Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremlerde 11 şehirde yüz binlerce ev oturulmaz hale gelmişti. İktidar yeni konut ve yaşam alanları inşat etmek için kolları sıvamış durumda. Bu seferberliğin plansız ve çarpık yapılaşmayı beraberinde getirmesinden, doğayı ve doğal hayatı tahrip etmesinden kaygı duyuluyor.
Ormanlar ve meralar gözden çıkarılmış
Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayınlanan karar bu kaygıyı körükleyecek nitelikte. Yeniden yapılandırılacak şehirlerde ormanlar ve meralar gözden çıkarılmış.
Kararda şöyle deniyor: “06/02/2023 tarihinde vuku bulan depremler dolayısıyla genel hayata etkili afet bölgesi olarak kabul edilen yerlerde, afetten etkilenenlerin geçici veya kesin iskan alanları; fay hattına mesafesi, zemin elverişliliği, yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterler gözetilerek, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığının yeni yerleşim yerlerinin tespitine ilişkin görev ve yetkileri saklı kalmak kaydıyla, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığınca resen belirlenerek ilgili kurumlara bildirilir. Bu belirleme yapılırken gereklilik bulunması halinde 25/2’1988 tarihli ve 4342 sayılı Mera Kanunu ile 31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı orman kanunun ek 16’ıncı maddesinde belirtilen alanlar da kullanılabilir.”
Tolunay kararla ilgili şu paylaşımları yaptı:
“Kararda geçici veya kesin iskan alanlarının fay hattına mesafesi, zemin elverişliliği ve yerleşim merkezine yakınlığı gibi kriterler gözetilerek belirleneceği belirtilmiş. Ancak su havzaları, korunan alanlar, tarım alanlarında iskan olmayacağı kriterler arasında yok.
Orman Kanunu Ek 16’ın Madde ‘yerleşim yeri oluşturulması uygun olan taşlık, kayalık, verimsiz ve fiilen orman vasfı taşımayan alanların’ orman dışına çıkarılmasına olanak sağlıyor. Ama taşlık, kayalık, verimsiz ormanlar biyolojik çeşitlilik için son derece önemli habitatlardır.
Deprem Bölgesinde biyolojik çeşitlilik oldukça yüksek. Özellikle Hatay ve Adana kuş göç yolu üzerinde olduğu için ülkemizde en fazla kuş gözlenen iller arasında.
Omurgasızlar, mantarlar ve likenler hariç deprem bölgesinde yüzlerce tür bulunuyor. Bunlardan bir kısmı ise endemik. Depremzedelerin biran önce evlerine yerleşmesini tüm ülke istiyor. Ancak bu yapılırken türler ve ekosistemler de korunmalı.”