Diken’den Mesude Erşen’in haberi;
Gördüğünüz 20 Temmuz 2023 tarihli fotoğraf, hastanenin bir yoğun bakım odasını (Murat Dilmener Hastanesi pandemi için yapıldığı için çok sayıda odadan oluşuyor) gösteriyor. Yatakta hasta varken, boyacı, odayı boyamaya çalışıyor. Uzmanlar hasta yatarken ve yoğun bakımdayken boya, badana yapılmasının ‘kabul edilebilir olmadığını’ söylüyor.
Geçtiğimiz hafta başında hastanenin yeni yerleştirilen tabelasının önünde basın toplantısı yapan İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, Atatürk Havalimanı’nın hemen yanı başındaki konumlarının yeni imkânlar sunduğunu söylemiş ve şu müjdeyi vermişti: “Fakültemize helikopter ve uçak ile doğrudan yurt içi ve uluslararası hasta transferleri mümkün hale geldi. Üniversitemizin uluslararası sağlık markası olan “Cerrahpaşa International”ın da aktivitesi bu sayede artacak. Hastanenin millet bahçesiyle yakın komşuluğu da öğrencilerimize, çalışanlarımıza ve hastalarımıza bir ferahlama fırsatı sunacaktır.”
İki yerleşke ama hizmet yok!
Aydın konuşmasında, yoğun bakım üniteleri, kemik iliği nakil ve diyaliz üniteleri, nakil merkezi, ileri düzey robotik cerrahi merkezi, endoskopi ünitelerinin de içinde bulunduğu birçok tanı ve tedavi biriminin Yeşilköy Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesine taşındığını söylemişti.
Rektör böylece fakültenin, ‘Tek Cerrahpaşa İki Yerleşke’ olarak hizmetlerine hem tarihi yeri olan Cerrahpaşa semtinde hem de Yeşilköy’de Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesinde eş zamanlı olarak devam edeceğini yinelemişti.
Ancak taşınılan eski pandemi hastanesinin durumu ne yerel ne de yurtdışından gelecek hastalara hizmet vermek için elverişli. En temel altyapı ve üst yapı sorunları sürüyor. Hala bazı tuvaletler kullanılamıyor, lağım basıyor. Elektrik tesisatı tıbbi aletleri kaldıramıyor. Tıp fakültesinin 32 ameliyathanesi, taşınmayla sekize düştü. Dördü tarihi yerleşke, dördü de Murat Dilmener’de. Bu kadar az ameliyathanenin ihtiyacı karşılaması olanaksız. Birbiriyle ilgili klinikler iki yerleşke arasında parçalanmış, dağınık.
‘Garabeti başarı öyküsü olarak satıyorlar‘
Rektör Aydın’ın ‘gerçekleri değil, masal anlattığını’ söyleyen bir öğretim üyesi, şunları dedi: “Ortada bir şey yok. Garabet var. Onlar bunu başarı öyküsü olarak satıyor. Öğretim görevlilerine danışmadan karar alıyorlar. Ondan sonra hayatın akışı içinde oluşan aksaklıkları yine o insanların gidermesini istiyorlar.”
Üniversite ve tıp fakültesi yöneticilerinin durumun farkında olduğunu ancak hesap verme kaygı ve korkusu taşımadıkları için bu kadar kötü kararlar aldıklarını söyleyen öğretim üyesi şöyle devam etti: “Cerrahpaşa eskiden 100 hasta tedavi ediyorsa, şimdi 10-15 hastaya düştü. Taşınabilirdi ama tüm klinikler bir arada olabilirdi. Yeni yerinde başka ameliyat masaları kurulacaktı, aylardır ortada yok! Görüntüleme, tanı üniteleri çalışamıyor, açamıyorlar. Tedavi üniteleri de öyle. Çünkü altyapısı uymuyor. Hastalar Cerrahpaşa’dan kalkıyor, Murat Dilmener’de ameliyat oluyor, Cerrahpaşa’ya geri geliyor. Hasta nakli boş ambulanslarla yapılıyor. Taşıma suyla değirmen döndürmeye çalışılıyor. Hoca muayene yapabilmek için oda bulamıyor. Profesörler nöbet tutmak zorunda kalıyor, saçmalık! Köşe kapmaca oynar gibi boş amfileri kovalıyor, ders anlatıyoruz. Bunları bilmek için Allame-i cihan olmaya gerek yok. Böyle olacağı baştan belliydi.”
Rektör Aydın ve dekan Prof. Dr. Sait Gönen’in Cerrahpaşa’yı bitirme misyonuyla göreve geldiğini düşünen öğretim üyesi, “2011’den beri birileri içeriden, birileri dışarıdan Cerrahpaşayı halletmeye çalışıyor” diye konuştu.
İlk etap için Rönesans’a yer teslim edildi
Aydın’ın verdiği bilgiye göre yerinde yeniden yapılanma projesi kapsamında Cerrahpaşa Yerleşkesi’nde beş ayrı proje eşzamanlı yürütülüyor.
Tarihi Cerrahpaşa Yerleşkesi’nde bir yandan tarihi yapıların restorasyonu devam ediyor. Toplam 650 bin metrekarelik kapalı alana sahip ve üç etaptan oluşan projenin birinci etap hastane yapıları bölümünün ihalesini alan yüklenici firmaya (Rönesans) yer teslimi gerçekleştirildi.
Bu etap, yaklaşık 220 bin metrekare kapalı alana sahip sismik deprem izolatörlü hastane binalarından oluşuyor. Kaba inşaat süresi iki yıl olarak öngörülüyor. Bu etap tamamlandığında gerek hasta hizmetleri gerekse eğitim ve araştırma faaliyetleri modern imkânlara kavuşmuş olacak.
Aydın, şunları dedi: “Konumu itibariyle denizden ve havadan hasta transferine imkân sağlayacak Yeni Cerrahpaşa Projesi, Türkiye yüzyılı vizyonuna yakışır bir proje olarak dünyadaki sayılı sağlık merkezlerinden biri olacak.”
Ne olmuştu?
6 Şubat depremlerinden sonra alınan bir ani kararla fakültenin tüm faaliyetleri durdurulmuştu. Anabilim dalı başkanları dahil herkesin fakültenin sosyal medya hesabı üzerinden, öğrendiği karar şaşkınlıkla karşılanmıştı.
Kararla, tüm erişkin ayaktan ve yatan hasta kabulü ve ameliyatlar durduruldu. Mevcut hastalar başka hastanelere sevk veya taburcu edildi.
Kapatma kararı ardından taşınılacak hastane arayışı başladı. Rektör Prof. Dr. Nuri Aydın daha ilk günden, pandemide 40 günde Atatürk Havalimanı pistinde kurulan Prof. Dr. Murat Dilmener Acil Durum Hastanesine talip oldu.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca bunun yerine başka hastaneler önerdi. Görüşmelerin sonunda yine Aydın’ın istediği oldu.
Sorunun kökeninde, yılların ihmali var. Aralık 2011’de hastanenin inşaatı için Toplu Konut İdaresi Başkanlığı’yla (TOKİ) sözleşme imzalandı.
İstanbul Üniversitesi, Avcılar’daki bazı alan ve arsalarını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi ve hastanesinin yeniden, yerinde yapılandırılması karşılığında TOKİ’ye verdi. Hastanenin sahil tarafına doğru geçici prefabrik binalar yapıldıkça, üst Cerrahpaşa’daki klinikler, hizmet binaları geçici yerlerine taşındı. Bazıları cerrahi ve dahiliye monoblok binalarına sıkıştırıldı.
Bu hazırlığa rağmen, bahçesinde çıkan arkeolojik kalıntılar bahane edilerek asıl inşaatlar başlamadı. Arkeolojik çalışmalar ağırdan alındı. Hastane koca bir otopark döndü.