Edirne’den yurt dışına çıkarken aracında uyuşturucu madde ile yakalanan Brüksel Büyükelçiliği Eski Basın Müşaviri Veysel Filiz, ifadesinde kardeşini suçladı.
Edirne’nin Hamzabeyli Sınır Kapısı’ndan Bulgaristan’a çıkış yaptığı sırada aracında yapılan aramada 100 kilo dolayında eroinle yakalanan eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz’in mahkemede verdiği ifade ortaya çıktı.
T24’te yer alan habere göre, Filiz, ifadesinde aylık gelirinin 40 – 50 bin lira olduğunu öne sürdü.
Gözaltındaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından 9 Aralık günü önce savcılığa sonrasında mahkemeye çıkarılan Filiz, aracında ele geçirilen uyuşturucunun sahibi olarak kardeşi Hulusi Filiz’i gösterdi.
Edirne 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nde ifade veren Avrupa Yozgatlılar Federasyonu Genel Başkanı ve aynı zamanda Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi Sözcüsü olan Filiz, süreci özetle şöyle anlattı:
“Ben diplomatlık yapmış biriyim. Aynı zamanda uluslararası kuruluşlarda da yer alırım. Uyuşturucu ile mücadelede de aktif olmuş bir kişiyim. Bir, bir buçuk ay önce Fransa’da araması olan kardeşim Hulusi Filiz’i Almanya’dan İstanbul’daki şirketime yanıma getirdim. Hadımköy’de açılacak bir restoran işinde bize yardımcı olacaktı. Kardeşimin geçmişi ciddi anlamda sabıkalıdır. Uyuşturucudan da sabıkası vardır. Araçta çıkan maddeleri daha önce ofisimde asrı paketler halinde kardeşimin elinde görmüştüm. İçinde ne olduğunu bilmiyordum. Kendisine sorduğumda birtakım kimyasal maddeler olduğunu söyledi. Paketleri açıp kontrol etmek istedim, ancak içindeki, kimyasalların bozulacağından dolayı bana izin vermedi. Ben de şüphelenip bu paketleri derhal yok etmesini söyledim.
Bu kimyasal maddeleri kimden temin ettiğini söylemedi. Zaten sorsaydım da söylemeyecekti. Ben Fransa’da yaşıyorum. Fransız vatandaşıyım. Avrupa’nın birçok şehrinde de şirketlerim vardır. Kardeşim bu sebeple bu paketleri benim yurt dışına çıkarmamı istedi. Kendisinin 10 – 15 bin lira harçlık kazanacağını söyledi. Ancak ben kabul etmedim. Bana paketleri götürmemi teklif ettiğinde kendisinin de Avrupa’ya geleceğini söyledi. Eğer kabul etseydim, paketleri kime vereceğim konusunda bir şey söylemedi. Gittiğinde Avrupa’da buluşuruz gibi şeyler söyledi.
Aramızda bu konuşma geçtikten sonra ben yurt dışına çıktım, bir hafta sonra döndüm. Döndükten sonra aracımı bakıma götürmesi için kardeşime verdim. Kendisi aracı tamirciye bırakacağını söyledi. Araç, bir hafta tamircide kaldı. Araç tamir işlerini takip eden Ramazan adlı çalışanım tarafından getirildi. Arabada böyle bir bölme aklımın ucundan dahi geçmezdi. Öyle olsa ailecek yanımda eşim ve çocuğumla yola çıkmazdım. Yurt dışına çıkma amacımız, bir ay önce cenazemiz oldu. Dört ay önce düğünümüz oldu. Avrupa’ya gidip kafa dağıtmak ve alışveriş yapmaktı. Benim için en ağırı kardeşimin bu işin içinde olması ve onun yüzünden başıma bu işin açılmasıydı.”
Edirne’den yurt dışına çıkarken aracında uyuşturucu madde ile yakalanan Brüksel Büyükelçiliği Eski Basın Müşaviri Veysel Filiz, ifadesinde kardeşini suçladı.
Edirne’nin Hamzabeyli Sınır Kapısı’ndan Bulgaristan’a çıkış yaptığı sırada aracında yapılan aramada 100 kilo dolayında eroinle yakalanan eski Brüksel Büyükelçiliği Basın Müşaviri Veysel Filiz’in mahkemede verdiği ifade ortaya çıktı.
T24’te yer alan habere göre, Filiz, ifadesinde aylık gelirinin 40 – 50 bin lira olduğunu öne sürdü.
Gözaltındaki işlemlerinin tamamlanmasının ardından 9 Aralık günü önce savcılığa sonrasında mahkemeye çıkarılan Filiz, aracında ele geçirilen uyuşturucunun sahibi olarak kardeşi Hulusi Filiz’i gösterdi.
Edirne 1. Sulh Ceza Hâkimliği’nde ifade veren Avrupa Yozgatlılar Federasyonu Genel Başkanı ve aynı zamanda Sosyal Uyum İçin Avrupalı Müslümanlar Girişimi Sözcüsü olan Filiz, süreci özetle şöyle anlattı:
“Ben diplomatlık yapmış biriyim. Aynı zamanda uluslararası kuruluşlarda da yer alırım. Uyuşturucu ile mücadelede de aktif olmuş bir kişiyim. Bir, bir buçuk ay önce Fransa’da araması olan kardeşim Hulusi Filiz’i Almanya’dan İstanbul’daki şirketime yanıma getirdim. Hadımköy’de açılacak bir restoran işinde bize yardımcı olacaktı. Kardeşimin geçmişi ciddi anlamda sabıkalıdır. Uyuşturucudan da sabıkası vardır. Araçta çıkan maddeleri daha önce ofisimde asrı paketler halinde kardeşimin elinde görmüştüm. İçinde ne olduğunu bilmiyordum. Kendisine sorduğumda birtakım kimyasal maddeler olduğunu söyledi. Paketleri açıp kontrol etmek istedim, ancak içindeki, kimyasalların bozulacağından dolayı bana izin vermedi. Ben de şüphelenip bu paketleri derhal yok etmesini söyledim.
Bu kimyasal maddeleri kimden temin ettiğini söylemedi. Zaten sorsaydım da söylemeyecekti. Ben Fransa’da yaşıyorum. Fransız vatandaşıyım. Avrupa’nın birçok şehrinde de şirketlerim vardır. Kardeşim bu sebeple bu paketleri benim yurt dışına çıkarmamı istedi. Kendisinin 10 – 15 bin lira harçlık kazanacağını söyledi. Ancak ben kabul etmedim. Bana paketleri götürmemi teklif ettiğinde kendisinin de Avrupa’ya geleceğini söyledi. Eğer kabul etseydim, paketleri kime vereceğim konusunda bir şey söylemedi. Gittiğinde Avrupa’da buluşuruz gibi şeyler söyledi.
Aramızda bu konuşma geçtikten sonra ben yurt dışına çıktım, bir hafta sonra döndüm. Döndükten sonra aracımı bakıma götürmesi için kardeşime verdim. Kendisi aracı tamirciye bırakacağını söyledi. Araç, bir hafta tamircide kaldı. Araç tamir işlerini takip eden Ramazan adlı çalışanım tarafından getirildi. Arabada böyle bir bölme aklımın ucundan dahi geçmezdi. Öyle olsa ailecek yanımda eşim ve çocuğumla yola çıkmazdım. Yurt dışına çıkma amacımız, bir ay önce cenazemiz oldu. Dört ay önce düğünümüz oldu. Avrupa’ya gidip kafa dağıtmak ve alışveriş yapmaktı. Benim için en ağırı kardeşimin bu işin içinde olması ve onun yüzünden başıma bu işin açılmasıydı.”