Gezi davası kapsamında cezaevinde olan Osman Kavala, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum edilmiş, cezası onanmıştı. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, hal ihlali olduğunu belirterek Kavala’nın tahliyesine ve dosyanın kapatılmasına karar vermişti. AİHM’nin kararı uygulanmamıştı. Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Türkiye için “yaptırım” kararı almıştı.
12 soruya yanıt verildi
T24’ten Gökçer Tahincioğlu’nun haberine göre Bakanlar Komitesi, yeni bir gelişme olmaması nedeniyle, 24 Ekim’de yapılacak toplantıya kadar Türkiye’den somut bir adım atmasını istedi. Bu arada Türkiye, daha önce yöneltilen 12 soruya da yanıt verdi.
Gerekçe casusluk
Adalet Bakanlığı tarafından hazırlanan, Dışişleri Bakanlığı kanalıyla gönderilen yanıtlarda şu görüşler savunuldu: “Kavala, iç hukuk yollarını tüketmeden AİHM’ye başvurmuştur. Başvurucunun tutuklu olduğu dosyaya ilişkin yeni AYM başvurusu yapılmış, bu başvuru sonuçlanmamıştır.
AYM’nin önündeki başvuru yeni bir başvurudur. AYM’nin iş yükü göz önünde bulundurulmalıdır. Kavala’nın dosyasının AYM önünde hala sonuçlanmamış olması makul süreyi aşmaz, öngörülebilir ve kabul edilebilirdir.
Dosyaları karıştırmasın
Başvurucunun tutukluluğunun sebebi, AİHM kararındaki dosya değil, yeni bir dosya olan TCK md. 328’deki casusluk suçlamasıdır. AİHM’nin öncelikle başvuru yollarının tüketilmemesinden kabul edilemezlik vermesi, daha sonra da 2019 tarihli önceki kararındaki bulgularla şimdiki dosyayı karıştırmaması gerekir.
Yargıç bağımsızlığını kaybetmedi
Beraat kararı veren hakimlere farklı nedenlerle açılan disiplin soruşturması, ceza yargılaması üzerinde negatif bir etki yaratmamıştır. Siyaseten angaje olduğu iddia edilen 13. Ceza Mahkemesi’ndeki yargıcın tarafsızlığını/ bağımsızlığını kaybettiğine dair hiçbir somut delil yoktur.”