Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın İngiltere ziyareti devam ediyor.
İngiltere’nin, iki ülke arasındaki ticari ilişkilere odaklanması, Türkiye’deki insan hakları ihlallerini görmezden gelmesi eleştirilerin hedefi olurken, Erdoğan Bloomberg TV’ye verdiği röportajda, 24 Haziran seçimlerini kaybetmesi halinde yeniden sandık başına gidilebileceği imasında bulundu.
Genel seçimleri kaybetmesi halinde ne yapacağı yönündeki soruya, Erdoğan, “Sizin dediğiniz anlamdaki bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır. A, B, C planlarımız var. Sistemi tıkayacak herhangi bir gelişmeye izin vermeyiz. 7 Haziran’da sistemin önünü açtım” yanıtını verdi.
Böylece Erdoğan, AKP’nin Meclis’te çoğunluğu kaybetmesi halinde, tıpkı 7 Haziran 2015’teki yenilginin ardından 1 Kasım 2015’te gibi yeniden seçimlere gitmeye hazırlandığının sinyallerini vermiş oldu.
Artıgerçek’teki habere göre, Erdoğan seçim stratejisiyle ilgili sorulara şu yanıtı verdi:
“Dereyi görmeden paçalar sıvanmaz diye. Biz de dereyi görmeden paçaları sıvamıyoruz. Önce seçim sonuçlarını bir görelim. Sizin dediğiniz anlamdaki bir neticeye göre hazırlıklarımız şüphesiz olacaktır. A, B, C planlarımız var.
Fakat görünen o ki, şu anda iyi gidiyoruz. İnanıyoruz ki arzu ettiğimiz plan ortaya çıkacaktır. Sistemi tıkayacak herhangi bir gelişmeye izin vermeyiz. 7 Haziran’da sistemin önünü açtım. 40 gün sonra inanıyoruz ki Türkiye, çok daha farklı bir döneme uyanacaktır. Cumhurbaşkanlığı Hükümet sistemine geçtiğimiz zaman etkinliğimiz çok daha farklı olacak.”
Erdoğan, 7 Haziran seçimlerinden önce de, Kürtlerle yürütülen çözüm sürecinin askıya alınmasına dair yaptığı açıklamada, “Hukuk devleti olduğumuza göre attığımız adımları buna göre atmak zorundayız, bütün işlerimizi de buna göre yapıyoruz fakat bu çiğnendiği andan itibaren devlet B planını ve C planı devreye sokacaktır. 7 Haziran bir kırılma sürecidir, ne olacağını görmeden bir şey söylemek mümkün değil, ne olacağı çok daha açık ve net ortaya çıkacaktır” diye konuşmuştu.
7 Haziran 2015’teki seçimlerde, Erdoğan geçerli oyların yüzde 40,9’unu alarak 258 sandalye ile Meclis’teki salt çoğunluğu kaybetmişti. CHP 132, MHP 80, HDP ise yine 80 milletvekili koltuğu elde etmişti.
7 Haziran seçimlerinin sonuçlarını kabul etmeyen Erdoğan ve MHP ittifak yapmış, 1 Kasım seçimlerinde de iki parti ittifakı yeniden Meclis çoğunluğunu elde etmişti.
Çözüm sürecinin rafa kaldırılmasıyla birlikte, Kürt illerinde sokağa çıkma yasakları ilan edilmiş, PKK ile yürütülen çatışmalar sırasında çok sayıda sivil hayatını kaybetmiş, yüzbinlerce kişi yerlerinden edilmişti.
7 Haziran seçimlerinin ardından, Erdoğan 17 Temmuz’da yaptığı açıklama ile AKP-HDP arasında Dolmabahçe Sarayı’nda imzalanan mutabakatı tanımadığını açıklamış, 20 Temmuz’da ise, IŞİD saldırısında 33 genç hayatını yitirmişti.
‘Çözüm sürecini bitiren olay’ olarak tanımlanan, Ceylanpınar’da iki polisin 22 Temmuz’da öldürülmesinin ardından, Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) Kandil’i bombaladı.
Sokağa çıkma yasaklarıyla birlikte başta Cizre, Sur, Nusaybin, Silopi, Yüksekova olmak üzere birçok il ve ilçede yerleşim yerleri de dahil olmak üzere ağır silahların kullanıldığı şiddetli bir yıkım yaşandı. 16 Ağustos 2015’ten sonra 10 kentte ve 43 ilçede süresiz veya gün boyu sokağa çıkma yasağı ilan edildi. Yasaklamaların toplam sayısı 218’i buldu.
Bu ortamda gidilen seçimler öncesinde Erdoğan’ın, “400 vekil verin bu iş huzur içinde çözülsün” sözleri hala hatırlarda iken, seçimlerde şu tablo ortaya çıktı.
AKP, yüzde 49.5 oy alarak 317 milletvekili ile Meclis’te yeniden çoğunluğu sağladı.