Yaklaşık 40 bin seçmenin yarı özerk bir adada 31 parlamenter seçmesi, normal şartlar altında küresel çapta pek dikkat çekmezdi. Ancak Grönland’da bugün yapılacak seçim, küresel jeopolitik dengeleri etkileyebileceği için farklı bir anlam taşıyor.
ABD Başkanı Donald Trump’ın en önemli seçim vaatlerinden biri dünyanın en büyük adasını ilhak etmekti. Adadaki bağımsızlık yanlıları ise Danimarka’dan ayrılmak için geniş bir halk desteği umuyor.
Trump neden Grönland’ı ABD’ye katmak istiyor?
Trump, ABD’nin güvenliği açısından Grönland üzerinde kontrol sahibi olması gerektiğini savunuyor. ABD, 1950’lerden bu yana adanın kuzeybatısında Pituffik Uzay Üssü’nü işletiyor. Burası “Thule Hava Üssü” adıyla Soğuk Savaş döneminde, olası Sovyet saldırılarının erken tespiti ve savunmasında kritik bir rol oynuyordu.
Güvenlik kaygılarının yanı sıra ekonomik faktörler de Donald Trump’ın ilhak gerekçeleri arasında. Adanın güneyinde petrol, doğal gaz, altın, uranyum ve çinko gibi değerli madenlerin bulunduğu tahmin ediliyor. İklim değişikliğinin de etkisiyle bu kaynaklara erişim daha da kolaylaşıyor.
Trump, ilk başkanlık döneminde Danimarka’ya Grönland’ı ABD’ye satmasını teklif etmişti. Ancak Kopenhag yönetimi, bu teklifi anında geri çevirdi. İkinci başkanlık döneminde Trump’ın yayılmacı söylemleri daha da keskinleşti. Kanada, Panama Kanalı ve Gazze Şeridi ile birlikte Grönland da bu söylemler arasında öne çıkıyor. Hatta Trump, seçimlerden önce oğlu Donald Jr.’ı “turistik bir gezi” gerekçesiyle Grönland’a gönderdi.
Son anketlere göre, Grönland halkının sadece yüzde 6’sı ABD’ye katılmayı desteklerken yüzde 85’i bu fikre karşı çıkıyor.
Başkan Donald Trump, Mart ayı başında ABD Kongresi’nde yaptığı konuşmada Grönland halkına hitaben “Kendi geleceğinizi belirleme hakkınızı destekliyoruz” ifadelerini kullandı. Ancak iki cümle sonra, keskin bir U dönüşü yaparak tehditkâr üslubuna geri döndü:
“Grönland’ı alacağımızı düşünüyorum. Öyle ya da böyle alacağız!”
Seçim öncesi manipülasyon endişeleri
Danimarka’nın istihbarat servisi PET, seçim öncesinde Çin ve Rusya’dan yönetildiği düşünülen dezenformasyon kampanyaları konusunda uyarıda bulundu. Sosyal medyada, Danimarka ve Grönlandlı siyasetçilere ait gibi görünün sahte profiller tespit edildi. Her iki ülke de Grönland ile ilgili farklı ekonomik ve jeopolitik çıkarlar güdüyor.
Kopenhag Üniversitesi’nden dezenformasyon uzmanı Johan Farkas, bu tür manipülasyonların, Grönland gibi küçük ve birbirine bağlı toplumlarda etkili olmasının zor olduğunu söylüyor. Ancak Elon Musk’ın seçim öncesi bazı adaylarla görüşmesi ya da Trump’ın açık bir şekilde belirli adayları desteklemesinin, demokratik seçim süreci üzerinde tehdit oluşturabileceğini belirtiyor.
Yıl başından bu yana Trump yanlılarının Grönland’ın başkenti Nuuk’ta 100 dolarlık banknotlar dağıttığına ve bazı Grönlandlı siyasetçilerin, ABD’li Cumhuriyetçi vekillerle Washington’da görüştüğüne yönelik haberler çıktı.
Bunun üzerine Grönland Parlamentosu, Şubat ayında apar topar çıkardığı bir yasa ile Danimarka menşeli hariç, yabancı ve anonim bağışları yasakladı.
Almanya seçimleriyle paralellik
Almanya’da 23 Şubat’ta yapılan erken seçim öncesinde de Elon Musk aşırı sağcı AfD’nin başbakan adayı ile canlı bir söyleşi yapmış, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance de Almanya’daki diğer partileri AfD ileiş birliği yapmaya çağırmıştı. Washington’un bu girişimleri, Alman politikacılar ve kamuoyu tarafından “seçimlere müdahale” edildiği gerekçesiyle sert bir şekilde eleştirilmişti.
İletişim bilimci Farkas, Grönland için de manipülasyon tehlikesinin henüz kam olarak önlenemediğini belirtse de temkinli bir iyimserlik sergiliyor:
“Bir ay önce, bugün olduğundan daha çok endişeliydim.”
Grönland halkı ne istiyor?
Yaklaşık 57 bin Grönlandlı ya da yerel dildeki adıyla “Kalaallit” halkı, bu seçimde bağımsızlık ve madencilik gibi konuları önemsiyor. Bağımsızlık yanlıları, madencilik gelirlerinin Danimarka’ya ekonomik bağımlılığı azaltabileceğini savunuyor. Zira Grönland’ın bütçesinin yaklaşık üçte biri, Danimarka sübvansiyonlarıyla finanse ediliyor.
İkinci bir görev süresi için yeniden aday olan Başbakan Mute Egede, Facebook hesabından “Ne ABD’li ne de Danimarkalıyız. Biz Kalaallit’iz. Amerikalılar ve liderleri bunu anlamalı” ifadelerini paylaştı.
Dezenformasyon uzmanı Johan Farkas’a göre, Trump’ın Grönland ile ilgili emelleri, 11 Mart seçimlerinden sonra da devam edecek:
“Bakış açımızı genişletmemiz ve bu tehdidin seçimlerden sonra ortadan kalkmayacağını kabul etmemiz önemlidir. ABD’nin Grönland’ı ele geçirme arzusu açıkça beyan edildiği sürece, bu tür etki kampanyalarına dair riskler devam edecektir.”
Haberin kaynağına buradan ulaşabilirsiniz