Analiz / Doç. Dr. Osman TEK
Altı yazıdır tarihselciliğin köklerini, Batı’daki gelişimini, İslam dünyasındaki klasik ve modern temsilcilerini, örnek olaylar üzerinden farklı yorumları konuştuk. Şimdi işin en çetin yerine geldik: Eleştiriler ve geleceğe dair sorular.
Tarihselciliğe yöneltilen eleştiriler
1. “Dinî hükümleri iptal ediyorlar”
• Tarihselcilerin en sık duyduğu suçlama budur. “Eğer her hükmü bağlamına bağlarsanız, ortada din diye bir şey kalmaz” denir.
• Bu eleştiriye göre tarihselcilik, dini sekülerleştiren bir yaklaşımdır.
2. Sekülerleşme endişesi
• Bazılarına göre tarihselcilik, Batı’dan ithal bir düşüncedir. Dini kendi bağlamından koparıp modern dünyanın değerlerine uydurmak anlamına gelir.
3. Aşırı görelilik (relativizm)
• Her şeyi bağlamına hapsedersek, evrensel bir hakikat kalır mı?
• O zaman din, her dönemde yeniden yazılan bir metne dönüşmez mi?
4. “Gelenekle bağ kopuyor”
• Tarihselci yorumlar, çoğu zaman asırlardır süren mezhep ve fıkıh geleneğiyle çatışıyor. Bu da toplumsal kırılmalara yol açabiliyor.
Tarihselcilerin eleştirilere cevapları
1. Dinî özü koruyoruz
Tarihselciler, lafzı değil, maksadı koruduklarını söylüyor.
Köleliğin kaldırılması, mirasta adaletin gözetilmesi, kadınların eşitliği… Bunlar Kur’an’ın ruhuna daha uygun değil mi?
2. Tarihi bilmeden dini anlayamayız
Nüzul sebeplerini bilmeden ayetleri anlamak mümkün mü?
Hz. Peygamber’in yaşadığı toplumun şartlarını dikkate almak, vahyi küçültmek değil, büyütmektir.
3. Her çağın kendi sorusu vardır
Kur’an indiğinde Arapların sorularına cevap verdi. Bugün de bizim sorularımıza cevap verecek. Bunun yolu, o dönemin bağlamını kavrayıp ilkeyi bugüne taşımaktır.
Evrenselciliğin güçlü yanı
Evrenselcilik, dini sağlam bir zeminde tutar.
“Allah böyle emretti” diyerek değişmez bir otorite sağlar.
Bu yönüyle toplum için güven ve istikrar kaynağıdır.
Ama risk şudur: Dini dondurmak. Çağın sorunlarına cevap vermeyen bir din, genç kuşaklar için uzak ve yabancı hale gelir.
Tarihselciliğin güçlü yanı
Tarihselcilik, dini canlı tutar.
Ayetleri bugünün dünyasına taşır, adalet ve merhamet ilkelerini her çağda yeniden üretir.
Bu yönüyle toplum için dinamizm kaynağıdır.
Ama risk şudur: Aşırı görelilik. Her şey bağlama bağlanırsa, dinin evrensel ilkeleri silikleşebilir.
Bugünün Müslümanları için en acil sorular şunlar:
Yapay zekâ çağında adalet nasıl sağlanacak?
Kadın-erkek eşitliğinde Kur’an’ın mesajını nasıl anlayacağız?
Çevre felaketleriyle yüzleşirken “emanet” bilincini nasıl işleyeceğiz?
Göçmenler ve mülteciler konusunda “ensar-muhacir” ruhunu nasıl dirilteceğiz?
Tarihselcilik bu sorulara cevap arayan bir çabadır. Evrenselcilik ise bu cevapların ilahî sınırlarını korumaya çalışır.
Belki de asıl mesele şudur: Din, kökleriyle geçmişi, dallarıyla geleceği kucakladığında, işte o zaman hakikatin bütünlüğünü koruyabilir.
Sonraki makalemizde Tarihselciliğe yöneltilen eleştirileri de ortaya koyduktan sonra bu faslı kapamış olacağız.























