Geçmişte ırkçılık cereyanlarının başını çeken İttihat ve Terakkiciler, kasıtlı olarak kendi vatandaşlarından bazılarına saldırıp suçu Ermeni ya da diğer azınlık çetelerinin üzerine attı, halkı azınlıklara karşı kışkırttılar. Olayların çıtasını sürekli yükseltip geniş halk yığınlarını infiale hazırladılar. Birbirini iyi tanıyan yakın komşuluk ilişkisi olan insanlar arasına fitne tohumu ekip, azınlıkları şeytanlaştırdılar. Daha sonra sansasyonel olaylarla galeyana getirip azınlıkların mallarını yağmalattı, arka plandan habersiz halkı soykırım aparatı olarak kullandılar.
Yolsuzlukları ortaya saçılmış yöneticiler de, 2000’den sonra geçmişin acılı olaylarını kopyalayıp 10 yıla yakın sürdürdükleri demokrasi havariliğini terk etti, suça bulamış insanlarla anlaşıp soykırımlarına ortak ettiler. İlk etapta dünya tarihinde örneğine az rastlanacak bir yöntemle tüm hukuk kurallarının rafa kaldırıp, suçlarını soruşturan emniyet ve adalet birimlerini dağıttı, hırsızları takip eden polis ve savcıları tutuklayıp adalet sistemini yok ettiler. Polis kameralarının kaydettiği hırsızlık görüntülerine ‘kumpas’ dedi, kasalar dolusu paraların kendilerine ait olmadığını ileri sürdü, ama sonrasında paraları teslim almaktan da utanç duymadılar.
Konuyu araştıran görevliler, 10 yıldan beri hapiste olmasına rağmen, kurulu düzeni bozmadan tutuklanacakları korkusunu atamıyorlar. Geçmişte perde arakasında kimlerle flört ettikleri çok net olmasa da, 2010’dan bu yana hırsızlıklardan aklanma karşılığında, ülkedeki devlet imkânlarını kullanan, bütün karanlık işlerde parmağı olan yapılarla kaynakları paylaşmak üzere kirli bir ortaklığa girdiler. Kadın-yaşlı-çocuk demeden masum insanları pazarlık masasına sürdü mafya gibi çalışan, insanlık dışı yöntemler uygulayan derin yapılara yem olarak attılar.
Ölümlü darbe senaryosunda, Hande Fırat’la görüşme dâhil her şeyin önceden birlikte planladığı netleşiyor.
-Kurgularına gerçek süsü vermek için Semih Terzi-Ömer Halisdemir-Erol Olçok’la oğlu gibi tanıkları öldürdükleri,
-Fişleyerek yapılana karşı çıkacağını belirledikleri 5 bin civarı yargıcı atarak adliyeleri suça ortak hale getirdikleri,
-Güvenlik birimlerinden dilediklerini olayla ilişkilendirip suçlayarak alanı ortaklarına teslim ettikleri açığa çıkıyor.
Sonrasında yasa dışı gizli ilişkilerle tespit ettikleri yüz binlerce masum insanı hiç suçları olmadığı halde;
-Ölümlerden sorumlu gibi gösterip, toplum önünde şeytanlaştırdı,
-Kimine işkenceyle ya da suçlardan aklanma karşılığı şantajla işlemedikleri suçları kabule zorladılar.
Darbe sonrasında yönetimi tek kişinin eline teslim edip, devletin tüm otokontrol mekanizmalarını dağıttılar.
-Binlerce iş adamını aileleriyle birlikte tutuklanmayla tehdit edip, mal varlıkları yöneticilerle paylaştılar.
-Yıllarca başarıyla hizmet vermiş 3 bin civarı eğitim işletmesini zorla gasp etti, binaları yandaşlara dağıttılar.
-Değişik bahanelerle yüz binlerce masum boş dosyalarla suçlayıp hapsettiler.
Yaklaşık 7 yıldan beri mafya ile iş birliği yapmış örgütlü bir suç şebekesinin hedef gösterdiği çok dürüst bir topluluk irtibat ve iltisak gibi kanunda yeri olmayan dayanaksız suçlamalarla hapiste süründürülüyor.
Yaşanan vahşet karşısında hayatlarında hiçbir kötülüğe yer olmayan toplumun en yardımsever insanlarının,
-Kimisi çoluk çocuğu ile birlikte soykırımdan kaçarken suda boğuldu, bazısı tedavisi engellenip ölüme gönderildi,
-Kimisi yıllarca sığınma kamplarında türlü sıkıntılara katlanarak, medeni dünyaya ulaşmak için çabalayıp durdu,
-Soykırıma dayanamayan bir yargıcın üniversite dereceli oğlunun Galata kulesinden intiharı gözden kaçırıldı,
Onca zulümden sonra, yıllarca birlikte hizmet etmiş yüksek değerlerle donatılmış bir topluluğu kuşku üretip, ihtilaf tohumları ekerek aradaki dayanışma ağlarını kırmayı ve dağıtmayı planladılar.
Fethullah Gülen Hocaefendi, yaklaşık 10 yılı aşkın süreden beri işkence ve baskı altında, isyana sürüklenmek istenen bir grubu yanlıştan uzak tutmak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Yakın çevresinden birçok insanın tutuklanmasına, bazılarının ağır hapishane şartlarında ölmesine rağmen, hiçbirinin hata yapmasına fırsat vermiyor. Hırsızlarca esir alınmış güvenlik birimlerinin şiddete aynı tarzda karşılık vermesini arzu etmiyor. Hileli düzenlemelerle malları yağmalanan varlıklı insanları, kötülüğün aparatı haline gelmekten uzak tutuyor. Tehdit ve baskı altında kalan yüz binlerce masumun, bu tuzaktan yüz akı ile çıkması için elinden gelen çabayı gösteriyor
O, hayatını insanlık hizmetine adamış bu temiz topluluğun, işlenen kötülüklerle uğraşıp düşünce dünyalarını kirletmektense, hep ileriye bakmalarını, önlerinde duran işlerle yoğunlaşmalarını salık veriyor.
Fitne tohumu ekilerek dağıtılması planlanan gönüllerin, insanlığa hizmet paydası etrafında toplanması için;
-Yüksek ideallerini koruyanların, aralarında estirilmek istenen muhalif rüzgârlardan etkilenmeyeceğini,
-Kurulan tuzakların farkında olanların, ayrıştırma amaçlı yemlere aldanıp dostlarını terk etmeyeceğini,
-Ortak değerleri önemseyenlerin, kardeşlik bağlarını koruyup uzlaşmalara zarar vermekten uzak duracağını,
Bütün imkân ve fırsatları birlikteliğe vesile olacak konular etrafında toplayacaklarını hatırlatıyor.
-Eğer aynı davaya gönül vermişseniz her konuda aynı düşüncede olmanın mümkün olmadığını bilecek bunun insan fıtratına aykırı olduğunu düşünecek, küçük görüş farklılıkları yüzünden kimseyi suçlayamayacaksınız. İnsana yakışmayan saldırgan tavırlarla yapılanları kirletmeye çalışanlara, başkasının elindekini alarak kişisel hedefi peşine düşenlere aynı yöntemle cevap vermeyecek, kötülüğün aparatı olmaktan uzak duracaksınız.
-Bilgi kirliliğinden etkilenmiş insanların, yeniden gönüllerini almanın yolunun olaylara daha sağduyulu yaklaşmaktan geçtiğini, sizinle aynı düşüncede olmayan hatta damarınıza basacak davranışlarla sizi sürekli rahatsız edenlere karşı aradaki farkı büyütmekten kaçınacak, böylece kendini uzakta hissedenlere iradesini doğru yönde kullanma fırsatı verecek, ortam hazır olduğunda yeniden dönmesini zemin hazırlayacaksınız, diyor.
-Hele sizi rahatsız eden davranışların çoğunun, dince yasaklanmamış olduğunu görürseniz, affetmek daha da kolaylaşacak. Siz de, yaptığınız değerlendirmelerin alışkanlıklarınızdan kaynaklandığını görüp, objektif olmadığının farkına varacaksınız. Her olaya olumsuz yönden yaklaşma sonucu küçük kusurları büyüttüğünüzü, eleştirecek bir yer aradığınızı, kiminin konuşmasından, kiminin işlerinden rahatsız olup ana hedefi kaybettiğinizi bazen hayatı kendiniz ve çevreniz için yaşanmaz hale getirdiğinizi fark edince yaklaşımınızı değiştireceksiniz.
-Mizaç farklılıklarını bahane edip kardeşlik anlayışını bozmayacak, inandığınız değerleri her şeyden önemli gördüğünüz için fıtratınızdaki sivrilikleri törpülemeye çalışacaksınız. Çok can sıkıcı olaylarda bile olumlu sonuçlar çıkarmayı düşünecek, her şeyi kendi dar ölçüleriniz içine hapsetmekten kurtulacaksınız. Başkalarının da sizin gibi insan olduğunu, onların da nefis ve şeytanla mücadele ederken günaha bulaşma ihtimalinin olduğunu unutmayacak, onların yaptığı basit bir yanlıştan dolayı hayal kırıklığına düşmeyecek, kimseyi yargılayıp ayıplarını yüzlerine vurmayacak, yanlıştan dönmeleri için her yolu deneyeceksiniz.
-Hedefe ulaşmanın zorluklara katlanmaktan geçtiğini bilecek ve basit engelde mağlubiyet yaşamayacaksınız. En ağır şartlar altında bile yanlış yola girmeye tenezzül etmeyecek, görevinizi aksatmayacak, yol arkadaşlarınızı tenkitle uğraşmayacak, onların verdiği sıkıntılara göğüs germesini bileceksiniz. Böylece ortaya atılan tuzaklara yakalanıp birbirini yemeye başlayan bir topluluk görüntüsü vermekten uzak duracaksınız.
-İnsanlığı yüksek değerlerle buluşturma idealine inanmışlar olarak, yol arkadaşlarınızdan başlayarak herkese karşı daha müsamahalı olacak. İyilikleri yayma yolunun egelerle dolu olduğunu düşünerek karşılaşılan problemlere takılıp kalmaktan kurtulacaksınız. Aranızdaki hiçbir konuyu insan gönlü kazanmaktan üstün tutmayacak, kardeşliğe zara verecek davranışlardan uzak duracaksınız. Basit ihtilaflara takılıp bugüne kadar birliktelik ruhunu koruyan yüce yaratıcının bu yardımını kesecek davranışlar içine girmeyeceksiniz.” diyor.
Birleşme noktalarını iyi belirlemiş insanların, zihin dünyalarını kirletecek kampanyalardan uzak duracağını,
-Çatışma ve kavgalar üzerinden, yaptıkları zulmü saklamak isteyenlerin oyuncağı olmaktan kurtulacağını,
-İnsani zaafları kaşıyan, kişisel rekabet-hassasiyetleri öne çıkarıp arayı açmak isteyenlere fırsat vermeyeceğini,
-Geçmişte rahatsız eden göz tırmalayan davranışlara takılıp yapılan olumlu hizmetlerin karalamayacağını,
Sonuç olarak bütün ayrıştırıcı, insanları birbirinden uzaklaştıran faktörleri görmezden gelip aynı hedefe gönül vermişlerin ana meselesine yoğunlaşıp kardeşliğe zarar verecek hususlardan kaçınacağını anlatıyor.
Küçük husumetleri büyüterek birlikteliği bozmaya çalışanlardan dolayı morallerin bozulmaması gerektiğini;
-Hayır, adına yapılan iyilik ve güzelliklerin her zaman istenen sonucu vermediğini,
-Yapılan olumlu hizmetlerin nefsine uymuş birileri tarafından yanlış yorumlarla farklı yerlere çekildiğini,
-Mizaç farklılıklarını kullananların çatışma çıkarıp faydalı her işi yıkacak yöntemleri arayıp bulduğunu gördüğünüzde, asla vazgeçmeyecek faydasına inandığınız işleri artırarak yapma iradesini koruyacaksınız.
Öncelikleri değiştirmek, sizi gerçek hedefinizden saptırıp basit kavramlar etrafında kavga ettirmek isteyenlere, fırsat vermediğiniz zaman önünüzdeki engelleri aşma heyecanı canlı kalacak. Kardeşlik duygusu daha da gelişecek, problemleri göğüslenme çabaları artacak, yaşanan huzursuzlukları tedavi edip gidermek ve sıkıntıda olanlara destek olmak böylece yeni hedefleri gerçekleştirmek için elinizden gelen gayreti göstereceksiniz.
Onun bu nasihatleri etrafında toplanan insanlar, onca yıkıcı propagandaya aldırmadan, suç örgütlerince tutsak edilmiş, tutuklanıp soykırıma maruz kalanların eş ve çocuklarını sokakta bırakmamak için kendi aralarında kurdukları dayanışma ağları ile yardım etmeye çalışıyorlar.
Ülkeyi dinsizlik cereyanından kurtarmak için çırpınan Bediüzzaman’ı Nurculukla suçlayıp şeytanlaştıranlar gibi, bugünün soykırımcıları da son bir haftadan beri masumları yaptıkları insani yardımlardan dolayı, delisiz teröre destekle suçlayıp tutuklamaya başladılar. 60 ilde tutuklu yakınlarına gıda yardımı yapan 700 kişi gözaltına alıp hapisle tehdidiyle yıldıracaklarını sanıyorlar.
*Fethullah Gülen Hocaefendi’nin “herkul.org” sitesindeki yazısından faydalanılmıştır.
İsmail S. Gülümser / Aktif Haber