İçişleri Bakanı Soylu’yu hedef alan Sedat Peker, bu kez CHP’ye seslendi.
Soylu’nun koruma müdürü Ekrem Güler’in İş Bankası yönetiminde olduğunu hatırlatan Peker “Paramount Oteli’ndeki çökme ekibinin içinde olan, Soylu’nun koruma müdürü Ekrem Güler’in o bankada ne işi var? Hiç soruyor musunuz? Merak etmiyor musunuz?” diye sordu.
Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, bu kez CHP’ye seslendi. İş Bankası ile ilgili konuşan Peker “Paramount Oteli’ndeki çökme ekibinin içinde olan, Soylu’nun koruma müdürü Ekrem Güler’in o bankada ne işi var? Hiç soruyor musunuz? Merak etmiyor musunuz?” diye sordu.
“EKREM GÜLER’İN O BANKADA NE İŞİ VAR?”
Twitter’dan paylaşım yapan Peker, şunları kaydetti: “CHP yetkilileri, İş Bankası’nın yasal hissedarı değil misiniz? Paramount Oteli’ndeki çökme ekibinin içinde olan, Süleyman Soylu’nun koruma müdürü Ekrem Güler’in o bankada ne işi var? Hiç soruyor musunuz? Merak etmiyor musunuz? CHP yetkilileri, aynı zamanda Silivri Emniyet Müdürü’nün intiharından da sorumlu olan bu şahıs, İş Bankası yönetim kurulunun baş danışmanlığını yapıyor.
Veyis Ateş’le beraber Sezgin Baran Korkmaz’dan avanta isteyen, geceliği 100 bin lira olan kaldığı Paramount Otel’in faturasını yayınlayamayan bu kişinin, finans konusunda nasıl bir dehası var ki emeklilikten sonra o göreve atanıyor?”
“FETÖ SORUŞTURMASI İLE KORKUTUYORLAR”
“CHP yetkilileri, vatandaşlarımız şöyle düşünmez mi, ana muhalefet partisi ortağı olduğu bankadaki bu usulsüzlüğe ses çıkarmazken, bütün ülkedeki sorunlara karşı nasıl bir çözüm önerebilir?” diyen Peker, İş Bankası ile ilgili çeşitli iddialar sıraladı:
“CHP yetkilileri, İş Bankası yönetimini kendileri ya da yakınları hakkında F… soruşturmanız var deyip korkutularak, Süleyman Soylu’nun koruma müdürünün İş Bankası yönetim kurulu danışmanlığına getirildiğini bütün herkes bilmektedir.
CHP yetkilileri, aldıkları kredileri ödeyemedikleri için bankaya kalan ya da ihale yoluyla satışa çıkarılacak otellerin ve büyük mülklerin üstüne kanuni görüntü altında çökmek için bu şahsın özel olarak oraya monte edildiğini görmüyor musunuz?”
