Analiz /İsmail S. Gülümser
Türkiye’de Risale-i Nur hizmetlerinin banisi olarak bilinen Bediüzzaman, vefatına yakın Urfa’ya doğru giderken “Beni anlamadılar” der. Bu söz, dünyanın geleceğini aydınlatacak görüş ve tekliflerin yaşadığı çağın insanı tarafından anlaşılmadığını açıkça ifade eder.
Kalabalıkları coşturacak bir önder olmasına rağmen, alayiş ve nümayişle netice alınamayacağını gördüğü için hamasi nutuktan kaçınır. Büyük bir ideal olarak ortaya koyduğu amacı için, evlilik ve çoluk çocuk sahibi olmayı düşünmez, tüm dünya nimetlerini elinin tersiyle iter. Çağdaşları makam uğruna değer yargılarının yok edilmesini seyrederken o, kendine teklif edilen makamları reddeder.
İşi temelden almak gerektiğine inanır
Gençliği tehdit eden tehlikeleri çok erken fark eder, beni ilgilendirmez deyip kenara çekilmez. Mevcut yönetimin dünyayı kendine zindan etmesine aldırmadan, yıllarca devlet baskısıyla mücadeleyi göze alır. Çoğunun teferruat içinde kaybolduğu, yıkıcı tahribatla mücadeleye kimsenin cesaret edemediği bir dönemde, problemin kaynağını ve ihtiyaçları doğru tespit eder. İşi temelden almak gerektiğine inanarak asrın hastalıkları için hazırladığı reçeteleri ilgi duyanlara sunar.
Suçlamak için bahane arayan, yıpratıp etkisiz hale getirmeyi düşünenlere malzeme vermemek için hediyeyi reddeder, yeme-içme-kılık-kıyafette aza kanaatle hayat sürer. Maddi kazanç peşinde koşma, manevi makamı kullanıp halkın yardımıyla geçinme, gibi tüm ithamları boşa çıkarır ve talebelerine de aynı titiz yaşam önerir. “Gençliğin imanını selamette görürsem cehennem alevlerinde yanmaya razıyım” sözüyle uhrevi çıkarı bile terke hazır olduğunu gösterir, Kur’an’dan aldığı ilham ve ruhani hayat tarzıyla derin iz bırakır.
Çözüm, Kur’an’ın mantıki üslubundan çıkarılacak yöntemler
O, dini kavramların sorgulandığı, fakirlikle boğuşanların değerleri unutmaya zorlandığı bir çağda yaşadı. Aydınların günlük kısır çekişmeyle meşgul olduğu, herkesin kenara çekildiği günlerde “asrın helaket ve felaket asrı” olduğunu düşündüğü için güncel siyasi tartışmalardan kaçındı. İslam coğrafyası ve bütün dünyayı bekleyen bunalımların, Kur’an’ın mantıki üslubundan çıkarılacak yöntemlerle çözüleceğine inandı. Maddi-manevi engellerin ancak sağlam bir imanla aşılacağını düşünerek tüm mesaisini eğitim çarklarının tahribatını önleyip, toplumun fikir dünyasını yeniden şekillendirme yolunda harcadı. Ürettiği eserlerle ümidi tükenmek üzere olanlara ümit ışığı sundu.
Allah’ın unutturulmak istendiği bir dönemde gergef gibi kalplerde iman hakikatlerini nakşedecek yollar buldu. Geçmiş din büyüklerinin ufkuyla iman ve Kur’an’a nazar ettiğinden, akıl yanında kalpler üzerinde de tesir bıraktı. Sarraf titizliği içinde dinin temel kaynaklarından çıkarıp günümüze aktardığı güzellikler, önce etrafındaki az sayıdaki talebesini etkiledi, sonra tüm dünyaya yayıldı.
Dik duruşuyla herkese ümit aşıladı
İşaratü-l İcaz, Mesnevi-i Nuriye gibi eserlerde ip uçlarını gördüğümüz derin birikimini, Tolstoy-Dostoyevski den daha ileri olduğu düşünülen harikulade edebi üslubunu, toplumun en hayati problemlerini çözmede kullandı. İmamı Rabbaniler yolunda, rahmet hazinelerinin gizli sırlarına vakıf olduğu halde onlardan günümüze taşıdığı eserlerinde her düzeyde insanın istifadesini gözetti. İfade zenginliği, en amiye bir şeyler anlattığı gibi, ilim erbabının elinde de paha biçilmez hazineye dönüştü.
Bulunduğu dönemi anlamakta zorlananlar, kimi felsefeyi kötüledi, kimi felsefi akımların etkisine girdi. Üstat felsefeyi inkâr edip kenara çekilmedi, bazı kurallarını eserlerinde kullanırken, zararlı etkisi için uyardı. Tekke ve zaviyeler kimine cazip gelse de o, mantıki delillerle halkı iknanın daha kalıcı olacağına inandı.
Sürgün ve baskınlarla insanları ondan uzak tutmak isteyenler, etkili oldu etliye sütlüye bulaşmaktan kaçınanlar eserlerine mesafeli durdu. Terminolojiden kopmuş aydınlar, yazdıklarını kuran-hadisle irtibatını kuramadı, kendi yorumu gibi gördüler. Önde görünen din alimlerinin kuşkulu bakışı birçoğuna tesir etti, çok ihtiyaç duydukları halde bilerek eserlerindeki birikime kapıları kapattılar.
Gücü ele geçirenlerin, toplumu yıldırmaya soyunduğu, bunlarla mücadele edilmez diyenlerin kenara çekildiği dönemde o, zalime boyun eğmedi dik duruşuyla herkese ümit aşıladı. Zindanlar-sürgünler onu sindiremedi, idam tehditlerine boyun eğmedi, engelleme çabalarına pes etmedi, sağlam inancıyla zulmün üstesinden geldi. Yazdığı eserler kadar yanlışa karşı duruşu da yol gösterdi.
Aşırılıktan uzak sahih İslam anlayışını bulup çıkarmak
O günün zalimleri tarafından anlaşılmayı bekleyemeyecek kadar rasyoneldi. İslam dünyası onunla ilgili çok önemli değerlendirmeler yaparken bizdekiler, kimisi onun üslubuna, kimisi milliyetine takılarak onu yargıladı, hasetle karşı çıktı. Dost cephesinde olduğu halde ürettiği değerlerin kıymetini bilemeyen, özellikle din-diyanet camiası ve muhafazakâr aydınların kayıtsız kalmasından şikâyet etti. Bu büyük insan kendini toplum geneline duyuramadan ahirete irtihal etti.
Onun açtığı yoldan yürüyen ve çağı aşkın yaklaşımlarını dinin temel kaynaklarından çıkarıp günümüze aktaran Fethullah Gülen Hocaefendi de yeni bir çığır açtı. Risaleleri sadece okuyup geçmekle yetinmedi, farklı eserlerdeki ortak hedefe dönük metinlerin birbiriyle Kur’an ve hadis kaynaklarıyla irtibatı incelendi, asrı aydınlatacak yorumları için hummalı çalışma yapıldı.
Üstadın satır aralarına serpiştirdiği her konunun dayanağı araştırıldı, o hazinenin sunduğu aşırılıktan uzak sahih İslam anlayışını bulup çıkarmak için 50-60 yıl çok ciddi emek harcandı. Fikrine güvenilenlerin yorumlarıyla risalelerdeki konuların karşılaştırılmalı analizleri yapıldı ve bir hazine arayıcısı gibi eserlerdeki gizli sırlar keşfedilip, aile ve toplum hayatına dönük önerileri halka sunuldu. Risale prensiplerinden çıkarılarak yürütülen hizmetler, üstadın birçok hayalini gerçekleştirdi. Her kesimden insan, çocuğunu bu değerlerle yetiştirmek için koştu, bir dönemin yasak eserleri yüzbinlerin başucu kitabı oldu.
İslam’ın temel kaynaklarından süzülüp çıkarılan duru din anlayışının toplumda yayılmasına kıskançlık histerisi içinde yaklaşanlar Hocaefendi’yi de anlayamadı.
Hizmeti sistem dışına itecek kirli bir senaryo kurguladılar
Projelerin arkasındaki engin birikimi göremediği için engellemeyi düşünenler çıktı. Herkesin bir diğerine farklı sebeplerle düşmanlık beslediği İslam aleminin Hristiyanları dost edinmeyin kavramı etrafında batıyla kavgaya tutuştuğu bir dönemde o, Papa’yla görüştüğü için suçlandı. Bediüzzaman’ın “hakiki ruhani önderlerle bile aradaki münakaşa konularının bırakıp bir araya gelme” önerisindeki ufku anlayamadılar.
İçeriğini geliştirmeden halktan talep bekledikleri İHL ne rağbeti artırma uğruna, toplumun kılcallarına kadar uzanmış hizmetin tüm eğitim projelerini yıkmayı planladılar. Toplumsal tepkiden kaçındıkları için karanlık odakların desteğiyle hizmeti sistem dışına itecek kirli bir senaryo kurguladılar.
Linç edilmesi için askeri öğrencileri Boğaz Köprüsü’ne götürdüler. Uçak-gemi komutanlarına merakla toplanmış halka ateş et (Bu komutanların basiretiyle önlendi), bir askere güneydoğudan getirttikleri bir generali öldür emri verdiler. Evinden zorla çağırdıkları bir kuvvet komutanını darbe sorumlusu ilan edecek kadar gözü dönmüş bir ekip, ölümlerden gönüllüleri sorumlu tuttu. Üretilen tüm hizmetleri yok etmeye mensuplarını terörist ilan edip tutuklamaya kalktılar. Hocaefendi’yi ve çabalarını anlayamadılar, bütün dünyayı kuşatacak enginlikteki zengin bir gönlü ülkeyi ele geçirmekle suçladılar.
160 ülkede hizmetin eğitim projeleri toplumu aydınlatmaya devam ederken, kendi ülkesinde yıkılıp yok edilmesi Hocaefendi’yi derinden yaraladı. O, yüzbinlerce fedakâr gönüllüye yaşatılan zulmün ızdırabı içinde ruhunu Rahman’a teslim etti. Ancak eğitim projeleri, vefatından sonra da gelişerek devam ediyor.
Duru din anlayışı her yere ulaşsın diye
Lisans ve master düzeyinde online eğitim veren “Respect Graduate School” tüm dünyaya olumlu davranış kazandıracak donanımlı kadrolar yetiştirmenin alt yapısını kuruyor. Aynı şekilde teknolojiden faydalanarak üretilecek çizgi filmler-filmler-oyunlar-videolar vb yer aldığı platformlar hazırlanıyor. Yıllardan beri çok ciddi çabalarla üretilmiş şiddetten uzak sahih din anlayışının dünyaya sunulması için senaryolar yazılıyor. Gen AI imkanları kullanılarak, bunların sosyal medya aracılığıyla yayılacağı yollar kaynaklar aranıyor. Ramazan’ın bereketinden istifadeyle üretilen duru din anlayışı her yere ulaşsın diye hummalı çaba sürüyor.
Bunlar olurken, propagandanın büyüsüne kapılan ve korkutulan toplumun sinmesi belki makul karşılanır, ancak aydınlardan itiraz beklenirdi, korku ve neme-lazımcılık engel oldu. “Hizmet hareketi Türkiye tarihinin en büyük aydınlanma hareketidir, onları terörle ilişkilendirmeye kalkanlar dünyaya rezil oluyor.” diyen Besim Tibuk gibi aydınlar ve parti içinden-dışında samimi insanların sesini yükseltme zamanı geldi geçiyor.
Eğer bu cesaret ortaya konulmazsa, korkudan beslen zorbalar, satırı önce muhaliflere sonra size çevirecek hapis tehdidiyle herkesi hizaya dizecek. Dindar görüntüsünden dolayı iktidarın her suçunu kabullenenler, Üstat ve Hocaefendi’yi örnek almalı, mertçe gerçekleri ortaya koyup ülkeyi bu uçurumdan çıkarmalı.
*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanıldı