İstanbul’da Marmaray’da Deniz Eroğlu adlı kişinin çocuklarının önünde yumruklu saldırıya uğramasıyla ilgili yeni bir gelişme yaşandı. Olayda, Eroğlu tarafından hakarete maruz kaldığını iddia eden 18 yaşındaki üniversite öğrencisi genç kız şikayetçi oldu. Öte yandan Eroğlu’nun olay öncesinde tartıştığı Zehra A.’nın ifadesi ortaya çıktı. Zehra A. ifadesinde “Trene binerken bana ‘çekil buradan, niye burada duruyorsun, çocuklarımla geçemiyorum’ dedi. ‘özür dilerim, tren zaten sıkışık, çekilebildiğim kadar çekildim’ dedim. Hakaret içerikli konuşmalar yaptı. Kendisine tepki veremediğim için ağlamaya başladım. Uzaklaşmaya çalıştım fakat tren kalabalık olduğu için uzaklaşamadım” dediği öğrenildi. Deniz Eroğlu’nun şikayet üzerine gözaltına alındığı, ifadesinin ardından ise serbest bırakıldığı öğrenildi. Öte yandan olaya ilişkin yeni görüntüler de ortaya çıktı.
Marmaray’da Deniz Eroğlu adlı kişi çocuklarının gözü önünde darp edilmişti. Öncesi var denilerek ortaya atılan iddia ise milyonları ikiye böldü. Olayların merkezindeki 18 yaşındaki genç kadın da ‘hakarete maruz kaldım, ağlatıldım’ gerekçesiyle Eroğlu’ndan şikayetçi oldu.
Show Haber’den Oya Nur Kaya’nın haberine göre, Marmaray’ın Maltepe Süreyyapaşa Plajı istasyonunda iki kişi arasında çıkan tartışma, sözlü atışmadan sonra kavgaya dönüştü.
Yumrukların havada uçuştuğu olayda, taraflardan biri diğerine fiziksel saldırıda bulunurken, o anlara tanık olan çocuklar korku dolu anlar yaşadı.
Görgü tanıklarının cep telefonuyla kaydettiği görüntülerde, iki kişinin kavgasına daha sonra üçüncü bir kişinin de dahil olduğu dikkat çekti. Şiddet olayının ortasında kalan küçük çocuklar panik içinde ağlarken, taraflar trenin dışında da kavga etmeyi sürdürdü.
GENÇ KADININ İFADESİ ORTAYA ÇIKTI
DHA’da yer alan habere göre de Marmaray’da yer verme tartışması nedeniyle çocuklarının yanında darp edilip burnu kırılan Deniz Eroğlu’nun olay öncesinde tartıştığı Zehra A.’nın (19) ifadesi ortaya çıktı.
Zehra A. ifadesinde “Trene binerken bana ‘çekil buradan, niye burada duruyorsun, çocuklarımla geçemiyorum’ dedi. ‘özür dilerim, tren zaten sıkışık, çekilebildiğim kadar çekildim’ dedim. Hakaret içerikli konuşmalar yaptı. Kendisine tepki veremediğim için ağlamaya başladım. Uzaklaşmaya çalıştım fakat tren kalabalık olduğu için uzaklaşamadım” dediği öğrenildi. Deniz Eroğlu’nun şikayet üzerine gözaltına alındığı, ifadesinin ardından ise serbest bırakıldığı öğrenildi. Öte yandan olaya ilişkin yeni görüntüler de ortaya çıktı.
Deniz Eroğlu’nun ile bir kadın yolcu arasında yer verme meselesi nedeniyle tartışma çıktı. Tartışma sırasında trende bulunan E.D., Deniz Eroğlu’nu darp etti. Kavgaya sonradan dahil olan İ.A.’nın da araya girmesiyle arbede büyüdü. Trenin durağa yanaşmasıyla inen taraflar, tartışmaya burada devam etti. Yaşanan olayda korkan çocukları ise duraktaki kadın yolcular sakinleştirmeye çalıştı. Yer tartışmasının başladığı anlarda Deniz Eroğlu’nun genç kadına hakaret ettiği iddia edildi. Olaya ilişkin ortaya çıkan yeni görüntülerde, Zehra A.’nın Marmaray’dan ağlayarak indiği anlar yer aldı.
HAKARET İÇERİKLİ KONUŞMAMA UYARISI
Deniz Eroğlu’nun Marmaray’a binerken tartıştığı Zehra A.’nın emniyette verdiği ifadesinde, “Trene binerken bana ‘çekil buradan, niye burada duruyorsun, çocuklarımla geçemiyorum, çocuklarım sıkışsa bunun sorumluluğunu kim alacak’ gibi şeyler söyledi ve trene bindi. Ben kendisine ‘abi özür dilerim, tren zaten sıkışık, çekilebildiğim kadar çekildim’ dedim. Hemen arkamda, çok yakın mesafeme geçerek kendi kendine konuşmaya devam etti. Başörtümü kastederek hakaret içerikli konuşmalar yapmaması gerektiğini söyledim. Onu teskin etmek için ‘ya sabır, ya selamet’ dedim. Bu söz üzerine ’20 yaşındaki kız ya sabır ya selamet çekiyor’ diyerek tepki gösterdi. Kendisine tepki veremediğim için ağlamaya başladım. Uzaklaşmaya çalıştım fakat tren kalabalık olduğu için uzaklaşamadım” dedi.
YENİ GÖRÜNTÜLER ORTAYA ÇIKTI
Zehra A.’nın, olaydan iki gün sonra polis merkezine giderek Deniz Eroğlu’ndan şikayetçi oldu. Şikayet üzerine gözaltına alınan Eroğlu, emniyetteki işlemlerinin ardından serbest bırakıldı. Öte yandan Marmaray’daki tartışmaya ilişkin yeni görüntüler ortaya çıktı. Görüntülerde, Zehra A.’nın ağlayarak Marmaray’dan çıktığı anlar yer aldı.
“ÖNCESİNDE OLANLARI ANLATMAK GEREKİYOR”
Marmaray’daki yumruklu kavgayı görüntüleyen gazeteci Fuat Kozluklu da, olayın öncesini anlattı. Sosyal medya hesabı üzerinden yaşananları aktaran Kozluklu şu ifadelere yer verdi: “Mesele görüntülerde izlenenden ibaret değildir. Öncesinde olanları anlatmak gerekiyor. İki çocuğuyla Marmaray vagonuna sanırım Erenköy ya da Bostancı’dan binen beyefendi, kapının kenarında duran ve telefonla konuşan genç hanımefendiye, ‘niye burada duruyorsun, çocuklarımla girmeye çalışıyorum, zorlandılar. Ya ayakları takılıp sıkışıp düşselerdi’ diyerek çıkıştı. Genç kız ‘affedersiniz’ karşılığını verdi, özür diledi. Oysa vagona biniş kapısının ortasından rahatlıkla girilebiliyordu.
Burnu kırılan beyefendi vagona bindikten ve kapılar kapandıktan sonra söylenmeye devam etti. Dakikalarca sürdü bu durum. Sanırım 5-6 dakika… Kapıda duran hanımefendi de ağlamaya başladı. Bunu gören yolcular adama ‘yeter yahu susun, kapatın konuyu’ diye uyarıda bulundu. Ne yazık ki çocuklarının elini tutan adam susmadı, söylenmeye devam etti. Olayın müştekisi durumuna düşen iki kişi de ağlayan genç kızın durumundan hareketle ‘yeter artık ulan, ne bu kadar büyüttün be’ gibi sözlerle adama doğru yürüdü. Ben de cep telefonumun kamerasını açıp kayda başladım. Tutuklanan kişi, çocuklu babaya Marmaray durağa yaklaştığı sırada ‘çık dışarı’ dedi ve yumruk atıp vagondan indi. Marmaray hareket etti. Diğer genç de söylenerek burnu kırılan adama yanaştı ve onu ittirdi. Taraflar Süreyya Plajı durağında indi.”
VALİ GÜL’DEN SOSYAL MEDYA UYARISI
İstanbul Valisi Davut Gül, Marmaray’da çocuklarının yanında yumruklu saldırıya uğrayan Deniz Eroğlu olayı hakkında açıklama yaptı. Vali Gül, saldırganın kimlik ve adres bilgilerinin ifşa olması hakkında “Suç işleyene cezayı devlet verir. Adaletin yeri sosyal medya değil, mahkeme salonlarıdır. Devlet sosyal medyadan yönetilmez” dedi.
Vali Gül, paylaşımında şunları kaydetti: “Her suçu sosyal medyada teşhir etmek, kişileri açıkça hedef göstermek ve linç kültürünü körüklemek, kamu düzenini zedeler, toplum vicdanını yaralar ve aynı zamanda hukuki ve vicdani sorumluluk doğurur. Suç işleyene cezayı devlet verir. Adaletin yeri sosyal medya değil, mahkeme salonlarıdır. Devlet sosyal medyadan yönetilmez. Güvenlik, adalet ve kamu düzeni, kişisel tepkilerle değil, anayasal kurumlar eliyle sağlanır. Toplumsal huzuru korumak hepimizin ortak görevidir. Sağduyu, sorumluluk ve hukuk devleti bilinciyle hareket etmek zorundayız.”
