Erdoğan’ın kendisinden nefret ettiğini söyleyen Bülent Keneş, “Bana, ‘Adamı incitmişsin’ diyorlar. Hırsızlık yaptı yüzüne vurduk; yolsuzluk yaptı, rüşvet aldı, yüzüne vurduk. Cihadist terör örgütlerini destekledi, rapor ettik. Dolayısıyla incitmiş olabiliriz. Benim adımı anmasına açıkçası bir yönüyle seviniyorum; bir garibana musallat olacağına bana musallat olsunlar. Ben de üzerime düşeni yapmaya devam edeyim.” dedi.
İsveç’te yaşayan gazeteci ve akademisyen Bülent Keneş, AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın adını anmasıyla birlikte dünyada gündem oldu. Zira Erdoğan, dün İsveç Başbakanı Kristersson’u ağırladığı programda, “Şu anda f… terör örgütünden İsveç’te olan bir tanesi var ki, ismini de vereceğim, Bülent Keneş, mesela bu teröristin Türkiye’ye deport edilmesi bizler için büyük önem arz ediyor.” demişti.
NE AHLAKİ, NE HUKUKİ, NE İNSANİ DEĞERLER ERDOĞAN İÇİN BAĞLAYICI DEĞİL
TR724’te ‘Medyada Bugün’ programına katılan Bülent Keneş, Erdoğan’ın adını vermesine çok şaşırmadığını söyledi. Keneş, “Telefondan canlı dinliyordum. Yemek esnasında ailemle birlikte öğrenmiş olduk. Erdoğan gibi bir despottan her şeyi bekleyebilirsiniz. Ne ahlaki, ne hukuki, ne insani ilkeler ve değerler Erdoğan için bağlayıcı değil. NATO üyeliği karşılığında bir gazeteciyi terazinin diğer kefesine koymuş olması çok trajikomik. Bu beni şaşırttığı kadar da öfkelendirdi, biraz da üzdü.” ifadelerini kullandı.
Keneş, şunları söyledi:
‘ERDOĞAN BENDEN NEFRET EDİYOR‘
”Ailemi soruyorlar; nasılsınız, insani olarak ne durumdasınız diyorlar. ‘Neden sadece benim ismimin zikredildiğini’ soruyorlar. Ben iki türlü açıklama yapıyorum; Erdoğan beni kişisel olarak tanıyor. Erdoğan’la da yıllara dayanan bir tanışıklığımız oldu. Ondan ilk aklına gelen benim ismim olabilir. Ancak öte yandan da diyorum ki; hayır, adam benden nefret ediyor. Ve bu nefret etmesinin belki kendince haklı sebepleri var. Tabi bu onun hakikaten haklı olduğu anlamına gelmiyor.
ERDOĞAN REJİMİNİN NE OLDUĞUNU DÜNYAYA DUYURDUK
Ben Erdoğan’ın ‘radikal İslam’a, fabrika ayarlarına dönmesinden itibaren buna karşı çıktım ve eleştirilerimiz yükseldi. İngilizce bir gazetenin (Today’s Zaman) yayın yönetmeni olduğum için bu tavrım da yayına yansıdı. Erdoğan rejiminin o günkü gerçek rejimin ne olduğunu dünyaya anlattık. Bu Erdoğan rejimi tarafından kendi davasına bir ihanet olarak algılandı. Ve o günden bu yana bundan kaynaklı nefret hisleri devam ediyor.
‘İNCİTMİŞSİN’ DİYORLAR, DOĞRUDUR‘
Bana, ‘İncitmişsin’ diyorlar… Hırsızlık yaptı, hırsızlığını yüzüne vurduk. Yolsuzluk yaptı yolsuzluğunu yüzüne vurduk. Rüşvt aldı ale boyu, bunu yüzüne vurduk. Bunu İngilizce dili üzerinden dünyaya duyurduk. Radikal islamcı cihadist terör örgütleriyle iş birliği yaptı onu ifşa ettik. IŞİD’le, el Kaide’yle iş tuttu, onları silahlandırdı; onları rapor ettik.
Türkiye’yi uluslararası cihadistlerin otobanına çevirdi, bunları yazdık. Seçim atmosferini manipüle etmek için terör örgütlerini hareketlendirerek yapmadığı rezillik kalmadı. Ankara Gar katliamı dahil olmak üzere… Bunları yayınladık. Dolayısıyla hakikaten ‘incitmiş’ olabiliriz. Kendisinde bir ‘travmaya’ sebep olmuş olabiliriz.
‘İSMİMİ SEÇİM YATIRIMI OLARAK GÖRÜYOR OLABİLİR‘
Benim ismimi anmasındaki tek mantıklı taraf ‘seçim yatırımı’ olabilir. Bu süreçte mağdur edilen, ülkesini terk etmek zorunda bırakılan tek insan ben değilim. Ama çoğu benim gibi kamuoyu önünde değil. Benim hayatım tamamen kamuoyu önünde. Bu despotik rejimle nasıl süreçler yaşadığım dünya kamuoyunun önünde cereyan etti.
Dolayısıyla bir yönüyle yanlış bir tercihte bulundu. Seçim için benim gibi bir adamı seçmesi gerekiyordu ama burada sonuç alma ihtimali en zayıf olan isimlerden biri olduğumu düşünüyorum. Benim adımı anmasına açıkçası bir yönüyle seviniyorum; bir garibana musallat olacağına bana musallat olsunlar ben de üzerime düşeni yapmaya devam edeyim.”