Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AKP yerel seçim kampanyasını neredeyse tek başına sırtlanmış götürüyor izlenimi verirken, devlet imkanları ile bir günde üç yerde miting yapılan örneklere de rastlanıyor.
Açıklamaların kendi içlerinde çelişkiler içerdiğini kaydeden Çolak, “Rahip Brunson olayında olduğu gibi ABD ile üst perdeden tartışma sonrası dost olma hali, bunun en bariz örneklerinden. Sanki Brunson hadisesi yaşanmamış gibi enteresan bir vurdumduymazlıkla açıklamalar yapılmaya devam ediliyor” görüşünü dillendiriyor.
Ardından da çelişkilerin birçok sahada kendini gösterdiğine işaret eden Çolak, Erdoğan ile Süleyman Soylu’nun aynı konuda birbirine ters düşen açıklamalarına dikkat çekiyor:
“İçişleri Bakanı Süleyman Soylu şunları söyledi:
‘Önümüzdeki günlerde kamuoyuna açıklayacağız, Amerika’nın PKK ile Amerikalı generallerin PKK ile PYD ile hangi ilişkileri kurduğunu, onları nasıl gönüllendirmeye çalıştığını, onlara nasıl hediyeler verdiğini, onları nasıl takviye ettiğini. O yakaladıklarımız var ya üst düzeyden yakaladıklarımız, tek tek ötüyorlar, adam can havliyle Amerika’yı da satıyor, Avrupa’yı da satıyor.’
Seçim çalışmaları kapsamında ABD’yi düşman ilan eden Soylu’ya cevabı geçtiğimiz aylarda bizzat Cumhurbaşkanı Erdoğan vermişti. Erdoğan, 8 Şubat’ta Saray’da yaptığı konuşmada şu açıklamayı yaptı:
‘Başkan Trump’ın özellikle Suriye bağlamında aldığı son inisiyatif, ABD ile ilişkilerimizi baltalamaya çalışanların planlarını boşa çıkarmıştır. Bu aşamada ikili ilişkilerimizde önümüze bakmak ve olumlu bir gündeme odaklanmak istiyoruz. Başkan Trump da bu konuda benimle aynı kanaati paylaşıyor. Sayın Başkan da Türkiye ile iş birliğini ilerletmeyi, ortak menfaatler temelinde kuvvetlendirmeyi arzu ediyor.”
Çolak, Suriye konusunda da benzer bir çelişkinin var olduğunu ifade ederken, çelişkiyi şöyle özetliyor:
“Cumhurbaşkanı Erdoğan, sığınmacılardan yana dertli olan Gaziantep’te vatandaşlara seslenirken şu ifadeleri kullandı:
‘Seçimin hemen ardından sınırlarımıza yakın yerlerden başlayarak, tüm Suriye topraklarını güvenli hale getirmeyi ve misafirlerimizin tamamının evlerine dönmelerini sağlamayı hedefliyoruz.’
AK Parti ve MHP’nin Ankara Büyükşehir Belediye Başkan adayı Mehmet Özhaseki de önceki gün benzer bir açıklama yaptı:
‘Suriye konusunda bazen, ‘Niye bunlara yardım ediliyor’ gibi bakılıyor ama tarih bunları yazacak. Merak etmeyin, Suriye’de güvenlik sağlandığında yüzde 99’u gidecektir.’
İçişleri Bakanı Soylu ise 7 Ocak 2019 tarihinde verdiği bir röportajda aynen şu ifadeleri kullandı:
‘Suriyeliler dönsünler deniyor ama nereye dönecekler? Harita üzerinden bakalım. Ortadaki gri alan rejim bölgesi, bunlar zaten rejimden kaçmışlar. Avrupa Birliği de dâhil olmak üzere bütün dünya, Lübnan sınırında oluşturulan bölgeye ‘Geri dönün’ diyor. Büyük bir kampanya yürütülüyor. Şu ana kadar sadece 70 bin kişi döndü. Bizde bir kampanya yok. Türkiye’den niye dönmüyorlar?’ şeklinde bir fitne oluşturmaya çalışanlar var. Peki, bu insanlar nereye dönecekler?’
Soylu “Suriyeliler geri dönsün” diyenleri fitne çıkarmakla suçlarken, bir başka konuşmasında ise Türkiye’de doğan Suriyeli bebeklerin vatandaşlığa alınmasını istiyordu.”