümünde belirsizlik olduğunu vurgulayan Baştürk, “Ceza politikası bakımından ceza hukuku sistemimizde, ‘saik’ unsuru çok sınırlı hallerde var. Öldürmeyle ilgili suçlamada, ‘kan gütme saikiyle öldürme’ var. Bunun dışında hiçbir durumda saikin suç unsuru olduğuyla karşılaşmıyoruz. Saik unsurunun da belirlenmesinde yarar var diye düşünüyorum. Hakim gözüyle söylüyorum, öngörülen suç için sadece hapis cezası tercih edilmiş olması da suç için dengesizlik oluşturacaktır. Her durumda hapis cezası verilmesi tartışması olabilecektir. Yüzde 99 basın yayın yoluyla işlenebilecek bir suç. Bunun tekrar ağırlaştırılması da suç yapma tekniği açısından sıkıntı yaratıyor” diye konuştu.
Bu sırada MHP’li Feti Yıldız’ın Hakim Baştürk’ü hedef alarak, “Boş hikaye anlatıyorsun” çıkışı dikkat çekti. Yıldız, hakime soru sormak istediğini belirtince AKP’li Komisyon Başkanı usül yönünden izin vermedi.
Hakim Baştürk ise, “Açıkladığım sebeplerle suçlu ve cezada belirlilik ilkesi bağlamında doğurabileceği sakıncalara işaret ettim. Rey’sen temyize tabii tutulan suçlara bunu tutuyor. Kanun koyucu ‘uygulamasında sorunlar çıkar ve buna istinaf yetmez bir de temyiz baksın’ diyor” değerlendirmesiyle sözlerini bitirdi.
CHP’li Özkan’dan MHP ve AKP’ye: “Tek başına yasa yap”
MHP’li Yıldız, Baştürk’e tepki göstermeye devam ederek, “Suç felsefesi yaptı” dedi. Yıldız gibi diğer teklif sahibi AKP’li Ahmet Özdemir de Yargıtay hakiminin görüşüne karşı “Afaki, içi boş değerlendirme olduğunu düşünüyoruz” diye konuştu.
CHP’li Tuncay Özkan, Hakim Baştürk’ün özellikle gazetecilere yönelik yargılama yapılacağını işaret ettiğini söyleyerek, MHP’li Yıldız’ın hakime müdahalesine karşı çıktı. Bu sırada AKP’li Başkan Güler, Özkan’a söz vermediğini belirterek, konuşmamasını istedi. Özkan, “Özgürlük ortamını konuşuyoruz. Yap sen, tek başına yasa yap. Katılmıyorum hiçbirine. Yargıtay’da uygulamayı yapacak olanı sustur, gazeteciyi sustur. Buyur sen konuş” tepkisini gösterdi.
Meslek örgütlerine kulak verilmediği gibi Yargıtay’ın suçu eleştirmesine de kulak tıkandığını vurgulayan Özkan, TBMM Adalet Komisyonu’nu terk etti.
CHP’nin Komisyon Sözcüsü Zeynel Emre ise, iktidar cephesinde kendi görüşüyle örtüşmediği için Yargıtay hakimine yönelik “küçümseme tavrı” sergilendiğini söyledi. CHP’li Turan Aydoğan da MHP’li Yıldız’a, özür dileme çağrısı yaptı. Buna karşı Yıldız ve AKP’li Özdemir ise, “işlenmesi çok zor suç tanımı” yapıldığını iddia etti.
Sonrasında diğer maddeler ise görüşülerek AKP-MHP’nin oy çokluğuyla, tasarı Komisyon’dan geçti.