CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce’yi partisinin genel merkezinde ziyaret etti. Özel’e CHP genel başkan yardımcıları Gamze Taşcıer, Ulaş Karasu ve Sevgi Kılıç da eşlik etti. Özel ve İnce ziyaretin ardından basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Özel, şöyle konuştu:
“Elbette tüm siyasi partileri ziyaret ettik ve ülke gündemini konuştuk. Partimiz üzerindeki yargı tacizini, 19 Mart darbesini ve devam eden yargı eliyle partimize ve ülkeye yaşatılan antidemokratik süreçleri, ailelere çektirilen ızdırapları, seçilmişlerin yerine atanmışları getirmeye çalışan sandıktan vazgeçmiş anlayışı değerlendirdik. Tüm siyasi parti ziyaretlerinin dışında Memleket Partisi’nin bir başka anlamı var bizim için. Biz Türkiye İttifakı diyoruz, baba ocağı diyoruz, baba ocağının tapusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e aittir diyoruz, herkesi baba ocağına davet ediyoruz. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün tapusuna sahip bir CHP ve bir baba ocağı varsa o baba ocağına en yakın parti, bizim kadar yakın parti, Memleket Partisi’di, Memleket Partililerdir. Ve Sayın Muharrem İnce’dir.
Ben milletvekilliği olarak ilk geldiğim günden itibaren Sayın Muharrem İnce’yle çok özel bir ilişki içinde ve her zaman birbirini kollayan, birbirine saygılı, çok krizli günlerde parti içinde, parti dışında, birbiri hakkında bir kez kötü bir söz söylememiş, bir ilişkimiz var. Tabii bir siyasi partinin genel başkanına, bir siyasi partiye yapılacak davet ya da çağrı o siyasi partinin kurumsal kimliğini incitmeyecek hassasiyette olması lazım. Onun için ben Sayın Muharrem İnce’ye CHP’nin baba evimizin en zor günlerinde nasıl görevler aldığını geçmişle ilgili onun anılarından Yalova’dan ya da partimiz baraj altındayken il başkanı olarak nasıl görevler aldığını da hep bilirim, o günleri de biraz yad ederek Sayın Muharrem İnce’yi ve Memleket Partisi’ndeki arkadaşlarımızı baba evine davet noktasında bir iki cümle de kurdum. Tabii ki bundan sonraki aşama kendi takdirleri olacak. Ben bugünkü nazik kabulleri için kendilerine çok teşekkür ediyorum. Onların şahsında Memleket Partisi’nin bütün üyelerini, bütün gönül verenlerini, oy verenlerini saygıyla selamlıyorum.”
Muharrem İnce: “En kısa sürede Sayın Genel Başkanı ziyaret edeceğim”
Muharrem İnce de görüşmeye ilişkin şöyle konuştu:
“Türkiye zor günlerden geçiyor. Bölgemiz zor günlerden geçiyor. Bir yanda Rusya Ukrayna savaşı, bir yanda İran İsrail savaşı. İnsanlar geçinemiyor. Gençlerimiz vize kuyruklarında. Bu zor günlerde bir de iktidarın yargı sopası var. CHP üzerine salladığı bir yargı sopası var. Seçilmiş insanları görevden alıp yerlerine atamalar var. Bu zorlu bir süreçte kişisel hırslarımızı değil ortak hayallerimizi, ortak iyileri düşünmek zorundayız. Bu zor süreçte kırgınlıkları, dargınlıkları kenara bırakıp birliktelikleri ortak iyiyi öne çıkartmalıyız. Onun için bu ziyareti çok önemsiyorum. Çok teşekkür ediyorum Sayın Genel Başkan’a. Ben önümüzdeki süreçte arkadaşlarımla, yetkili kurullarımla onlarla bir toplantı yapacağım. Onların da görüşlerini dinleyip en kısa sürede Sayın Genel Başkanı ziyaret edeceğim.”
Özgür Özel: “Dezenformasyon Merkezi’nin yalanlama yapacağız derken, üç iddiayı da doğruladığını gördük”
Açıklamaların ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Özel, Dezenformasyonla Mücadele Merkezi’nin, belediyelerin AK Partililere araç tahsislerini savunmasının sorulması üzerine şunları söyledi:
“İlk kez Dezenformasyon Merkezi’nin yalanlama yapacağız derken, üç iddiayı da doğruladığını gördük. Bazen doğruya ‘yalan’ diyorlar da ama bu sefer doğrulamışlar hakikaten. Birincisi; biz geldik İstanbul Büyükşehir’i aldık 2019’da. 872 tane araç yoktu. Peşine düşünce bunlardan dün listesini gösterdim, 57 tanesi AK Parti’nin İstanbul İl Başkanlığı’nın emrinde çıktı. İlçe Başkanlıklarının, buradaki Genel Merkezlerinin, içlerinden bir tanesi de Akın Gürlek’in emrindeymiş. Bunu doğruluyorlar. Opel Insignia, çok pahalı, Opel’in en pahalı arabası. Diyor ki şimdi, ‘O dönemde terörle mücadeleyle uğraşıyordum da.’ Emsal mahkeme başkanlarına, emsal mahkemelerin her bir başkanına verilmiş mi? Bir tek kendine verilmiş. Diyor ‘Bugün bile kurumumuzun servis araçlarını İBB veriyor.’ Çok güzel. Demek ki İstanbul Büyükşehir Belediyesi siz bize bu kadar düşmanlık yaparken bile, Ekrem Başkan’a bunları yaparken bile, ihtiyaca uygun, gücü nispetinde Adalet Bakanlığı’na ve adliyeye katkıda bulunuyor. Ama 2019’da biz geldiğimizde, lüks araç tahsislerini kaldırdık. Uğraştık uğraştık, zorla geriye verdi. O zaman emsalleri Renault Fluence’e binecek, sen Opel’in en pahalısına bineceksin. Neden? Çünkü o zaman seyyar giyotinsin, önüne gelenin başını vuruyorsun. Türkiye siyasi tarihinin en tartışmalı davalarının tamamında en olmadık kararları veriyorsun, altına da lüks makam aracı çekmişler.
“Ne söylediysek kelime kelime doğru, kelime kelime de itiraf ediyorlar zaten”
Şimdi Akın Gürlek’e sorsunlar, aynı listede yer aldıklarından 2019 yılında. Bir siyasi partiye tahsis edilmiş 57 araç var. İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı olarak İBB’nin elindeki bu resmi evrakları isteyip, dönemin 2019’un İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’na ve bu tahsisleri yapan ilçe belediyelerine, şirketlere işlem yapacak mı? Gözaltına alacak mı, tutuklayacak mı? Bir söylesin bakalım. Şunun binde birine belediye başkanı tutukluyorsun. Hem de kendisini aklamaya çalışırken itiraf etmiş. O listenin içinde o da var. Bak o listeye bak başka neler var. Şu kadarını söyleyeyim, o kadar açık net ki; dönün Sayın Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’a sorun. Ona da Opel Insignia vermişler. Aynı araç. Akın Gürlek’i AK Parti’nin Genel Başkanvekili ile eş tutmuşlar, ikisine de vermişler. İkisi de yanlış. Ne partiye verilir ne seyyar giyotine verilir öyle lüks bir araç. Ama doğrulamışlar. Devamında evle ilgili diyor ki, ‘Rutin, her zaman yapılan, bütün herkese verilen gibi söylüyor bir uygulamamızdır.’ Boğaziçi öngörünüm içinde, ikinci derece koruma alanında, çivi çakmanın yasak olduğu yerde, İl Özel İdaresinden devir olmuş, o zamandan beri elde olan ve ‘Bu şekilde kullanılması doğru değil’ raporları olan yere ilave binalar yaptırarak, çivi çakamazsın, içine havuz yaptırarak bunu yapıyor. Bir de diyor ki ‘Lojman tahsisidir.’ Açıkça soruyorum; ne kadarlık bir harcama yapıldı oraya? Ben yapılan ödemeyi biliyorum. Ama devlet ne kadarını ödüyor, aradaki açık nereden ödeniyor? Hani o bir kadın tarif ediyor, ‘Havuz nasıl yapılacak’ diye. Hem de çok kötü davranarak üç işçiye. Hepsini biliyorum. İsim isim biliyorum. Kurşun geçirmez camları takan çocuklara neler ettiniz biliyorum. Onlar çağrılmayacak mı bir gün? Onlar tanık olmayacak mı bir gün? Devletin ödediğinin 30 katı tadilat bütçesi nereden fonlanıyor? Bunlara bakacağız. Hodri meydan. İster misin çıksın senin gibi yetkisiz bir yetkili memleketin başka yerinden bir başsavcı bu dosyayı incelemeye başlasın senin aleyhinde neler çıkacak Ne söylediysek doğru, ne söylediysek kelime kelime doğru. Kelime kelime de itiraf ediyorlar zaten. O yüzden ben ‘Sert kayaya çarptın’ demiştim. Bundan sonra da o sert kayanın ne kadar sert olduğunu görecek. Bu kadar net söylüyorum.
“Utanmadan bilmem kaç milyon dolarlık yata yerli, milli muamelesi yapıyor”
Aldığı maaşı 85 yıl alsa, biriktirse binemeyeceği yatı geziyor, özelliklerini soruyor, bilmem ne yapıyor ıvır zıvır… 85 yıllık maaşıyla alamayacağı yatı geziyor, bir de bana ‘Milli bilmem ne.’ Bu milletin o milli falan dediğin işlere, o yatlara sıra var o yatlarda zaten destek olanlar çok bulunur. Sen esas bu milletin acı çektiği, ıstırap çektiği yerlere bir destek olaydın. Sana adaleti katlettin, bu memlekette gençlerin umudunu bitirdiniz, memleketi yaşanmaz hale getirdiniz. Bir de utanmadan bilmem kaç milyon dolarlık yata yerli, milli muamelesi yapıyor. Hepsinin teker teker üstündeyim. Benim arkadaşlarımın, belediye başkanlarımın eşiyle uğraşana, 500 kilometre öteye zulüm olsun diye anasından öteye yollayan, kadını çocuğundan 300 kilometre öteye yollayıp yerde yatırana bundan sonra benden yana da huzur yok, bilsin.”
“Kullandığı ifadeler büyük bir hadsizlik”
Özel, CHP’nin 7’nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile görüşmesine yönelik ifadelerinin sorulması üzerine de şunları söyledi:
“O yalanlamayı Ekrem Başkan dün kendi avukat arkadaşlarıyla görüşmüş, onlar da bu yalanlamayı yalanladı. Ekrem Başkan ‘Bizzat Kemal Bey bana bunu söyledi’ diyor. Kemal Bey’den de bu konuda bir açıklama gelecek diye Ekrem Bey umuyor. Öyle bir Kemal Bey’e de not yollamış. O avukat arkadaşın benimle ilgili kullandığı ifadeler büyük bir hadsizlik de Allah’tan Ekrem Başkan’la yaptığımız görüşmeden sonra Ekrem Başkan dün o hadsizliğe karşı bunun bir hadsizlik olduğunu ve bizzat Kemal Bey’in bu ifadeleri kendisine söylediğiyle ilgili bir notu hem açıklasın diye iki arkadaşına yollamış ve iki arkadaşımız onu açıkladı. Onun dışında benim söyleyecek bir şeyim yok. Bir tek o ifadeler yönünden o avukat hala partili miymiş ona bakacağız.”