“Halkın Papası” olarak anılan Papa Francis, 12 yıllık papalığı boyunca dezavantajlı grupları ve mülksüzleri savunduğu için Katolik cemaatinin ötesinde bir popülariteye sahip oldu.
Papa, toplumun en savunmasız kesimlerini savunması ve iklim değişikliği, ekonomi ve İsrail-Hamas savaşı gibi konularda cesur tavırlar sergilemesiyle tanınıyordu.
Katolik Kilisesi’nin başı olarak hizmet ettiği görev süresi, kiliseyi halka yaklaştırma ve “yoksullar için yoksul bir kilise” inşa etme arzusuyla hatırlanıyor.
Bu, Papa’nın 2013’te seçilmesinden birkaç gün sonra ana hatlarını çizdiği bir misyondu ve görevi süresince Vatikan’ın geleneksel ayin ve ritüellerini basitleştirerek cenazesinde bile bunun uygulanmasına çalıştı.
Euronews, Papa’nın alçakgönüllülüğünü ve reform misyonunu yansıtan bazı sembolik anları sizlerle paylaşıyor.
- Kadın mahkumların ayaklarını yıkadı
2013 yılında Papa Francis, Roma’nın dış mahallelerindeki Casal del Marmo gençlik ıslahevinde 12 mahkûmun ayaklarını yıkadı.
Bu geleneksel ayin aslında Hz. İsa’nın havarilerine karşı son alçakgönüllü eylemini temsil ediyor.
Ancak Papa’nın ayine Müslümanların yanı sıra iki genç kadını da dahil etme kararı Roma Katolik Kilisesi’ndeki gelenekçilerin öfkelendirdi.
O dönemde Vatikan sözcüsü Federico Lombardi, kararın “herkese sevgi mesajı iletmek gibi basit bir amaç ışığında kadınları dışlamanın uygunsuz olacağı bir durumda” alındığını dile getirdi.

- Güney Sudanlı liderlerin ayaklarını öptü
Papa Francis, 2019’da Vatikan’da düzenlenen tarihi bir inziva sırasında Güney Sudanlı liderlerin ayaklarını öptü. Bu, liderleri ülkedeki şiddetli iç savaşın ortasında barışı korumaya teşvik etmeyi amaçlayan benzeri görülmemiş bir jestti.
O andan sonra CNA’ya verdiği röportajda Güney Sudan Devlet Başkanı Salva Kirr, “Neredeyse titriyordum çünkü İsa’nın öğrencilerinin ayaklarını yıkamak için diz çöktüğü zaman dışında böyle bir şey daha önce yaşanmamıştı,” dedi.
Papa’nın ölümünün ardından bir anma mesajı da yayınlayan Kirr, Francis’in ölümünü “barış ortakları olarak bizler için bir dönüm noktası” diye niteledi.
Papa Francis 2023’te Güney Sudan’ı ziyaret etmiş ve burada 2018’de yapılan barış anlaşmasının uygulanmasını savunmuş, silahların bırakılması ve liderlerin yolsuzluk konusunda hesap vermesi çağrısında bulunmuştu.
- Özel yapım Lamborghini’yi sattı
İtalyan otomobil üreticisi Lamborghini, 2017’de Papa Francis’e Vatikan bayrağının beyaz ve sarı-altın renklerini taşıyan Huracán RWD model bir spor otomobil hediye etti.
Papa Francis arabayı kutsadı ve aracı saklamak yerine imzalayarak açık artırmaya çıkarılmasını istedi. Araç yaklaşık 800 bin euro’ya satıldı.
Bağışlar, Irak’taki Ninova Ovası’nın yeniden inşası için yardım kuruluşlarına dağıtıldı.

Papalık görevi boyunca Papa Francis mütevazı arabaları tercih etmiş, kurşun geçirmez camlardan da sıklıkla kaçınmıştı.
Bunun yerine açık araçları tercih etmiş ve 2015’te şöyle söylemişti: “Her şey olabilir, bu doğru ama kabul edelim ki bu yaşta kaybedecek pek bir şeyim yok.”
- Vatikan’da önemli bir ofisin başına ilk kadın atandı
Ocak ayında Papa Francis, Rahibe Simona Brambilla’nın hem erkekler hem de kadınlar için dini tarikatları denetleyen bir Vatikan ofisi olan Kutsanmış Yaşam Enstitüleri ve Apostolik Yaşam Toplulukları Manastırı’nın başkanı olarak görev yapacağını duyurdu.
Bu benzeri görülmemiş adım, Papa’nın kadınlara Katolik Kilisesi’nde daha fazla liderlik rolü verme amacını yansıtıyordu.
Papa 2021’de ayrıca kadınların, din görevlisi ve yardımcı olarak hizmet etmelerine de izin verdi. Ancak Papa Francis, Kilise’de oldukça tartışmalı bir konu olan kadınların rahip olarak atanmasına izin vermekten kaçındı.
- Uçağıyla 12 mülteciyi Roma’ya getirdi
Papa Francis 2016 yılının bir bahar gününde, o dönemde Avrupa’daki mülteci krizinin merkez üslerinden biri olan Yunanistan’ın Midilli adasını ziyaret etti.
Papa adada yaklaşık beş saat geçirdi ve adadan ayrılırken Şam ve Deyrizor’dan gelen iki Suriyeli mülteci aileyi de beraberinde götürdü.
Vatikan basın bürosundan yapılan açıklamada, “(Mültecilerin) getirilmesi ve bakımı Vatikan’ın sorumluluğunda olaca,k” denildi.
12 mültecinin adadaki sıkışık merkezden kurtarılması için Papa, “Denizde bir damla su gibi. Ancak bu damladan sonra deniz asla eskisi gibi olmayacak,” dedi.

Bu sembolik hareket, göçmen ve mültecileri Türkiye’ye geri gönderme politikası uygulayan Avrupa Birliği’ne bir karşı çıkış olarak değerlendirildi.
Bu jest, Papalığı sırasında mülteci ve sığınmacıların içinde bulunduğu kötü durumu vurgulamak için gösterdiği daha geniş çaplı çabanın bir parçasıydı.
Temmuz 2013’te Vatikan dışındaki ilk Papalık gezisini, Afrika kıyıları ile Malta arasındaki yolculukta çok sayıda göçmenin ölmesinin ardından İtalya’nın ücra adası Lampedusa’ya yapmıştı.
Papa Fransuva’nın Midilli’den getirdiği kişilerden biri olan Hasan Zaheda, Papa’nın bu yılın başlarında hastaneye kaldırılmasının ardından, “Dünya liderlerinin kayıtsız bir göçmenin bile korkulacak bir şey olmadığını bilmelerini sağlamak için küresel bir diyalog başlatmak istedi,” ifadelerini kullandı.
KAYNAK: EURONEWS TÜRKÇE