MİT’in “icra yetkisi”ne dikkat çekildi.
DW’de yer alan haber şöyle:
Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) salı günü kamuoyuna açıklanan 2016 yılı raporunda ilk kez Türkiye’yi, “Espiyonaj ve Diğer İstihbarat Faaliyetleri” başlığı altında mercek altına aldı.
Rusya, Çin ve İran’ın Almanya’da istihbarat faaliyeti yürüten ana aktörler olduğuna dikkat çekilen raporda, diğer bazı devletlerin de artan bir rolü olduğuna işaret edildi ve bu bölümde MİT’in faaliyetlerine yer verildi.
“Sivil Türk istihbarat örgütü MİT icra yetkisine sahiptir. Yetkileri 2014 yılında önemli ölçüde artırılmıştır” denilen raporda MİT’in Almanya’daki farklı Türkiye temsilciliklerinde akredite görevlileri olduğu, bunların Almanya’daki duruma ilişkin raporlar hazırladıkları ve Türk toplumuna nüfuz ederek kamuoyunu etkilemeye çalıştıkları belirtildi.
MİT’in yurtdışındaki ana görevinin “muhalifler hakkında istihbarat toplamak” olduğu ifade edilen raporda Türk istihbaratının merceğinde PKK, DHKP-C ve MLKP gibi örgütler olduğu, ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında artan oranda Gülen yapılanması mensuplarının takip edilmeye başlandığı ifade edildi.
BfV’nin raporunda, “Türk güvenlik makamları artan oranda, hem Türkiye’de hem yurtdışında, Türk tarafının ‘Fethullahçı Terör Örgütü’ ya da ‘Paralel Devlet Yapılanması’ olarak nitelendirdiği, Fethullah Gülen’in liderlik yaptığı Gülen yapılanmasına mensup oldukları iddia edilen sorumluları izliyor” görüşü kaydedildi.
Raporda Türk Hükümeti’nin Alman Hükümeti’nden Gülen mensuplarının iadesini istediği, Alman Hükümeti’nin ise Türk tarafının, nedenleri hakkında kapsamlı bilgi vermediği iade taleplerini karşılamadığı hatırlatılırken, “Bu nedenle MİT’in Almanya’daki Gülen yapılanması üzerindeki kendi istihbarat faaliyetlerini yoğunlaştırılmasından yola çıkılabilir” değerlendirmesi aktarıldı.
Darbe girişimi ve yankıları
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimine ve bunun Almanya’daki yankılarına, raporun “İslamcı olmayan, güvenliği tehdit eden yabancı aşırı yanlısı girişimler” bölümünde yer verilmesi ise dikkat çekti.
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminden ABD’de yaşayan vaiz Fethullah Gülen’in yapılanmasının mensuplarını sorumlu tutuyor. Gülen’in kendisi bu suçlamaları şiddetle geri çevirdi” denilen iç istihbarat raporunda, darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL boyunca çıkartılan KHK’lara atıf yapıldı ve 100 bini aşkın devlet görevlisinin tutuklandığı ya da görevden alındığına dikkat çekildi.
Raporda Türkiye’deki gelişmelerin Almanya’daki Türk kökenliler üzerinde etkili olduğu, darbe girişimin gerçekleştirildiği gece Almanya’da gösteriler yapıldığı, bu süreçte Gülen yapılanmasından olduğu iddia edilen kurumların hedef alınarak maddi zarara yol açıldığı belirtilirken, darbe girişimi sonrasında Gülen yapılanması mensuplarının tehdit edildikleri gerekçesiyle polise başvurdukları da hatırlatıldı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Türk Hükümeti’nin, Almanya’da faaliyet gösteren hükümete sadık organizasyonlar, birlikler ve dernekler üzerinden burada yaşayan Türk kökenli halk üzerinden nüfuz etme imkânı var. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu aktörler tarafından, başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi bağlamında, ideolojik olarak destekleniyor.”
MİT’in “icra yetkisi”ne dikkat çekildi.
DW’de yer alan haber şöyle:
Almanya’nın iç istihbarat kurumu Anayasayı Koruma Teşkilatı (BfV) salı günü kamuoyuna açıklanan 2016 yılı raporunda ilk kez Türkiye’yi, “Espiyonaj ve Diğer İstihbarat Faaliyetleri” başlığı altında mercek altına aldı.
Rusya, Çin ve İran’ın Almanya’da istihbarat faaliyeti yürüten ana aktörler olduğuna dikkat çekilen raporda, diğer bazı devletlerin de artan bir rolü olduğuna işaret edildi ve bu bölümde MİT’in faaliyetlerine yer verildi.
“Sivil Türk istihbarat örgütü MİT icra yetkisine sahiptir. Yetkileri 2014 yılında önemli ölçüde artırılmıştır” denilen raporda MİT’in Almanya’daki farklı Türkiye temsilciliklerinde akredite görevlileri olduğu, bunların Almanya’daki duruma ilişkin raporlar hazırladıkları ve Türk toplumuna nüfuz ederek kamuoyunu etkilemeye çalıştıkları belirtildi.
MİT’in yurtdışındaki ana görevinin “muhalifler hakkında istihbarat toplamak” olduğu ifade edilen raporda Türk istihbaratının merceğinde PKK, DHKP-C ve MLKP gibi örgütler olduğu, ancak 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında artan oranda Gülen yapılanması mensuplarının takip edilmeye başlandığı ifade edildi.
BfV’nin raporunda, “Türk güvenlik makamları artan oranda, hem Türkiye’de hem yurtdışında, Türk tarafının ‘Fethullahçı Terör Örgütü’ ya da ‘Paralel Devlet Yapılanması’ olarak nitelendirdiği, Fethullah Gülen’in liderlik yaptığı Gülen yapılanmasına mensup oldukları iddia edilen sorumluları izliyor” görüşü kaydedildi.
Raporda Türk Hükümeti’nin Alman Hükümeti’nden Gülen mensuplarının iadesini istediği, Alman Hükümeti’nin ise Türk tarafının, nedenleri hakkında kapsamlı bilgi vermediği iade taleplerini karşılamadığı hatırlatılırken, “Bu nedenle MİT’in Almanya’daki Gülen yapılanması üzerindeki kendi istihbarat faaliyetlerini yoğunlaştırılmasından yola çıkılabilir” değerlendirmesi aktarıldı.
Darbe girişimi ve yankıları
Türkiye’deki 15 Temmuz darbe girişimine ve bunun Almanya’daki yankılarına, raporun “İslamcı olmayan, güvenliği tehdit eden yabancı aşırı yanlısı girişimler” bölümünde yer verilmesi ise dikkat çekti.
“Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, darbe girişiminden ABD’de yaşayan vaiz Fethullah Gülen’in yapılanmasının mensuplarını sorumlu tutuyor. Gülen’in kendisi bu suçlamaları şiddetle geri çevirdi” denilen iç istihbarat raporunda, darbe girişimi sonrasında ilan edilen OHAL boyunca çıkartılan KHK’lara atıf yapıldı ve 100 bini aşkın devlet görevlisinin tutuklandığı ya da görevden alındığına dikkat çekildi.
Raporda Türkiye’deki gelişmelerin Almanya’daki Türk kökenliler üzerinde etkili olduğu, darbe girişimin gerçekleştirildiği gece Almanya’da gösteriler yapıldığı, bu süreçte Gülen yapılanmasından olduğu iddia edilen kurumların hedef alınarak maddi zarara yol açıldığı belirtilirken, darbe girişimi sonrasında Gülen yapılanması mensuplarının tehdit edildikleri gerekçesiyle polise başvurdukları da hatırlatıldı. Raporda şu ifadelere yer verildi:
“Türk Hükümeti’nin, Almanya’da faaliyet gösteren hükümete sadık organizasyonlar, birlikler ve dernekler üzerinden burada yaşayan Türk kökenli halk üzerinden nüfuz etme imkânı var. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu aktörler tarafından, başarısızlıkla sonuçlanan darbe girişimi bağlamında, ideolojik olarak destekleniyor.”