AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 25 Mayıs’taki bir konuşmasında İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı operasyonları savunurken, “İstanbul’dan Türkiye’ye ve yurt dışına uzanan ahtapotun kolları deşifre oluyor” benzetmesi yaptı. CHP lideri Özgür Özel ise buna grup toplantısında cevap verdi.
Özel’den Erdoğan’a ‘Ahtapot’ Cevabı: “Sıfırladın mı Oğlum Paraları!”
Konuşması sırasında “Free İmamoğlu” posterini kürsüye asan Özel, “Ahtapotu göstereceğim” diyerek seslendiği Erdoğan’a, kendisinin ve AKP’li dört bakanın adının karıştığı 17-25 Aralık büyük yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasını hatırlattı.
Elindeki pankartları kameralara gösteren Özel, “17-25 Aralık. Dört bakan… Dönemin başbakanının, ‘Hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu keserim’ dediği dört bakan. Ayakkabı kutuları, çikolata kutuları, elbise askıları… Buraya kadar pislik… ‘Sıfırladın mı oğlum paraları?’ İşte ahtapotun öbür ucu!” dedi.
İstanbul’da AKP’li başkanların yönettiği Fatih, Bayrampaşa ve Bahçelievler belediyelerinde Sayıştay raporlarına yansıyan usulsüzlükleri tek tek kamuoyuyla paylaşan Özel, “Çadır satan Kızılay’ın, çadır satan depremde Kızılay’ın vurgunu. Yunus Emre Vakfı soygunu, ahtapotun milliyetçi kolu. Dezenfektan satan bakan da ahtapotun bir kolunda, Türgev ve Ensar’ı… Kol yetmedi, ayrı ayrı yazamadık. İkisi birden ahtapotun bir kolunda. İşte ahtapotun besledikleri.” ifadelerini kullandı.
Özel, Erdoğan’ın kendisine yönelik, “Türkiye’yi dünyaya şikayet ediyorlar!” sözlerine de tepki gösterdi. 15 Temmuz sonrası Erdoğan’ın kendilerini arayarak yardım istediğini tekrarlayan Özel, “Vuruyor kapıya, ‘Sizin dünyayla bağlantılarınız güçlü. Bu darbeyi dünyaya birlikte anlatabilir miyiz? Sosyalist Enternasyonal’e sizinkiler anlatabilir mi?’ dedi. ‘Hay hay’ dedik. Şimdi bana diyor ki, ‘Sosyalist Enternasyonal’e bizi şikayet etme!’ Sana darbe yapılınca şikayet edeceğiz de, dünyaya anlatacağız da; 15,5 milyon oyla milletin aday gösterdiği İmamoğlu’na sen darbe yapınca mı susacağız?” ifadelerini kullandı.
Özel’in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
İstanbul’da tarihi bir toplantıya ev sahipliği yaptık. 81 ülkeden 89 kardeş partimiz, Sosyalist Enternasyonal davetiyle İstanbul’daydı. Onları ağırladık. Değerli yoldaşımız İspanya Başbakanı Pedro Sanchez’in başkanlığında dünyada yaşanan her şeyi ve buna karşı sosyal demokratların, sosyalistlerin neler yaptığını, neler yapabileceğini uzun uzun değerlendirdik.
Aşırı sağın, ırkçılığın yarattığı tehditleri, mülteci yaratan iç savaş kışkırtıcılıklarını, mülteci sorunuyla baş başa bırakılan Türkiye’nin bu meseleyi nasıl aşacağını, Filistin’i, Trump’ın Gazze üzerindeki hayallerini ve bu hayallerin esas sebeplerini, Rusya-Ukrayna savaşını, hepsini konuştuk.
“Siyaseti, ‘Cunta Başkanı’ Olarak Noktalıyorsun”
Rusya’nın Ukrayna’daki işgalini ve elbette elbette 19 Mart tarihinde girişilen ve büyük bir direnişle, büyük bir mücadeleyle, bir hafta süren Saraçhane eylemleriyle, milyonların milletin iradesine sahip çıkmasıyla, 81 ilde, bütün demokratların ayağa kalkmasıyla püskürttüğümüz, geleceğe yapılan darbeyi, geleceğimize yapılan darbeyi, Cumhurbaşkanı adayımıza, milletin takdiriyle bir sonraki dönem Cumhurbaşkanı olacağına inandığımız Ekrem İmamoğlu’na hep birlikte sahip çıktık. O gün darbeye uğrayan Demokrat Parti, 6’lı masada Cumhuriyet Halk Partisi’nin ittifak ortağı.
İsmet Paşaya söylediği her şeyi o cunta başına şimdiden iade ediyorum. İsmet paşa cumhurbaşkanı olarak geldi, cumhurbaşkanı olarak siyaseti bıraktı. Sen başbakan olarak geldin, cumhurbaşkanı oldun ama cunta başkanı olarak siyaseti noktalıyorsun.
Şimdi biraz hızlanalım çünkü sonda ahtapotu göstereceğim. Mutlaka görün. Geçen hafta söyledim. Birden bir panik, bir panik. Meydan okuyan mı ararsın, haber yollayan mı ararsın. İstanbul’da Cumhuriyet Başsavcısı’na söylüyorum: Bu kadar belediye var. İstanbul Büyükşehir’de…
9’a ait, öncesine ait 37 dört başı mamur yolsuzluk dosyası var. Dosyaya geldi Süleyman Soylu, el koydu, örtbas etti. O 37 dosyanın örnekleri İBB’de duruyor. Süleyman Soylu aldı, yanında götürmediyse İçişleri Bakanlığı’nda duruyor. Hiçbir işlem yapmadınız. Ankara’da 97 yolsuzluk dosyası var. El koydular, hiçbir işlem yapmadılar. (Özgür Özel, AKP’li Fatih Belediyesi ile ilgili yolsuzluğu da uzun uzun anlattı…)
Bu ahtapotu, sürekli Tayyip Bey kendi kendine bir ahtapot görüyor. Sürekli ahtapot anlatıyor. Ahtapotun kollarını arıyorsan, işte Fatih Belediyesi, işte Bayrampaşa Belediyesi, öbür kolunda Bahçelievler Belediyesi, pek yakında büyük kol Esenler Belediyesi, kafaya yakın, kafadan çıkıyor en büyük kol.
Ama ben Tayyip Bey’in esas ahtapotunu göstereyim, bakın. Bu Tayyip Bey’in ahtapotunda, beşli çete dediğin kırk haramiler. Yaklaşık 43 şirket bunlar. Kırk haramiler, ahtapotun elinde. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti soygunu, özel kalem müdürü Serim’in gencecik oğlunu önce dışişlerinde özel kalem yapıp, Kıbrıs’a büyükelçi yapıp hem kaset toplatıp hem oradaki büyük vurgunlar, gemiler, gemilerde yakalananlar, KKTC soygunu.
Çadır satan Kızılay’ın, çadır satan depremde Kızılay’ın vurgunu. 17-25 Aralık, dört bakan, devrin başbakanının “hırsızlık yapan kardeşim olsa kolunu keserim” dediği dört bakan. Ayakkabı kutuları, çikolata kutuları, elbiseler, kıyafet askıları. Buraya kadar pislik. Sıfırladın mı oğlum paraları? İşte ahtapotun öbür ucu. Yunus Emre Vakfı soygunu, ahtapotun milliyetçi kolu. Dezenfektan satan bakan da ahtapotun bir kolunda, Türgev ve Ensar’ı, kol yetmedi, ayrı ayrı yazamadık. İkisi birden ahtapotun bir kolunda. İşte ahtapotun besledikleri.
Aha bu da ahtapotun canından bezdirdikleri, boğazını sıktıkları. Bir elinde işçi, bir elinde esnaf, bir elinde emekçi, bir elinde çiftçi. Gençlerin geleceğini tüketti ahtapotun ta kendisi. Memuru, işsizi, bitirdiniz memleketi! Al sana ahtapot bu! Al sana ahtapot! Ahtapot meraklılarına gösterilir. Yeni Şafak, hazırla manşeti, en güzel sen yapıyorsun mizahı. Hadi! Hadi Yeni Şafak! Hadi A Haber! A Haber son dakika yaz! Aranan ahtapot bulundu! Reis’in tarif ettiği ahtapot Özgür Özel’in ellerinde! 17-25 de burada. Açlıktan sefalet çeken emekli de…