Büyükbaş hayvanlarda lokal olarak görülen şap hastalığının yaygınlaşmasını önlemek amacıyla Çorum’dan sonra Yozgat’ta da canlı hayvan pazarları geçici olarak kapatıldı. Canlı hayvan pazarlarının kapatılmasını desteklediklerini belirten Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, hayvan ithal edilmesine de tepki göstererek, ”Türkiye’de üretici can çekiştiriyor, zor şartlarda hayvancılık yapıyor. Bu ithal edilen et ile çiftçiye bir darbe daha vuruluyor” dedi.
Çorum Tarım ve Orman İl Müdürlüğü tarafından yapılan açıklamada, son dönemde Çorum ve çevre illerinde şap hastalığının görülmesi nedeniyle çeşitli tedbirlerin alındığı duyuruldu. Açıklamada, şöyle denildi:
Şap hastalığının yayılmasını önlemek ve mihrakların kısa sürede kontrol altına alınmasını sağlamak amacıyla, gerekli kararlar alınmıştır. Bu çerçevede, Çorum il merkezi ve tüm ilçelerde bulunan hayvan pazarlarının ikinci bir emre kadar tedbiren kapatılmasına karar verilmiştir. Şap hastalığı; özellikle çift tırnaklı hayvanlar arasında hızla yayılan ve hayvancılık sektörü üzerinde ciddi ekonomik kayıplara yol açabilen bir hastalıktır.
Yozgat’ta büyükbaş hayvanların sürekli kontrol edilip, yılda en az üç kez şap olmak üzere, aşılarının yapıldığı ve il genelindeki hayvanlarda herhangi bir hastalığın bulunmadığı belirtildi. Ancak, çevre illerde büyükbaş besi hayvanlarında lokal olarak görülen şap hastalığının yayılmasının önüne geçebilmek amacıyla aktif olarak faaliyet gösteren Yozgat’ın Çekerek, Kadışehri, Sorgun, Yerköy ve Boğazlıyan ilçelerindeki canlı hayvan pazarlarının ikinci bir emre kadar kapatıldığı, hayvan giriş çıkışlarının ise kontrollerinin artırıldığı kaydedildi.
“Yılda en az 3 defa şap aşısı yaptırılıyor”
Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, Yozgat’ta her yıl en az üç kez hayvanlara şap aşısı uygulandığını hatırlatarak, şöyle konuştu:
Amasya’da, Çorum’un bir bölümünde, Tokat Turhal’da bu hastalık görüldü. Onunla birlikte çevre iller şu an pazarları kapattı, kapatması da gerekiyordu. Bir ay çiftçiye bir şey olmaz ama hastalık bölgemize de gelirse çiftçi gerçekten bugünlerde sıkıntılı. Fiyat konusunda da çok büyük sıkıntılar var. Çiftçi, 300 lira yem iken 330 liraya hayvan kestiriyordu, yem 600 lira oldu hala 330-350 liraya hayvan kestiriyor. Bunun gibi bir dar boğazda, zor şartlarda çiftçilik yapan arkadaşlarımız bir de bu hastalık gelirse çok büyük sıkıntıya düşecekti. Aktif çalışan 5 pazarımız var, şu an pazarlar kapalı. Sivas Şarkışla kapalı, Çorum kapalı, Tokat kapalı, şu an bir Kırşehir açık, belki orada kapatacak. Bölgesel, mahallinde bu şapı eritmek için bu kararı aldılar.
”İthal edilen et ile çiftçiye bir darbe daha vuruluyor”
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın et fiyatlarını kontrol altında tutabilmek amacıyla yurtdışından hayvan ithal etmesine tepki gösteren Yozgat Ziraat Odası Başkanı İsmail Açıkgöz, şap hastalığı ve girdi maliyetleriyle mücadele etmeye çalışan besicilere bir de ithal hayvan ile darbe vurulmaya çalışıldığını kaydetti. Açıkgöz, şunları söyledi:
Bakanlık bunu tüketicinin yanında olarak değerlendiriyor da üreticiyi düşünen yok. Bakın bu bölgede, Türkiye’de üretici can çekiştiriyor, zor şartlarda hayvancılık yapıyor. Bu ithal edilen et ile çiftçiye bir darbe daha vuruluyor. Dışarıdan getirme, doldurup, boşaltmayla bu tüketim ayakta kalması mümkün değil. Belki kısa dönem için başarılı gözüküyorlar ama hayvancı mandırasından çıkınca, ‘Lanet olsun bu hayvancılık, yapılmıyor zarar ediyoruz’ dediğinde, bunun 3- 5 yıl sonra veya bir yıl sonra faturası bu ülkeye daha büyük olacak, bu bir gerçek. Dışarıdan getirmeyle bu iş olmaz. İlla ana olacak, ananın da danası olacak. Şu an ne ana kalıyor bu memlekette ne dana kalıyor. Angus hayvan geliyor, beslemiyor kesiliyor bitiyor. Üretim, üretim, üretim… Üretim olmadığı sürece bu memlekette hayvancılık sıkıntıya düşecek.
“Bin baş hayvanı olan mandırada bugün 100 baş yok, bu gerçekten içler acısı”
Tarımda ithal getirdiler, getirdiler şu an 8 bin liraya sattığımız buğday 11 bin lira oldu, yarın hayvancılıkta da bu olacak. Üretimin yanında olmaları lazım, tüketiciyi ne kadar düşünüyorsa üreticiyi de düşünmeleri lazım. O gün bir çobana 5 bin lira veriliyordu bugün 35 bin lira, 40 bin lira aylık verdiğimiz para. Bizim maliyetimizi de düşünmesi lazım. O gün saman 300 liraydı bugün bin 800 lira, Yonca 3 bin liraydı bugün 8 bin lira kilosu. Sılaj 300 liradan, bir pancar küspesi bin 600- bin 700 liraya çıktı. Bizim girdi maliyetlerimizi görmesi lazım sayın yetkililerimiz, tek taraflı düşünmemesi lazım, üreticinin yanında olmaları lazım. Süspansiyon yapıyorlarsa dışarıdan getirdikleri ete yaptılar süspansiyonu, üreticiye yapmaları lazım, yerli üreticiye yapmaları lazım. Yerli üretici sahadan çekildiği an çok büyük sıkıntılar çekilecek. Bakıyorum bin baş hayvanı olan mandırada bugün 100 baş yok, bu gerçekten içler acısı. Bugün üretim az olduğundan dolayı küçük bir buzağı 80 lira olmuş, pazarda. Bunlar hep hayvanın memlekette üretilenin az olduğundan, bunlara tedbir alınması lazım.