Türkiye günlerdir sahte e-imza skandalını konuşuyor. Skandalın merkezinde ise elektronik imza sisteminin altyapısını kuran ve denetlemekle yükümlü olan Bilişim Teknolojileri Kurumu (BTK) var. BTK’nın bağlı olduğu Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda kurumdan sorumlu isim ise Bakan Yardımcısı Ömer Fatih Sayan.
Gazeteci Deniz Zeyrek’in aktardığına göre, bazı kamu görevlilerinin elektronik imzaları çeteler tarafından kopyalanarak kamu kurumlarının veri tabanlarında sahte belgeler üretildi. Bu belgelerin büyük kısmı üniversitelerde sahte diplomalar olarak karşımıza çıktı.
BTK, Türkiye’de e-imza üretme ve dağıtma yetkisini sekiz kuruma verdi. Bu kurumlardan ikisi kamuya ait (TÜBİTAK ve Emniyet Genel Müdürlüğü), altısı ise özel şirket. Gündemdeki skandalda, sahte belgelerde kullanılan e-imzaların en az iki özel şirkete ait sistemlerden sızdığı iddia ediliyor.
Sistem, BTK tarafından hem lisanslandırılıyor hem de denetleniyor. Bir şirkete e-imza üretim yetkisi verilirken, elektronik güvenlik altyapısı da BTK tarafından kontrol ediliyor. Bu nedenle akıllara şu sorular geliyor:
- Elektronik güvenliği yetersiz olan firmalara lisans neden verildi?
- Klonlanan e-imzalar sistem içinde nasıl tespit edilemedi?
- BTK bu firmaları gerçekten denetledi mi?
Ancak bir çelişki var: Çalınan e-imzalar genellikle üst düzey kamu görevlilerine ait. Bu görevlilerin büyük çoğunluğu ise elektronik imzalarını kamu kurumlarından – özellikle de TÜBİTAK üzerinden – almış.
Bu durum, sızıntının kaynağıyla ilgili soru işaretlerini artırıyor ve BTK’nın hem lisans verdiği hem de denetlemekle yükümlü olduğu kurum ve şirketlerle olan ilişkisini daha da önemli hale getiriyor.
Bakan yardımcısı Ömer Fatih Sayan’ın rolü
Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nda BTK’dan sorumlu isim olan Ömer Fatih Sayan, doğrudan bu soruların muhatabı konumunda. Zeyrek’in ifadesiyle, Sayan’ın özgeçmişi ise baş döndürüyor:
- 6 farklı lisans diploması: Elektronik mühendisliği, hukuk, işletme, iktisat, kamu yönetimi, uluslararası ilişkiler
- 2 yüksek lisans: Münih Teknik Üniversitesi’nde haberleşme mühendisliği, İstanbul Üniversitesi’nde biyomedikal mühendislik
- 2 doktora: İstanbul Üniversitesi’nde biyomedikal mühendislik, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi’nde özel hukuk
Sayan, 1995 yılında henüz 18 yaşındayken İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nde çalışmaya başladı. 30 yıla yakın kamu kariyerine onlarca eğitim sığdırdı.
Zeyrek yazısını, ”İnsan bu CV’yi görünce, Sayın Sayan’a ”’Bu CV’yle bu sahtekarları nasıl gözünüzden kaçırdınız’ demeden edemiyor.” sözleriyle bitirdi.
Sayan’ın Hukuk Tezli Yüksek Lisansı Yok
Uluslararası Ceza Hukukçusu Ufuk Yeşil’de Sayan ile ilgili tartışmaya dahil oldu. Yeşil’in paylaşımı söyle;
Hukuk fakültesi mezuniyeti sonrası özel ya da kamu hukuku alanında yüksek lisans yapmadan, özel hukuk doktora programını bitirmek! Neresinden baksan müthiş başarı! Ancak, küçük bir sorun var. Çünkü, Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsünün “2024-2025 eğitim öğretim yılı güz dönemi öğrenci alım ilanında” özel hukuk doktora programı için “hukuk lisans ve tezli yüksek lisans mezunu olma” şartı var. Ancak, ilgili kişi haberleşme mühendisliği ve biyomedikal mühendisliği alanlarında yüksek lisans yapmış ve hukuk tezli yüksek lisansı yok. Acaba bu kişi özel hukuk doktora programına nasıl kabul edilmiş?