Silivri tutsağı Hidayet Karaca’dan mahkeme başkanına: Sizden hiçbir şey talep etmiyorum…
Hukuksuz bir şekilde tutuklanan Samanyolu Grubu Başkanı Hidayet karaca, “Tahşiyecilere kumpas kurulduğu” iddiasıyla yargılandığı davanın son duruşmasında kendisini savunacak bir avukat bulamadığını söyledi. Hidayet Karaca, avukatların kendisine, “Senin davana bakarsam, arkadan benim başım belaya girer” dediklerini aktardı. Karaca savunmasında ayrıca, “Ben bir şey talep etmiyorum, bunu da vicdanlarınıza havale ederek ‘hayırlısı olsun’ diyorum.” dedi.
“Tahşiyecilere kumpas kurulduğu” iddiasıyla, aralarında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da bulunduğu 9’u tutuklu 33 sanığın yargılandığı davanın 54. duruşması yapıldı. İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Hidayet Karaca ile eski emniyet müdürü Yurt Atayün ve Erhan Erçıktı’ın da aralarında bulunduğu 9 tutuklu sanık katıldı.
14 Aralık özgür medyaya darbe operasyonunda tutuklanan ve hakkındaki tahliye kararı olmasına rağmen Silivri Cezaevi’nde esir tutulan Hidayet Karaca 6-7 avukat eşliğinde savunmasını bitirebildiğini ancak şu anda avukatının olmadığını söyledi. Onlarca insandan ricada bulunduğunu ancak avukat bulamadığını ifade eden Karaca savunmasına şöyle devam etti:
“Ben savunmamı bitirdikten sonra, yani bu gün belki taleplerde benim beraatımı, tahliyemi talep edecek avukatın olması lazımdı, ama avukat yok. Onlarca insana ricada bulunduk, yani parası ile bir avukat bulamadık, yani Hidayet Karaca olunca avukat olmuyor. Diyor ki; ‘ya ben senin davana bakarsam, arkadan benim başım belaya girer’ diyor. Bugün ben bir avukat bulamıyorsam, bu gün benimle alakalı karar verebilecek insanların durumunu anlamaya çalışıyorum”
“BEN BİR ŞEY TALEP ETMİYORUM”
22 aydır tutuklu bulunduğunu söyleyen Karaca, karanlık ve zor dönemlerden geçildiğinin altını çizdi. Dizi senaryasu nedeniyle tutuklandığını hatırlatan Karaca savunmasını şöyle tamamladı:
“Bunların hukuki olmayan telif eseri olan, düşüncelerden buraya gidilmesinin bir mantığının olmadığını siz benden daha iyi biliyorsunuz. İddianamede Savcı diyor ki; ‘kitaplar bandrollü’ diyor. Kusura bakmayın da dizi de Kültür Bakanlığı onaylı ve çekimi esnasında da bütün kurumlardan izin alınmış. RTÜK tarafından da bu tescil edilmiş. Öyle ise neyin savunması var? Her şeyi bir tarafa bırakalım, tabana mesajsa kusura bakmayın yani 2 kelimeyi geçiyor ve Vali’nin o günkü Vali Muammer Güler’in açıklama yapacağı ana kadar da televizyonda veya haber programlarında bir sefer olsun Mehmet Doğan veya grubu arkadaşlarla alakalı bir haber geçmemiş, öyle ise algı suç olmamasına rağmen nasıl bir algı olacak? Polise mesajsa bunu anlattım, Ertan Erçıktı da, daha önceki burada savunma yapanlar da yaptıkları işin kendilerine göre mantığını anlatıyorlar, seyrini anlatıyorlar, niçin yaptıklarını anlatıyorlar, bu gün olsa yine yaparız diyorlar. Öyle ise yapılan işin hiçbir şekilde bir dizi ile ortaya konmasının mantığı da olmadığını ortaya koyuyorum. Ben 6 gün boyunca anlattım, 22 aydır tutukluyum, devam ediyorum, ben bir şey talep etmiyorum, bunu da vicdanlarınıza havale ederek hayırlısı olsun diyorum.”