2023 yılında düzenlenen polis operasyonları kapsamında 19 kişi, “terör örgütü üyeliği” ve “terörün finansmanı” suçlamalarıyla gözaltına alındı. Hâkim karşısına çıkarılan sanıklar, 15 yıldan 42 yıla kadar ağır hapis cezası ile yargılandı.
Birgün’de yer alan habere göre kamuoyuna, “IŞİD’in finansörleri davası” olarak yansıyan davada Haziran 2025 itibarıyla tutuklu tek sanık kaldı. İstanbul Başakşehir’de ikamet eden ve MASAK raporlarına göre paravan şirket kurarak IŞİD’in finansmanı için Türkiye’den Suriye’ye para aktaran Suriye uyruklu Imad Machnouk da 12 Mayıs’ta İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tahliye edildi.
‘Tutuklu kaldığı süre’ göz önünde bulunduruldu
Tahliye kararının gerekçesinde, “Sanığın savunmasının alınmış olması, tutuklu kaldığı süre, delillerin büyük oranda toplanmış olması, delil karartma şüphesinin bulunmaması” sıralandı. Öte yandan, sanığın “sabit ikametgâhının bulunması” da tahliye kararına gerekçe gösterilerek, “sanık hakkında adli kontrol hükümlerinin yeterli olacağı kanaatine varıldığı” ifadeleri kullanıldı.
IŞİD sanığına yönelik kararın gerekçesine tepki gösteren CHP İçişleri Bakanlığı’ndan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Murat Bakan, adalet alanındaki çelişkilere dikkati çekti. Fnansman sağlayan ve kara para aklayan kişilerin, “Yatırım yoluyla Türkiye vatandaşlığına kabul edildiğini” savunan Bakan, “IŞİD’e finansman sağladığı açıkça ortaya konan sanıklar tahliye edilirken kamuya hizmet eden insanlar ise demir parmaklıklar ardında tutulmaya devam ediliyor” dedi.
‘Hukuk muhalifler için “baskı”, iktidar için “zırh” haline geldi’
Türkiye’de hukukun, “Muhalifler için bir baskı aracı, iktidara yakın olanlar için ise bir zırh haline geldiğini” belirten Bakan, şunları söyledi: “Seçilmiş belediye başkanlarımız ve başarılı bürokratlarımız, soyut ve mesnetsiz iddialarla aylardır tutuklu, sağlık sorunları görmezden geliniyor, ailelerinden uzak cezaevlerine gönderiliyor ve hastane ile cezaevi arasında insanlık dışı bir sürece maruz bırakılıyorlar. MS hastası Tayfun Kahraman gibi isimler için bile hukukun evrensel ilkeleri değil, siyasi hesaplar geçerli olmaktadır. Yargı, hukukun değil, siyasetin rotasında ilerliyor.”
Bakan özetle şöyle konuştu: “Gerçekleri yazan gazeteciler, halkın haber alma hakkını savundukları için hedef gösterilirken iktidarı rahatsız eden her kalem ve her söz sahibi peşinen suçlu ilan ediliyor. Savaşın bile hukuku, bir ahlaki sınırı vardır. Ancak bu tüm sınırları aşan, hukuku ve vicdanı bütünüyle yok sayan karanlık bir tabloyu temsil ediyor.”
Soru önergesi verdi
CHP’li Bakan, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle soru önergesi de verdi. Bakan’ın, Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle ilettiği soruların bir kısmı şöyle:
Imad Machnouk, Türkiye vatandaşlığına hangi tarihte başvurmuştur? Machnouk’a vatandaşlık verilmiş midir? Verildiyse, hangi tarihte vatandaşlık verilmiştir?
Kanun’daki, “Millî güvenlik ve kamu düzeni bakımından engel teşkil edecek hali bulunanların talepleri Bakanlıkça reddedilir” hükmüne rağmen, “Terörün finansmanı” suçlamalarından yargılanan Machonouk’un vatandaşlık başvurusu neden ve nasıl devam ettirilmiştir?