“AKP’nin insana ve gruplara bakışı araçsaldır. İşine geleni kullanır, fonksiyonu bitince bir kenara koyar.”
Cihangir İslam’la Cumhuriyet Gazetesi’nden Kemal Göktaş konuştu. Röportajın özetini veriyoruz:
SİSTEMİN SAĞ PARTİSİ
– AKP’li yazarlar, AKP’nin ilk döneminin aslında bir takıyye dönemi olduğunu itiraf ediyor. AKP toplumu ve demokratları da aldatmış mı oldu?
AK Parti söylediklerini yapıyor. AK Parti o günlerde verdiği bütün mesajlarda “sistemin sağ partisi” olmaya soyunduğunu açıkça beyan etmişti. Küresel kapitalist sistemle hiçbir temel sorunu olmadığını, reel siyaset yapacaklarını defalarca söylemişlerdi. İsimlerine bakıyorum, dikkat ederseniz “adalet” sözcüğünü anmaktan kaçınıyorlar; “kalkınma” konusunu sık sık gündeme getiriyorlar. İcraatta geçmiş sağ partilerden bir farkları yok.
İSLAM İLKELERİNİ TERKETTİLER
– Adalet talebiyle kitleleri örgütleyen İslamcılığın pratiği tezat oldu. İslamcılık sosyal adaleti sağlayabilir mi?
İslamcılık konusunda herkes farklı şeyler anlıyor. AK Parti’nin eleştirilere muhatap olan tarafı yani adaletsizlik, lidere mutlak bağlılık, mutlak itaat, ekonomik adaletsizlik, nepotizm, menfaatçilik İslamın ilkelerine bağlı olduklarından kaynaklanmıyor, bu ilkeleri terk etmelerinden kaynaklanıyor. Miras bırakmadan ölmüş bir peygamberin takipçisi olmak iddiası saray kültürüyle, şaşaayla, emperyal heveslerle, burjuvamilyarder oluşturmakla bağdaşır mı?
DÖRDÜNCÜ ATILIŞIM
– KHK ile ihraç edilmenizin nedenini tahmin ediyor musunuz? Bu sadece Barış İçin Akademisyenler bildirisine destek vermek için attığınız imzayla açıklanabilir mi?
Kişisel durumumla ilgili çok fazla konuşmak istemiyorum. Ancak bu benim dördüncü atılışım. Üçünü 90’lı yıllarda yaşadım, dördüncüsü AK Parti’ye nasip oldu. Rabia yani. Çok daha kötü durumda olan insanlar var. İkinci bildiriyi imzalamam nedeniyle hakkımda bir yıldır soruşturma yürütülüyordu. Gerçek nedeni hiçbirimiz bilmiyoruz. Çünkü yüzümüze okunan ya da yazılı gönderilen bir infaz hükmü yok. Duruma baktığınızda her şey olabiliyor bu işlerde, bir rektörün husumetinden tutun da Saray’a kadar uzanan bir zincir. Yılmak yok; mücadeleye devam.
AKP İŞİNE GELENİ KULLANIR
– AKP kimilerinin iddia ettiği gibi İslamcılarla yollarını ayırabilir mi?
AK Parti içerisinde İslamcı yoktur. Girdiyse de o kimliğini bırakıp girmiş, oradaki ilişki biçimine ayak uydurmuştur. AK Parti’nin insana ve gruplara bakışı araçsaldır. İşine geleni kullanır, fonksiyonu bitince bir kenara koyar. Gruplar arasındaki kavga menfaat kavgasından öte bir şey değil. Üzerinde çok fazla kafa yormak anlamlı gelmiyor.
SARAY’DAN ANLATILAN 15 TEMMUZ
15 Temmuz darbe girişiminin İslamcı cenahtaki etkisi ne oldu?
Bir Saray’dan görülen 15 Temmuz var ve olup bitenin detaylarıyla ilgili bilgimiz yok. Kilit isimlerin çağrılıp dinlenmediği bir komisyon çalışması var ki ciddiyetten uzak. Ben sokağın 15 Temmuz’u ile ilgileniyorum. Her görüşten insanın sokağa çıktığı, infial uyandıran bir girişime karşı toplu bir direniş. 250 insanımızı kaybettik. 2 bin 500 yaralı veya sakatlanan insanımız var. 40 bin kişi hapiste, 150 bin kişi işini kaybetti. Nedenini bilmiyoruz. Darbeye karışanları kenarda tutarsak, alt kademe çalışanların, yönetim üzerinde etkisi olmayan insanların işlerini kaybetmeleri bir trajedi. Çok acı hikâyeler var. 37 intihar var bu insanlar içerisinde. Yüzlerce gazeteci içeride. Birçok basın yayın organı kapatıldı. Şirketlere el konuyor. Hapse atılan insanların kişisel mallarına el konuyor. Bir korku beldesi. Ha bir de Kavurmacı olayı. Etkisi bu. Yapılmak istenen de herhalde bu.