Hukuk profesörü İzzet Özgenç kişisel web sayfasında AİHM’in verdiği ‘Yalçınkaya kararı’nı değerlendiren bir yazı kaleme aldı.
Özgenç’in ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yüksel Yalçınkaya-Türkiye Kararı Üzerine Değerlendirmeler’ başlıklı yazısına dikkat çeken hukukçu Gökhan Güneş, X hesabında yayımladı mesajda, “Sn. İzzet Özgenç, Yalçınkaya kararıyla ilgili yaptığı değerlendirmelerde önemli tespitlerde bulunmuş ve; “bu kararın Türk hukuku bakımından bağlayıcılığı nitelikte olduğu izahtan varestedir. Bu karar sadece başvurucu bakımından değil, benzer durumda bulunan çok sayıda şüpheli, sanık ve hatta hükümlü bakımından da dikkate alınması gereken bir mahiyet taşımaktadır. AİHM kararında, Türkiye’de bu hususta özellikle sistemik ve yapısal sorunun varlığına işaret etmiştir” demiştir. Hep söylediğimiz gibi Yalçınkaya kararı Türkiye hakkında verilmiş en önemli ve en ağır ihlal kararıdır. Bu kararın uygulanıp uygulanmamasıyla ilgili tartışmalar abesle iştigaldir. Yargı mercileri, neredeyse verilmesinin üzerinden 1 ay geçen bu kararla ilgili gerekeni bir an önce yapmalı ve bu hukuksuzluklara artık bir son vermelidir!” yazdı.
NE OLMUŞTU?
Kayseri’de öğretmenlik yapan Yüksel Yalçınkaya “f…/…. üyesi olmak” suçundan Eylül 2016’da tutuklandıktan sonra yargılandı, Kayseri Ağır Ceza Mahkemesi, Yalçınkaya’ya 21 Mart 2017’de 6 yıl 3 ay hapis cezası verdi.
Yalçınkaya, 672 Nolu KHK ile ihraç edilmiş; “Bylock kullanması”, “Bank Asya’da hesabı olması” ve “f… ile bağlantılı olduğu ilan edilen kuruluşlara üye olması” delil sayılarak ve gizli bir tanığın ifadesiyle mahkum edilmişti.
Yargıtay cezayı 30 Ekim 2018’de onadı, Yalçınkaya 2019’da Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu, Yüksek Mahkeme Yalçınkaya’nın bireysel başvurusunu reddetti, Yalçınkaya da 17 Mart 2020’de AİHM’e başvurdu.
AİHM, Yalçınkaya ile ilgili kararında, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) adil yargılanma hakkını düzenleyen 6. maddesinin, kanunsuz suç olamayacağı ilkesini düzenleyen 7. maddesinin ve örgütlenme ve toplanma hakkıyla ilgili 11. maddesinin ihlal edildiğine hükmetti.
Gerekçeli kararda, Türkiye’nin “terör suçlamalarıyla yapılan yargılamalarında” AİHS’in 6. ve 7. maddesinin ihlali bakımından çok sayıda insanı ilgilendiren sistematik sorunlar olduğu kaydedildi.
Yalçınkaya’nın yargılanmasında ByLock kullanımının temel delil olarak değerlendirilmesine dikkat çeken AİHM, eğer bu düzeltilmezse Türkiye’de Bylock kullanmış ve davaları devam eden herkesin yalnızca bu esasa dayanarak mahkum edilebileceği uyarısında bulundu.
AİHM Büyük Dairesi, ByLock kullanıcılarının sayısının 100 bine yaklaştığını hatırlattı ve bu konuda Türkiye aleyhine 8 bin 500 civarında şikayet başvurusu yapıldığını bildirdi.