Konuşmasında “hukuk” vurgusu yaparak kamu görevlilerinin yetkilerinin Anayasa ile sınırlı olduğunu belirten Erdoğan, “Hukukun dışına çıkılarak devlete hizmet edilmez. Kanunun arkasından dolanarak toplumda düzen sağlanmaz. Kamu görevlileri anayasa ve yasalarla sınırlıdır. Bunun istisnası yoktur ve olamaz” dedi.
Erdoğan, 2002’den itibaren AKP olarak yaptıkları reformlarla Türkiye’yi hukuk ve demokrasinin karşısında konumlandıran zihniyete son verdiklerini öne sürerek, “Geçmişte ülkemiz kendini hukukun ve yasaların üzerinde gören bürokratik vesayetten çok çekmiştir. Devletin güvenliğini öne sürerek hukukun üstünlüğü çiğnenmiş, milli irade yok sayılmış, anayasa askıya alınmış, milletimizin özgürlük alanları daraltılmıştır. Biz bu dönemi Türkiye’nin kayıp yılları olarak değerlendiriyoruz. 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla güvenliği hukuk ve demokrasinin tam karşısında konumlandıran zihniyete son verdik” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara Gölbaşı Polis Akademisi’nde “Polis Akademisi Mezuniyet Töreni”ne katıldı. Burada konuşma yapan Erdoğan, “hukuk devleti” vurgusu yaparak şunları söyledi:
“Yurt dışı ziyaretlerimizde Türkiye mezunlarının sadece bürokraside değil hayatın farklı alanlarında da önemli alanlara geldiklerini görüyoruz. Çok geniş bir yelpazede Türkiye’yi tanıyan kardeşlerimizin elde ettiği başarılardan iftihar ediyoruz. Her ne kadar son dönem de ülkemizdeki böyle bir ufuktan rahatsız olan kendini bilmezler türemişse de biz onlara kulak asmıyoruz. Türkiye gibi bir devleti ırkçı, lümpen faşizmin sığ sularına hapsetmeye kimsenin gücü yetmez. Ülkemizin ekonomisine, turizmine, kamu diplomasisine zarar verme girişimine eyvallah etmeyeceğiz. Devletimizin bir ayağını Anadolu’ya sabitleyip diğeriyle tüm dünyayı kucaklamaya devam edeceğiz. Hukukun dışına çıkılarak devlete hizmet edilmez. Kanunun arkasından dolanarak toplumda düzen sağlanmaz. Kamu görevlileri anayasa ve yasalarla sınırlıdır. Bunun istisnası yoktur ve olamaz. Vatandaşımız kolluk kuvvetlerine baktığında sadece kamu otoritesini değil, hukuk devletini de görmek ister. Geçmişte ülkemiz kendini hukukun ve yasaların üzerinde gören bürokratik vesayetten çok çekmiştir. Devletin güvenliğini öne sürerek hukukun üstünlüğü çiğnenmiş, milli irade yok sayılmış, anayasa askıya alınmış, milletimizin özgürlük alanları daraltılmıştır. Biz bu dönemi Türkiye’nin kayıp yılları olarak değerlendiriyoruz. 2002’den itibaren hayata geçirdiğimiz reformlarla güvenliği hukuk ve demokrasinin tam karşısında konumlandıran zihniyete son verdik.