Analiz / Doç. Dr. Osman Tek
Mitolojiler, yalnızca masal anlatmak için değil, aynı zamanda hakikatin doğrudan söylenemediği zamanlarda ona işaret etmek için de kullanılır. Tarih boyunca iktidar mücadeleleri, güç savaşları ve tiranlık hikâyeleri mitosların diliyle anlatılmıştır. Çünkü bazen gerçekler, ancak semboller ve alegoriler aracılığıyla dile getirilebilir.
Bugün Türkiye siyasetinde yaşananlar, Antik Yunan mitolojisinde anlatılan Kronos efsanesine şaşırtıcı derecede benziyor. Titanlar Kralı Kronos, bir kehanet sonucu, kendi çocuklarından biri tarafından devrileceğini öğrenir. Bu kehanetin gerçekleşmesini önlemek için her doğan çocuğunu yutar. Ancak anneleri Rhea, en küçük çocuğu Zeus’u gizlice kurtarır. Büyüyen Zeus, sonunda Kronos’u devirir ve kendi saltanatını kurar.
Günümüz Türkiye’sinde Tayyip Erdoğan’ın siyaset sahnesindeki en güçlü rakiplerini birer birer “yediği” ve her yeni muhalif karşısında aynı stratejiyi uyguladığı yönünde toplumda geniş bir kabul var. Bu tespit üzerine, geçtiğimiz günlerde İmamoğlu’nun annesinin televizyondaki konuşmasını dinlediğimde aklıma Kronos miti geldi.
Erdoğan, siyaset sahnesine çıkan her güçlü rakibi bir şekilde etkisiz hale getirerek ilerledi. Önce Abdullah Gül, sonra Ahmet Davutoğlu, ardından Ali Babacan ve son olarak da Kemal Kılıçdaroğlu… Tüm bu isimler, Erdoğan’ın karşısına çıkmaya cüret ettiklerinde bir süre sonra siyaset sahnesinden silindiler. Şimdi sıra Ekrem İmamoğlu’nda.
Ancak mitolojinin bize gösterdiği bir şey var: Kronos’un kaderi değişmedi. Zeus sonunda onu alt etti. Ama Zeus bunu kendi başına başaramadı; annesi Rhea’nın merhameti sayesinde hayatta kaldı. Anne, burada yalnızca biyolojik bir figür değil, aynı zamanda şefkatin, koruyuculuğun ve halkın sahiplenme gücünün sembolüdür.
Bugün halk, İmamoğlu’na bir anne şefkatiyle sahip çıkarsa, onu Erdoğan’ın “yutmasından” kurtarabilir. Eğer halk kendi evladına bu merhameti göstermezse, Erdoğan yoluna devam edecek ve yeni rakiplerini yemeye devam edecek. Bu döngüyü kırmak için halkın, Kronos’un hikâyesini iyi okuması gerekiyor.
Türkiye siyasetinde mitolojilerde olduğu gibi kaçınılmaz kaderler yoktur, ancak tarih tekerrür etmeye meyillidir. Eğer halk İmamoğlu’na ve demokrasiye sahip çıkarsa, Kronos’un kaçınılmaz sonu burada da kendini gösterecektir.