114 kişinin ölümüne sebep olan 6.9 büyüklüğündeki İzmir depremi “Kim sorumlu?” tartışmasını bir kez daha gündeme getirdi.
Deprem gerçeğini değerlendiren TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Taner Yüzgeç, asıl sorunun problemi tespit etmesine karşın harekete geçmeyen devlet ve siyasi idare olduğunu söyledi.
Hemen her büyük depremin ardından Türkiye aynı konuyu tartışıyor. İzmir depreminin ardından kimin sorumlu olduğu konusunda muhalefet iktidarı; iktidar ise muhalefeti suçladı. Son olarak AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İzmir’de büyükşehir belediyesi yönetiminin CHP’de olduğunu vurgulayıp, sorumluluğun da CHP’de olduğunu ileri sürdü.
DEĞİŞMEYEN DEPREM POLEMİĞİ: KİM SORUMLU?
Siyasi polemikler devam ederken Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Taner Yüzgeç de tartışmaya katıldı. Deprem gerçeğinde en masum tarafın vatandaş olduğunu söyleyen Yüzgeç problemi “En büyük sorunumuz, siyasi idare ve devletin sorunu tespit etmesine karşın harekete geçmemesi ya da harekete geçmeyi tercih etmemesi” sözleriyle tarif etti.
AKP ENVANTER ÇALIŞMASINI YILLARDIR BİTİRMEDİ
Birgün’ün sorularını cevaplayan Taner Yüzgeç, özellikle 1960’lardan itibaren hızlı yapılaşmayla beraber Türkiye’de genel bir yapısal sorunun ortaya çıktığını kaydetti. Nüfusun artmasıyla birlikte depremin verdiği hasarın da arttığını vurgulayan Yüzgeç, envanter çalışmalarındaki eksikliğe de dikkat çekti. İktidarın 2017’de tamamlama sözünü verdiği halde hala binaların envanterinin çıkarılmadığını söyleyen İnşaat Mühendisleri Odası Başkanı Yüzgeç, “Bütün yapıların envanterinin üç yıl öncesine kadar çıkarılması gerekmekteydi. Bugün bunun yapıldığını maalesef söyleyemiyoruz. Eğer yapılmış olsaydı İzmir’deki kamu binaları, içerisinde oturulamayacak duruma gelmezdi. Okulların durumunu tam olarak bilmiyoruz ancak zarar gören hastaneler de mevcut” dedi.
İMAR AFFINA BÜYÜK TEPKİ: CİNAYET
Türkiye’te zaman zaman uygulanan imar affına tepki gösteren Yüzgeç “İmar affı cinayettir. Yurttaşa, “Gelin oturun, kaçak yapılmıştır ama ben bunun bedelini aldım, yasallaştırdım” demektir. Oysa ki bu çok büyük bir hatadır. Ne tür bir imara uygunsuzluğa sahip ki aftan yararlanıyor, bilinmiyor. Dolayısıyla içerdiği risk de bilinmiyor ama buna rağmen yasallaştırılıyor. Türkiye’nin yapısal sorunlarından birisi de bu meseledir” dedi.
