Cezaevinde pankreas kanserine yakalanan ve tedavisi geciktirilen kapatılan Cihan Haber Ajansı muhabiri Mevlüt Öztaş’ın durumu ağır. Ailesi moral ve dua desteği istedi.
Kanser hastası olmasına rağmen geç tahliye edilen ve tedavisi geciktirilen gazeteci Mevlüt Öztaş’ın hastalığı artık son aşamaya geldi. 23 Haziran 2020’de heyet raporuyla tutuklu bulunduğu Afyon Cezaevinden tahliye edilen Öztaş’ın kızı Büşra babasının son sağlık durumunu sosyal medya hesabından paylaştı. Babasının 4. evre kanser olduğunu yeni öğrendiğini ve çok üzüldüğünü söyleyen Büşra Öztaş şöyle konuştu:
MORALE İHTİYACI VAR
“Babam hastalığının 4. evrede olduğunu bilmiyordu. Doktorları da tembihlemiştik ama kontrolümüz dışında babam hastalığın boyutunu öğrenmiş maalesef. Duyduğunda büyük üzüntü yaşadı, fazlasıyla morale ihtiyacı var.
“BAĞIRSAĞINA, KARACİĞERE VE LENF BEZLERİNE YAYILMIŞ”
Danıştığımız bir doktorun sözlerini sizinle paylaşıyorum: Büşra hanım, bütün belgeleri inceledim, tam tanısı large cell neuroendocrine carcinoma of the ampulla of vater. Bu hastalık ince bağırsaktan başlayıp karaciğer ve karın içi lenf bezlerine yayılmış.
Ne yazık ki tamamiyle ortadan kaldırılması mümkün olmayan bir hastalık ve yaşam beklentisi düşük agresif bir hastalık. İlk aldığı tedavi çok büyük ihtimalle carboplatin + etoposide, ama dediğiniz gibi hastalık ilerlemiş.
İkinci planlanan tedavi irinotecan ve çok mükemmel bir tedavi değil ne yazık ki. Eğer mümkünse tümör dokusu üzerinde microsatellite instability (MSI) ve PDL1 testleri yapılmasını tavsiye ederim.
“NE YAPMAM GEREKTİĞİNİ BİLMİYORUM”
Eğer tanıdığınız onkolojistler varsa ve benimle irtibata geçirebilirseniz farklı görüş ve önerileri almak istiyorum çünkü kafam fazlasıyla karışık ve ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Bu konuda desteklerinizi bekliyorum.
“DUAYA İHTİYACIMIZ VAR”
Allah’tan ümit kesilmez ve ben şükür ümitsiz değilim. Dualarınıza fazlasıyla ihtiyacımız var vakit ayırıp babama da dualarınızda yer verirseniz memnun olurum. Rabbim babam dahil olmak üzere tüm hastalara acil şifalar versin…”
AİLESİYLE GÖRÜŞMESİNE İZİN VERİLMEDİ
Şubat 2018’de tutuklanıp Uşak E Tipi Cezaevine, daha sonra da Afyon Cezaevine sevk edilen Mevlüt Öztaş’a Nisan 2020’de pankreas kanseri teşhisi konuldu. 7 Nisan’dan 23 Haziran’a kadar Ankara Ankara Dışkapı Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin bodrum katındaki demir parmaklıklı bir odada tedavi gördü. Bu süre içerisinde ne eşiyle ne de çocuklarıyla görüşmesine izin verilmedi. Tahliye olması için gerekli olan adli tıp raporu korona salgını nedeniyle de çok geç çıktı.
Mevlüt Öztaş, tahliye olduktan sonra Afyon devlet Hastanesi’nde kemoterapi almaya devam etti (5 Ağustos 2020). Mevlüt Öztaş, sosyal medyada görüp hastanede kendisini ziyaret edenler olunca çok mutlu olmuş.
HAPİSTEYKEN İKİ KEZ AMELİYAT OLDU
Mevlüt Öztaş, cezaevine girdiğinden beri birçok hastalıkla mücadele etti. Hapisteyken önce fıtık, sonra safra kesesi ameliyatı oldu. Cezaevi şartlarından dolayı böbrek ve karaciğer yetmezliği, hipertansiyon ortaya çıktı. Astım hastalığı ilerledi. Mahkeme süreçlerinde rahatsızlıklarını belirtmesine ve şartlı tahliye talep etmesine dikkate alınmadı. 9 yıl 3 ay hapis cezasına çarptırıldı.
Cemaat soruşturmaları kapsamında tutuklanan Mevlüt Öztaş, 8 yıl Uşak’ta Cihan Haber Ajansı için çalışıyordu. Mevlüt Öztaş tahliye olduktan sonra kızı Büşra’ya Afyon’dan Ankara’ya sevki sırasında yaşadıklarını ise şöyle anlattı:
“Koğuştayken gözleri sararmış, arkadaşları kötü göründüğünü söylemişler. Sonra lavaboya gitmiş. Kan geldiğini görmüş babam. Hemen gardiyanlara haber vermişler. Bir süre gelmeyince arkadaşları kapıları yumruklamış. Revire çıkarmamışlar bir süre. Koronadan dolayı götüremeyiz, bu riski göze alamayız demişler. Babam iç kanama geçirdiğini, burada ölürse bunun da risk olduğunu ve bunu da göze alıp alamayacaklarını söyleyince götürmüşler. Ankara’da ilk Şehir Hastanesine gitmişler. Mahkum odası olmadığı için Dışkapı’ya gitmişler. Ama o geçiş saatlerinde 2 gün doğru dürüst yemek yiyememiş, aç kalmış. Hastalığın etkisiyle halsizleşmiş. Sonra bir ekmek bir çorba vermişler. Nasıl yiyeceğim diye bakmış yemeklere. Sonra zorla birer kaşık Bu Büşra için, Bu Elif için, Rabi için diye yudumlamış. Zorlamış kendini. Ben herhalde burada öleceğim diye düşünmüş, Allahım bana biraz zaman ver diye dua etmiş.”