İmamoğlu dün Sözcü TV yayınında hakkındaki ‘siyasi yasak’ davasına ilişkin kararı iktidarın göremeyeceğini, çünkü erken seçimlere gidileceğini söylemişti: “Hodri meydan. Bu millet ayağa kalkar. Bu millet size Yargıtay kararı verene kadar, o süreyi göstermez, evinize yollar. Onun da yöntemi belli. Erken seçim gelir.“
Adalet bakanı da İmamoğlu’nun bu sözlerine şöyle yanıt vermişti: “Görülmekte olan bir davaya yönelik tehdit içeren sözler söylemek kimseye yakışmaz. Kimse yargıya parmak sallayamaz. Uygunsuz bir davranış. Öyle televizyon programlarına çıkarak, el kol sallayarak, yargı mensupları tehdit edilemez.”
İmamoğlu yargıyı kastetmediğini söyledi: “Ben yargıya parmak sallamadım sana salladım. Senin gibi yargıyı etkileyen, hükümetin mensuplarına parmak salladım. O parmak, benim parmağım değil, milletin parmağı. Onun da yeri sandık, siz sandığa gitmek zorunda kalacaksınız. Yargıtay daha hükmetmeden gitmek zorunda kalacaksınız.”
Ne olmuştu?
Eski içişleri bakanı Süleyman Soylu, 2019’da Avrupa Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi’nde konuşan İmamoğlu için “Avrupa Parlamentosu’na gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek” demişti.
İmamoğlu’ysa Soylu’ya “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa’da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın” diye yanıt vermişti.
Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeleri bunun üzerine hakarete uğradıklarını belirterek suç duyurusunda bulunmuştu.
İstanbul Anadolu başsavcılığı, İmamoğlu hakkında ‘kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret’ suçlamasıyla dava açmıştı.
İstanbul Anadolu 7’nci Asliye Ceza Mahkemesi’nde davanın ilk ayağında İmamoğlu’na iki yıl yedi ay 15 gün hapis ve siyasi yasak cezası vermişti.
Dava iki yıldır Türkiye’de ‘temyiz mahkemesi’ olarak da kabul edilen Yargıtay’ın bir alt basamağı istinafta.
Karar onanırsa İmamoğlu’na siyasi yasak gelecek.