AKP döneminde ilan edilen grev yasaklarına dün bir yenisi daha ekledi. AKP’li Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, dünkü Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Hak İş’e bağlı Öz Büro İş Sendikası’nın Türk Standartları Enstitüsü (TSE) ve bağlı işyerlerinde önceki gün çıktığı grevi 60 gün süreyle erteleyerek yasakladı.
Yasağın gerekçesi “grevin genel sağlığı ve milli güvenliği bozucu nitelikte olması” olarak ifade edildi.
TSE’nin Ankara’da bulunan ana binasında çalışan bin 325 işçi, aylardır devam eden Toplu İş Sözleşmesi (TİS) görüşmelerinin sonuçsuz kalması üzerine önceki gün sabah saatlerinde iş bırakarak grevi başlatmıştı. Öz Büro-İş, üyelerinin talepleri karşılanana dek grevi sürdüreceklerini ilan etmiş, Sendika Genel Başkanı Abdülbaki Gülbaba, “Taleplerimiz yürürlüğe giren Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP) ile uyumlu, çözüm için her an imzaya hazırız” demişti. Gülbaba, grev alanında şu ifadeleri kullanmıştı: “Aylardır masadayız. Defalarca görüşme yaptık, uzlaşmak istedik. Mücadelemiz sadece ve sadece TSE çalışanlarının alın terinin karşılığını alması içindir. Taleplerimiz makul, mantıklı ve kamu çerçeve protokolü ile uyumludur. Ancak buna rağmen bugüne kadar bir sonuç alamadık. Bu grev, bir mecburiyetin sonucudur. Bugün arkadaşlarımızdan biri, ‘Çocuğuma okul forması alamadım’ diyor. Bir diğeri ‘Kredi kartı borcumu ödeyemiyorum, psikolojim bozuldu’ diyor. İşte biz bu seslerin tercümanıyız. Bu insanlar yıllardır TSE’ye emek vermiş, kuruma aidiyet duygusu olan insanlar. Bu kadar basit bir talep için neden aylardır bekliyoruz?”
İMZALANAN KÇP UYGULANMIYOR
Gülbaba, 40 saatlik çalışma süresi, vergi dilimlerinin sabitlenmesi, geçmişe dönük bazı hakların tanınması gibi başlıkların hâlihazırda kamu protokolünde yer aldığına dikkat çekerek “Biz KÇP’yi istiyoruz. Ne bir kuruş fazla, ne bir kuruş eksik. Bugün 600 bin işçiyi kapsayan protokol imzalandı ama TSE’de hâlâ bu gerçekleşmedi. Bu kabul edilemez” demişti.
Gülbaba’nın grev alanında açıkladığı bir diğer durum ise çalışanların greve çıkmamaları yönünde tehdit edilmesi olmuştu. İşçilere, greve çıkmaları durumunda sözleşmelerinin yenilenmeyeceğinin söylendiğini ifade eden Gülbaba, “Arkadaşlarımız odalara çağrılıyor, ‘Grevden uzak durun’ deniyor. ‘Sözleşmenizi yenilemeyiz’ gibi tehditler savruluyor. Bu açıkça suçtur. Çalışanın grev kararına herkesin saygı göstermesi gerekir. Toplu iş sözleşmesi nasıl anayasal bir haksa, grev de aynı şekilde anayasal ve yasal bir haktır” şeklinde konuşmuştu.
TEHDİDİN ARDINDAN YASAK GELDİ
Genel başkanın işçilerin tehdit edildiğini açıklamasının ve greve başlamasının ardından saatler içinde, aynı günün gecesinde grev, Resmi Gazete’nin yayımlanmasıyla ’60 gün süreyle ertelenerek’ yasaklandı. Bu grev yasağıyla birlikte AKP’li yıllarda ilan edilen grev yasağı sayısı 23’e yükseldi. Bu yasakların 19’unun gerekçesi ise “milli güvenlik” oldu. Hem “genel sağlığı” hem de “milli güvenliği” bozma gerekçesiyle en son 2020’de, Petrol-İş’in örgütlü olduğu Soda Sanayii A.Ş.’de iş durduran 550 işçinin grevi yasaklanmıştı.
Dün ilan edilen yasak ise TSE ve bağlı işyerlerinde çalışan 2 bin 745 işçiyi ilgilendiriyor. Böylece AKP’li yıllarda grev hakkı elinden alınan işçi sayısı neredeyse 204 bin oldu.