Yoksa sorun döviz kuru değil miydi?

Sanayi üretimi sert bir şekilde gerilemeye devam ediyor. Bu da, artan döviz kurunun ekonomideki sorunların ana sebebi olmadığı gerçeğini ortaya çıkarıyor.

Bu konuya da değinen bir yazı kaleme alan Dünya Gazetesi yazarı Uğur Civelek, ekonomi cephesindeki olumsuzluklar bu tempoda ilerlemeye devam eder ise, finansal zorlamalar ile fiyatlar üzerindeki baskıların geri tepebileceğini belirtiyor. 

“Evdeki dengelenme hesabı çarşıya uymuyor!” başlıklı yazısında Civelek, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından bu hafta başında açıklanan ve beklenenden kötü çıkan verilerin, ekonomi yönetiminin düşündüğü anlamda bir dengelenmeden uzak olduğumuza işaret ettiğine değiniyor.

“Sanayi Üretim Endeksi Ekim ayındaki yüzde 5.7 düzeyindeki gerilemenin ardından, kasım döneminde de bir yıl öncesinin aynı ayına göre yüzde 6.5 oranında daralmış. Aralık ayına ilişkin Tarım Ürünleri Üretici Fiyatları ise yüzde 3.28 oranında yükselmiş; yıllık rakam ise yüzde 15.89 ile sınırlı kalmış. Ekonomik dengelenme konusunda, yaşamakta olduğumuz krizin yeterince gerçekçi olamayan ekonomi yönetiminden çok daha belirleyici olduğu gözleniyor!” yorumunu yapan Civelek, ayaklar yorgana göre uzatılmadan dengelenmenin mümkün olamayacağına işaret ediyor.

Ekonominin içinde bulunduğu kısırdöngüyü, “Daha düşük bir Gayri Safi Yurtiçi Hasıla, daha düşük istihdam ve daha yüksek enflasyonu zorluyor. Büyümesi önlenemeyen kaynak sıkıntısı nedeniyle tüketim ve yatırım eğilimlerinin gerilemesini, dış denge açıktan fazlaya dönerken kamu açıklarının büyüyeceği sinyallerini veriyor” satırlarıyla aktaran Civelek, ekonomi yönetiminin ise bu durum karşısında patinaj yaptığını vurguluyor.

Ekonomi cephesindeki olumsuzlukların mevcut tempoda ilerlemesi halinde, finansal zorlamalar ile fiyatlar üzerindeki baskıların geri tepebileceği uyarısında bulunan Civelek, şu yorumu yapıyor:

“Yeni yılın ilk işgünlerinden itibaren döviz kurlarının, müdahalelere rağmen kafayı kaldırması anlamlıdır! Kırılganlığın ve belirsizliklerin azalmadığı, beklentileri düzeltmeye yönelik girişimlerin yetersiz kalmaya devam ettiği yönünde güçlü bir sinyal olarak görülebilir. Maliyet-fiyat dengesindeki olumsuzlukların büyüdüğü, makroekonomik görünümün bozulmaya devam ettiği yönündeki endişeleri güçlendiriyor olabilir.”