IŞİD tarafından düzenlenen, üç saniye arayla gerçekleşen iki intihar saldırısında 103 kişi hayatını kaybetmişti.
Hakkında dava açılan 26 sanıktan 10’u hakkında karar çıkması bekleniyordu. Davada IŞİD üyesi olduğu tahmin edilen 16 kişi ise halen firari durumda.
Anayasa Mahkemesi, kamu görevlilerinin ihmali olduğuna ilişkin yapılan bireysel başvuruyu ise geçtiğimiz aylarda reddetmişti.
Bugün Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşma TSİ 10.00’da başladı.
Davayı takip eden avukatlar sosyal medya platformu X’ten yapılan paylaşımda, “Yaklaşık 9 yıldır devam eden adalet mücadelemizde katliamın gerçekleşmesine neden olan, göz yuman, yol veren, engel olmayan sorumlulara ilişkin dosyadaki tüm delillere rağmen yargı katliama ilişkin maddi gerçeğe ulaşmak yerine adeta kamu görevlilerini korumak için çaba harcamıştır.
“26 Haziran 2024 Çarşamba günü Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde saat 10.00’da görülecek duruşmaya tüm meslektaşlarımızı davet ediyor, adalet mücadelesini birlikte büyütme çağrısı yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Duruşma öncesinde 10 Ekim Barış Derneği’nin düzenlediği dayanışma yemeğine CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan katıldı.
Özel yemek sırasında yaptığı açıklamada, “Biz yarın diğer partilerin kıymetli milletvekilleriyle birlikte kuvvetli bir heyetle orda olacağız. Karar Tahir Elçi davasındaki gibi Soma davasındaki gibi cezasızlığı özendiren bir yere yeltenirlerse tam karşılarında duracağız ya da daha önceki çok sayıda siyasi davadaki gibi taraflarını yine suçludan yana kurarlarsa, tarihin önünde onların gözlerinin içine bakmak üzere orada olacağız” dedi ve şöyle devam etti:
“Ama herkes şundan emin olsun ki Soma’da Soma davasından sonra Akhisar’da adliyenin önünde dediğim üç kelimeyi burada da tekrar ederim. Gün gelecek bu katiller ve bu katilleri koruyanlar, canımızı yakanlar ve yaktıranlar teker teker hesap verecekler. O günü yaşayacağımıza and olsun, and olsun, and olsun.”
Bakırkhan ise, “Söz veriyoruz, barış mücadelesine, bu ülkeye barış gelsin diye Türkiye’nin dört bir yanından gelerek Gar’da buluşan canlarımıza söz veriyoruz; bu cinayet karanlıkta kalmayacaktır. DEM Parti olarak bu cinayetin aydınlatılması için arkasındaki karanlık odaklar açığa çıkıncaya kadar sizinle birlikte 7-24, gece gündüz demeden mücadele edeceğiz” dedi.
10 Ekim 2015’te ne oldu?
1 Kasım seçimlerine kısa süre kala Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) çağrısıyla 10 Ekim 2015 Cumartesi günü Ankara’da Emek, Barış ve Demokrasi Mitingi’nin düzenlenmesi planlandı.
Bu miting için başka sivil toplum kuruluşları da katılım çağrısı yaparken, aralarında Tarık Akan, Rutkay Aziz ve Bilgesu Erenus’un da bulunduğu sanatçılar da destek verdiklerini açıkladı.
Mitinge ayrıca Emekçi Hareket Partisi (EHP), Yeşiller ve Sol Gelecek Partisi, Halkların Demokratik Partisi (HDP), Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP), Emek Partisi (EMEP), Alevi Bektaşi Federasyonu, Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, Hacı Bektaş Kültür Vakfı, Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV), İnsan Hakları Derneği (İHD), Halkevleri ve Haziran Hareketi de katılacağını açıkladı.
Mitingden kısa bir süre önce düzenlenen basın toplantısında DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, “13 yıllık AKP politikalarından mağdur olan herkes o gün Ankara’da olacak” dedi.
Miting için gelen katılımcıların sabah saat 10:00’da Ankara Tren Garı önünde buluşması ve buradan Sıhhiye Meydanı’na yürümesi planlanıyordu.
Kortejin önünde mitingi düzenleyen DİSK, KESK, TMMOB ve TTB ortak imzalı üzerinde “Savaşa inat, barış hemen şimdi. Emek, barış ve demokrasi” yazılı bir pankart yer alıyordu.
Ancak katılımcıların toplanmaya ve kalabalığın artmaya başladığı sırada saat 10:04’te peş peşe iki patlama meydana geldi.
İki kişi tarafından eşzamanlı düzenlenen bu intihar saldırılarında 103 kişi yaşamını yitirirken, 500’den fazla kişi de yaralandı. Bu olay, Türkiye tarihinin en kanlı intihar saldırısı olarak kayıtlara geçti.
Olayla ilgili açılan davanın iddianamesinde canlı bombaların 1990 doğumlu Yunus Emre Alagöz ile açık kimliği tespit edilemeyen Suriye uyruklu kişi olduğu belirtildi.
Yunus Emre Alagöz’ün 1995 doğumlu erkek kardeşi Abdurrahman Alagöz’ün de Temmuz 2015’te Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinde 34 kişinin yaşamını yitirdiği, 100’den fazla kişinin yaralandığı intihar saldırısını gerçekleştiren kişi olduğu açıklandı.
Saldırının ardından 3 gün ulusal yas ilan edildi.
Saldırıyla ilgili davada 9 sanığa “Anayasal düzeni ihlal” suçundan birer kez, “kasten öldürme” suçundan da 100’er kez olmak üzere toplam 101’er kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası verdi. 9 sanığa ayrıca öldürmeye teşebbüsten 10 bin 557’şer yıl hapis cezası verildi.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, soruşturma sonucu aralarında “Türkiye’deki IŞİD saldırılarının planlayıcısı” olarak nitelendirdiği İlhami Balı’nın da bulunduğu 35 kişi hakkında dava açtı.