Uluslararası Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) örgütü, bu yıla ilişkin bilançosunda, dünyada 533 gazetecinin kamuoyunu bilgilendirme çabası içerisindeyken tutuklandığını, 57’sinin de öldürüldüğünü bildirdi. Tutuklama ve cinayetlerdeki rekor artışa işaret eden RSF, 65 medya temsilcisinin rehin, 49’unun da kayıp durumda olduğunu açıkladı.
Merkezi Paris’te bulunan RSF kuruluşu, gazetecilik haklarında 2022 yılında ciddi gerileme yaşandığını bildirdiği basın açıklamasında, 1 Aralık itibarıylae 533 tutuklu gazetecinin tespit edildiğini, bunun bir önceki yıla oranla yüzde 13,4’lük bir rekor artışa işaret ettiğini duyurdu.
110 tutuklu gazeteciyle Çin listede başı çekerken Çin’i 62 gazeteciyle Myanmar, 47 gazeteciyle İran, 39 gazeteciyle Vietnam, 31 gazeteciyle Belarus izledi. Dünya çapında tutuklu gazetecilerin yüzde 54’ü bu beş ülkede hapiste bulunuyor.
Raporda, dünyadaki toplam mahpus gazetecilerden sadece yüzde 36,4’ünün hüküm giydiğine, kalan yüzde 63,6’sının yargılanmadığı tespitine de yer verildi.
Deloire: Hapishaneleri hızla dolduruyorlar
RSF Genel Sekreteri Christophe Deloire, 2022 Bilançosu’nun yayımlanması dolasıyla yaptığı açıklamada, “Diktatörlükler ve otoriter yönetimler, hapishanelerine gazeteci doldurmada hızlandırılmış bir süreç işletiyorlar. Gazeteci tutuklamadaki bu yeni rekor artış, bu vicdansız güçlere direnilmesine ve haber özgürlüğü, bağımsızlığı ve çoğulculuğu hedeflerini savunan herkesle aktif dayanışma içinde bulunulmasına olan yakıcı ihtiyacı teyit ediyor” dedi.
Tutuklu kadın gazeteci sayısında iki kat artış
Açıklamada, sayısı 78 olarak tespit edilen tutuklu kadın gazetecilerle ilgili de, “RSF, 2021’e göre yüzde 30 artış yaşanan kadın gazeteci tutukluluğunda hiçbir zaman bu kadar yüksek bir rakama ulaşmamıştı” denildi. Beş yıl önce, tutuklamalarda kadın haberci oranı yüzde 7 iken 2022 yılında bu oran yüzde 15’i aştı.
Cinayetlerde Meksika başı çekiyor
Raporda görevi başında ölen ve hedef alınarak öldürülen gazetecilere de yer verildi. Bu yıl öldürülen toplam 57 gazeteciden 11’i Meksika’da, 6’sı Haiti’de, 3’ü de Brezilya’da can verdi. 24 Şubat’ta başlayan Ukrayna’daki savaşı haberleştirirken sekiz gazeteci altı aylık bir dönemde öldürüldü.
Türkiye’ye ayrılan bölüm
Raporda Çin, dünyanın en büyük hapishanesi olarak nitelendirilirken önceki yıllarda “gazeteci hapishanesi” diye anılan Türkiye’ye kısa bir yer ayrılması dikkat çekti. Raporun Türkiye bölümünde Haziran ayından bu yana üç kadın gazeteci ve bir kadın medya çalışanının tutuklu bulunduğu bildirildi. Tutuklu gazetecilerden Jin News Yazı İşleri Sorumlusu Safiye Alağaş’ın 2019 yılında tutuklanıp hakkında “terör örgütü propagandası” suçundan dava açıldığı, ancak ardından tahliye edildiğine dikkat çekilerek Haziran 2022’deki tutuklamaların Kürt medyasına yönelik yeni bir baskı dalgasına işaret ettiği kaydedildi.
Önderoğlu’ndan “karanlık döneme geri dönüş” uyarısı
RSF Türkiye temsilcisi ve Bianet medya özgürlüğü raportörü Erol Önderoğlu, raporda Türkiye’ye ayrılan bölümle ilgili DW Türkçe’ye yaptığı değerlendirmede, “Beş yıl önce darbe girişimi sonrası ilan edilen Olağanüstü Hal ortamıyla ‘dünyanın en büyük hapishanesi’ne dönüşen Türkiye, son üç yıldır adli kontrole ağırlık verdiği için bu utançtan kurtulmuştu. Ne var ki, soyut olduğu kadar temel adalet değerleriyle bağdaşmayan kararlarla Kürt medya çalışanlarının kitlesel olarak tutuklanması ve altı aydır iddianamesiz mahpus bırakılması, karanlık döneme ve kötü alışkanlıklara geri dönüş olarak görülebilir” dedi. Önderoğlu, medya özgürlüğünün dize getirilmesinde yargının siyasete alet edilmesinin temel rol oynadığını vurguladı.