2000 yılında cezaevlerinde düzenlenen ve 30 tutsağın hayatını kaybettiği “Hayata Dönüş Operasyonu”na ilişkin süren davada, karar bir kez daha ertelendi. Bakırköy 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, birçok avukatın mazeret bildirerek katılmaması nedeniyle karar açıklanamadı. Duruşmada söz alan katledilen Murat Ördekçi’nin ablası İclal Şirin, “Devlet vatandaşını yaşatmakla yükümlüdür, öldürmekle değil” dedi.
19 Aralık 2000’de Bayrampaşa Cezaevi’nde gerçekleştirilen ve 12 mahpusun yaşamını yitirdiği operasyonla ilgili açılan davada 194 asker yargılanıyor. Karar duruşmasına sanık ve müşteki avukatları katıldı. Ayrıca Edirne F Tipi Cezaevi’nden Serdar Karaçelik ve Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden Filiz Gencer, SEGBİS aracılığıyla duruşmaya bağlandı.
Mahkeme heyeti, avukatların sunduğu mazeret dilekçeleri nedeniyle karar verilemeyeceğini bildirdi. Savcılık makamı ise daha önce sunduğu mütalaasını tekrarlayarak, tüm sanıkların “kasten öldürme” suçundan cezalandırılmasını talep etti.
“25 yıldır kardeşimin neden öldürüldüğünü bilmiyorum”
Murat Ördekçi’nin ablası İclal Şirin, “Kardeşim Bayrampaşa’da 7 yıl tutuklu kaldı. Henüz hüküm giymemişti. G3 mermisiyle vuruldu ve kan kaybından yaşamını yitirdi. Mermi izi kaybolmasın diye yarası oyulmuş. Bu bir işkencedir, insanlık suçudur. Devletin koruması altındaydı. Biz tazminat kazandık çünkü yaşam hakkı ihlal edildi. Benim kardeşim hükümlü değildi. Bu operasyonu düzenleyenlerden, karar verenlerde, imzası bulunanlardan, uygulayanlardan şikayetçiyim. Yine kardeşimin cenazesinin bozanlardan da şikayetçiyim. Kardeşim devletin korumasındaydı. Devlet vatandaşını korumakla yükümlüdür, öldürmekle yükümlü değildir. Bu davada haklı olduğumuzu göstermek için buradayım” dedi.
Şirin, “Benim kardeşimi bizden alanlar burada hesap vermeli. Biz 5 kişilik bir aileydik, şimdi 2 kişi kaldık. Kardeşimin acısına dayanamadı, erken öldüler Yaşarken öldük” dedi.
“Binbaşı Bingöl mahkemeye çağrılmalı”
Avukat Several Balkaya ise operasyonun planlayıcılarından biri olduğu belirtilen emekli Binbaşı Zeki Bingöl’ün hâlâ dinlenmediğini hatırlattı. Bingöl’ün tanık koruma programında olduğu gerekçesiyle ifade veremediğini belirten Balkaya, “Bingöl, operasyon planının MGK’de alındığını, MİT, Emniyet ve Jandarma’nın ortaklaştığını ve envanterde olmayan silahların kullanıldığını söyledi. Bu nedenle mutlaka dinlenmeli” dedi.
“Gerçekler ortaya çıkmayacak”
Avukat Gülizar Tuncer de yıllardır kararın açıklanmadığını hatırlatarak, “Devletin operasyonun içinde olması nedeniyle gerçeklerin açığa çıkmayacağını ve hak edilen cezaların verilemeyeceğini düşünüyoruz” ifadelerini kullandı.
“Tüm yetkililer yargılanmalı”
Avukat Ömer Kavili ise otopsi raporlarına dikkat çekerek, Murat Ördekçi’nin kalçasındaki yaranın oyulduğunu ve cesette mermi izi bırakmamak amacıyla müdahale edildiğini belirtti. Kavili, “Mermi parçası ele geçirilseydi silahın kaydı ve faili tespit edilecekti. İsrail’den alınan P-6 tipi silahın kullanıldığı söyleniyor. Zarar görenlerin ifadeleri, kullanılan kimyasal silahların insan vücudunda ciddi tahribata yol açtığını gösteriyor. O dönem sahte evraklar hazırlandı. Tüm sorumluların sanık olarak dosyaya dahil edilmesi gerekiyor” dedi.
“Murat kucağımda can verdi”
Cezaevinden SEGBİS ile bağlanan Serdar Karaçelik, olay günü yaşananları şöyle anlattı: “Avluya çıktığımız anda üzerimize ateş açıldı. Murat’la birlikte vurulduk. Murat’a tampon yaptım ama çok kan kaybetti. Yarası G3 mermisine benzemiyordu. Kucağımda yavaş yavaş can verdi. Hastaneye zamanında götürülseydi belki yaşayabilirdi. Sonrasında koğuş çatıdan da tarandı, 60 kişi koğuşa sıkıştı. Mustafa Yılmaz, bedenini siper ederek yaşamını yitirdi.”
Sincan Kadın Kapalı Cezaevi’nden bağlanan Filiz Gencer ise 6 kadının diri diri yakıldığı koğuştan sağ çıktığını belirterek, asıl ifadesini karar duruşmasında vereceğini söyledi.
Sanık avukatları ise 43 sanığın henüz sorgusunun yapılmadığını savunarak zaman aşımı süresinin göz önünde bulundurulmasını talep etti.
Mahkeme heyeti, taraf ve vekil sayısının fazlalığı ile esas hakkında süre taleplerini gerekçe göstererek duruşmayı 17 Kasım saat 10.30’a ertelendi.