Yüksekdağ ve Demirtaş, iç hukukta tutukluluklarına itiraz etmek için etkili bir yardım alamadıklarını gerekçesiyle AİHM’e başvurmuştu.
Demirtaş ve Yüksekdağ’ın ‘özellikle cezaevi yetkililerinin avukatlarıyla yaptıkları görüşmeleri izlemelerinden ve avukatlarıyla paylaştıkları belgelere el koymalarından şikayet ettiği’ bildirilmişti.
Söz konusu bu tedbirlerin 15 Temmuz 2016 sözde darbe girişimi ardından çıkarılan bir kararname kapsamında uygulandığının belirtilmişti.
Demirtaş ve Yüksekdağ’ın başvurusunu karara bağlayan AİHM, Türkiye’nin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5’inci maddesinin 4’üncü fıkrasını ihlal ettiğine hükmetti.
Sözleşmenin bahsedilen maddesi ‘tutukluluğun hukuka uygunluğunun hızlı bir şekilde incelenmesi hakkı’nı kapsıyor.