Sakık, konuşmasını yaptığı sırada Genel Kurul’da TBMM Başkanvekili Gülizar Biçer Karaca ile arasında söz verme konusunda yaşanan tartışmanın ardından Karaca’nın kendisine düşmanca davrandığını öne sürerek kürsüyü terk etti.
Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Kars Milletvekili Sırrı Sakık, TBMM Genel Kurulu’nda belediyeler ve kayyımlarla ilgili tartışmaların ardından söz aldı.
Belediye meclis toplantısında İstiklal Marşı’nın okutulmadığı iddiasına tepki gösteren Sakık, şöyle konuştu:
“Ne söyleniyor: ‘Efendim, bayrağa, sembollere haksızlık ettiniz.’ Bayrakla bir sorunumuzun olmadığını biliyoruz, siz de biliyorsunuz ama sizin trolleriniz gidip Mardin Belediyesi’nde, Diyarbakır Belediyesi’nde provokatörlük yapıyorlar. Neden? Çünkü bu seçimleri kuşatmaya çalıştınız, bu seçimleri paralı askerlerle almaya çalıştınız, halk size büyük bir ders verdi, ‘Olmaz, benim irademe saygısızlık edemezsiniz’ dedi. Şimdi oradan alamadığınızı algı operasyonları yaratarak belediyelere çökmek istiyorsunuz. Belediyeleri bir rant aracı olarak görüyorsunuz ama biz de size diyoruz ki bu belediyeler halkın belediyesidir, bu belediyeler halkın iradesidir ve bir daha çökme hareketinde size orada müsaade etmeyeceğiz.”
“Bu söylemlerinizi değiştirin; zaman zaman siz söylüyorsunuz, şu gruba dönüyorsunuz ‘Paralarınızı şuraya gönderiyorsunuz’ diyorsunuz. Vallahi biz paramızı yoksul halkımızla paylaşıyoruz” diyen Sakık, “Biz bir yere para göndermiyoruz. Hırsızlık arayacaksanız, yolsuzluk arayacaksanız gidin kayyumlarda arayın, gidin kendi belediyelerinizde arayın. Eğer bayrağa bir saygısızlık varsa, eğer sembollere bir saygısızlık varsa vallahi, mülkiye müfettişlerine alan açmadan biz soruşturma açarız; bunu böyle bilin” şeklinde konuştu.
“MİT’in görevlendirdiği şahıslar geldiler, kurultayımızda bayrağı indirdiler”
6-7 Eylül 1955’te İstanbul’da Rumlara yönelik saldırılardan önce ‘algı operasyonu’ yapıldığını söyleyen Sırrı Sakık, “Sevgili arkadaşlarımız biz bu ülkeyi tanıyoruz, ne zaman algı operasyonlarının olduğunu biliyoruz. Bakın, 6-7 Eylül olaylarında Özel Harp Dairesi’nin açıklaması şuydu: ‘Biz birilerini görevlendirdik, Selanik’te bombayı patlattık’. Ne oldu? Yunanistan ve Türkiye’nin ilişkilerini baltalamak adına… Sonra ne oldu? Bu coğrafyada yaşayan ötekileri bir gece bu topraklardan kovdular ve malına mülküne el koyuldu. Algı operasyonlarını tanıyoruz. Evet, bizim HDP kurultayında bayrak indirildi, tarihi net hatırlamıyorum. Ve o kurultayda indirilen bayrağı kim indirdi biliyor musunuz? Sonrası bütün çıplaklığıyla ortaya çıktı. MİT’in görevlendirdiği şahıslar geldiler, bizim kurultayımızda bayrağı indirdiler” dedi.
2014 yılındaki Nevruz kutlamasındaki konuşmasında “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganına atıf yaparak “Mustafa Kemal’in askeri değil generali olsanız ne yazar, it sürüleri” sözlerine değinen Sakık, “Şimdi, bu akşam bir başka konuyu söyleyeyim: Yıl 2014, Ağrı’dayım, bir mitingdeyim. Bizim il, ilçe binalarımıza saldırı var, tam 430 tane il, ilçe binamız ateşe verildi. Ellerinde bayraklar, ellerinde palalar, ellerinde kesici aletlerle. ‘Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyorlar ve gidiyorlar, oraları ateşe veriyorlar, Kürt evlerini ateşe veriyorlar, Kürt çocuklarını öldürdüler, üniversitede katliam yaptılar” diye konuştu.
“Onlara hakaret ettim, hak ediyorlardı”
AKP İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar’ın “Siz ne dediniz o zaman?” sözlerine “Ben ne dediğimi şimdi söyleyeyim, ben ne dediğimi söyleyeyim, dinle” karşılığını veren Sakık, şöyle devam etti:
“Ne dedim? Onlara hakaret ettim. Ellerinde bayraklar vardı, partinize doğru geliyorlardı… ‘Biz Mustafa Kemal’in askerleriyiz’ diyorlardı. Ben de onlara döndüm, evet, hakaret ettim. Siz kimsiniz ya, gidip Kürt’ün evini ateşe vereceksiniz, Kürt’ün partisini ateşe vereceksiniz, Kürt’ün çocuklarını öldüreceksiniz; bir elinizde bayrak, ağzınızda ‘Mustafa Kemal’in askerleri’ bir taraftan tekbir sesleri getireceksiniz ve linç operasyonlarını gerçekleştireceksiniz. Onlara hakaret ettim, hak ediyorlardı. Ve bakın, ondan sonra benimle ilgili 2 tane dava açıldı, hem yerelde hem de Yargıtay’da. 2 mahkemede de ben beraat ettim. Sürekli, HDP CHP yakınlaşması olduğunda sizin partinin Genel Başkanı ve bu ülkenin Cumhurbaşkanı çıkıyor grupta açıklamalar yapıyor ‘Ey Türkiye halkı, ey milliyetçiler, ey CHP’liler; bakın, HDP’liler size ne söyledi!’ Ben vandallara söyledim.”
“Bu algı operasyonundan vazgeçin”
Mahkeme kararlarını dönemin CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel’e gönderdiği fakat Özel’in kendisiyle aynı karede gözükmek istemediğini dile getiren Sırrı Sakık, kendi partisinin yöneticilerinin de görüntü vermek istemediğini belirtti.
Sakık şunları söyledi:
“Elimde mahkeme kararı, bakın, 2 tane mahkeme kararı; sizin grubunuza gönderdim, grup başkan vekillerinize gönderdim ama sesiniz çıkmadı, işinize yarıyordu. Siz hem grup toplantısında hem açılışlarda hem mitinglerde bunları, benim sesimi bütün Türkiye’ye yaydınız ‘Size şöyle diyor; Mustafa Kemal ve arkadaşlarına’. Ben Mustafa Kemal’i ve arkadaşlarını eleştiririm yaptıkları eksik, yanlış politikalardan dolayı ama hiçbir dönem bu ülkenin değerlerine hakaret etmem, böyle bir hakkımın da olmadığını… Hatta o dönem çıktım, CHP Grup Başkan Vekili Özgür Bey’e de gönderdim bu mahkeme kararlarını: ‘Bakın, yalan yanlış operasyonlar ve sürekli burada halkı birbirine karşı düşmanca tetikleyen söylemler var’.
Özgür Bey o dönem Grup Başkan Vekiliydi. Şu 2 tane karar onun WhatsApp’ında duruyor ama ne yazık ki benimle aynı karede gözükmek istemedi; canı sağ olsun. Sonra, grup başkan vekillerime gönderdim, eş başkanıma gönderdim, vallahi onlar da bu konuda açıklama yapmadılar, onlar da benimle aynı karede gözükmek istemediler. Bakın, Sayın Cumhurbaşkanı bunu bilmesine rağmen kapı kapı dolaştı ve yargıçları göreve davet etti: ‘Dava açın’. Yahu kardeşim, hem yerel mahkemenin hem de Yargıtay’ın verdiği kararlar var. Başka ne yapmalıyız, ne söylemeliyiz? Şimdi, bundan, bu algı operasyonunuzdan vazgeçin.”