Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, internet trafik bilgilerinin öngörülen süreden fazla tutulması nedeniyle özel yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan Çamurşen başvurusuna ilişkin kararını 12 Aralık’ta açıkladı.
8. madde ihlali gerekçesiyle yapılan başvuruyla ilgili AİHM kararı, Mahkeme’nin 15 Temmuz’un ardından Türkiye’de yaşanan geniş çaplı ve sistematik insan hakları ihlallerini ele almaktaki isteksizliğine örnek olarak gösteriliyor.
Stichting Justice Square uzmanlarından Ufuk Yeşil, ihlal-başvuru-dava ve karar süreciyle ilgili geniş çaplı bir rapor hazırladı.
”Çamurşen” başvurusu nedir?
Stichting Justice Square’in web sayfasında şu bilgilere yer verildi:
”Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, internet trafik bilgilerinin öngörülen süreden fazla tutulması nedeniyle özel yaşam hakkının ihlal edildiği iddiasıyla yapılan Çamurşen başvurusuna ilişkin kararını 12/12/2024 tarihinde açıkladı. Aynı konunun Yalçınkaya/Türkiye başvurusunda gündeme gelmesine rağmen, AİHM’in 6. madde kapsamında verdiği ihlal kararını gerekçe göstererek 8. madde kapsamında inceleme yapmamıştı.
Çamurşen başvurusu 8. madde ihlali iddiasıyla yapılması nedeniyle ve AİHM’in konuyla ilgili tutumu açısından önemliydi. Çünkü, 15 Temmuz 2016 sonrası yüz binden fazla kişi internet trafik bilgilerinin öngörülen süreden fazla tutulması nedeniyle cezalandırılmıştı. Ancak AİHM, iç hukuk yollarının tüketilmediğini belirterek başvuruyu reddetti. Zira AİHM’e göre, sadece ceza yoluna başvuru yeterli değildi ve başvurucunun idare ve hukuk mahkemeleri nezdinde tazminat davası açması gerekmekteydi.
Çamurşen başvurusunda AİHM; aynı konuyla ilgili 7 başvuruyu birleştirip karar aşamasında Çamurşen dosyasını ayırmıştı. Bu grup dosyanın başvurucuları, sadece cezai yolu tüketmiş ve hiç biri tazminat yoluna başvurmamıştı. Ancak AYM, cezai yolu tükettiği için Çamurşen’in başvurusunu “iç hukuk yollarını tüketmediği” için kabul edilmez bulurken, yine sadece cezai yolu tüketen 6 başvurucunun dosyasını “ihlal edilen bir hak olmadığı” gerekçesiyle, yani esastan reddetmişti. Sanki bu dosyaları kendisi birleştirmemiş ve AYM’nin aynı konuda verdiği çelişkili kararlarını görmemiş gibi davranan AİHM, AYM’nin bu kararlarını eleştirmek yerine, Çamurşen’in cezai yola başvurup tazminat yolunu tüketmediğini belirterek, tıpkı AYM gibi başvuruyu reddetmiştir.
AİHM’in, bu kararı verirken atıfta bulunduğu dosya, AYM’nin cezai yolu tekrar etkili görmemeye karar verdiği Ertan Erçıktı (3) kararıdır. İşin ilginci, bu başvuruda AYM’nin tazminat yolunu etkili yol kabul ederken örnek gösterdiği 3 idare ve 1 hukuk mahkemesi kararından hiç birinde tazminata hükmedilmemiştir. AİHM, sanki bu kararlarda tazminata hükmedilmiş ve işleyen bir yol varmış gibi AYM’nin bu çelişkili kararına atıfla başvuruyu kabul edilmez bulmuştur.
AİHM’in gelecekteki başvurularda gözden geçirme hakkını saklı tuttuğu tazminat yolu, mevcut davada veya benzer davalarda etkili veya yeterli bir hukuki yol değildir. Kanun ve yönetmelikler, verilerin yalnızca öngörülen süre boyunca tutulmasını ve bu süre içinde silinmemesinin idari ve cezai yaptırımlara tabi olduğunu öngörmesine rağmen, bugüne kadar verilerin daha uzun tutulması nedeniyle tazminata hükmeden veya başvuranların iddialarının esastan incelendiği tek bir mahkeme kararı yoktur. Mevcut Türk yargı uygulamasında tazminat yolları, ceza şikayetleri kadar etkisizdir.
Çamurşen davası, AİHM’in 15 Temmuz 2016 olaylarının ardından Türkiye’de yaşanan geniş çaplı ve sistematik insan hakları ihlallerini ele almaktaki isteksizliğini örneklemektedir. Mahkeme, kitlesel ihlalleri ele alırken yüzlerce başvuruyu gruplandırma ve bunları tek bir temel ihlal perspektifinden inceleme eğilimindedir, bu da genellikle diğer önemli iddiaların göz ardı edilmesine yol açmaktadır. Yüz binlerce kişinin internet trafik verilerinin yasal sürenin ötesinde tutulduğunun ve ağır cezalar uygulamak için hukuka aykırı şekilde kullanıldığının farkında olmasına rağmen, Mahkeme sekiz yılı aşkın süredir bu davaları karara bağlamamıştır. Mahkeme, 8. maddenin ihlali suretiyle elde edilen ve uzun süre saklanan internet trafik verilerinin kullanılması konusunu acilen ele almalıdır.”