Akademisyen ve yazar Dr. Emre Uslu, Milli İstihbarat Teşkilatı’nın (MİT), Avrupa’da Gülen hareketine yönelik istihbarat toplama faaliyetlerini sürdürdüğünü öne sürdü. Uslu’nun iddiasına göre operasyon, İngiltere’de kurulu Ricerca Research & Consultancy Co. adlı bir şirket üzerinden yürütülüyor.
“Araştırma” görünümlü temaslar
Uslu’nun aktardığına göre, Ricerca adlı yapı 2023’ten itibaren Avrupa’ya yerleşmiş, geçmişte Gülen hareketiyle ilişkili bazı akademisyen ve araştırmacılarla temas kurdu. Şirket, bu kişilerle “akademik araştırma” bahanesiyle iletişime geçti; hedeflenen isimlerin çoğu KHK mağduru ve ekonomik olarak zor durumda olan kişilerdi.
Sosyal medya üzerinden yönlendirme
Araştırmacılara, “Ayhan Konuk” adlı bir sosyal medya hesabı üzerinden ulaşılmış. Yalnızca yazılı mesajlarla yürütülen iletişimde, temasa geçilen kişilerden Almanya ve diğer Avrupa ülkelerindeki Gülen hareketine ait dernekler ve yapılar hakkında saha çalışması yapmaları istenmiş.
Uslu’nun paylaştığı ekran görüntülerinde, derneklerin envanterinin çıkarılması, yönetici isimleriyle temas kurulması ve bu bilgilerin raporlaştırılarak Ricerca’ya iletilmesi talep ediliyor.
CEO görünürde yok
Ricerca şirketi adına araştırmacılarla temasa geçen kişi, kendini “Axel Kushel” olarak tanıttı. Ancak Uslu’ya göre, bu isme ait ne bir profesyonel geçmiş ne de İngiltere’de kamuya açık bir kayıt mevcut. Bu durum, şirketin gerçekliği ve amaçları konusunda soru işaretlerine yol açıyor.
Güvenlik tehdidi inşası mı?
Uslu, bu operasyonun bir “securitizasyon” stratejisinin parçası olabileceğini öne sürüyor. Türkiye’nin, NATO nezdinde Gülen hareketini ”terör örgütü” ilan ettirme çabalarının, ”içeriden” alınacak bazı “itiraflarla” desteklenmek istendiğini savunuyor.
Anadolu Ajansı’nın bazı analizlerinde, “Gülen hareketi üyelerinin kendi suçlarını kabul etmesi Türkiye’nin elini güçlendirir” şeklinde ifadelerin yer alması, bu stratejiyle uyumlu görülüyor.
Muhaliflere sessizlik eleştirisi
Yazısında, ”bazı ‘muhalif Gülen hareketi üyelerinin” Ricerca şirketinin MİT bağlantısını reddetme çabalarını da eleştiren Uslu, bunun “tehlikeli bir saflık” olduğunu belirtiyor. Uslu’ya göre bu tür inkârlar, devlet destekli operasyonların meşrulaşmasına yol açabilir.
