Süper Lig’in 15. haftasında karşı karşıya geldiği Sivasspor’a 3-1 mağlup olan Fenerbahçe’de ilk öz eleştiriyi veren takımın teknik direktörü Ersun Yanal oldu.
Yanal maç sonunda yaptığı açıklamalarda günah çıkardı ve, “Ben suçluyum, bunu kabul edemem” dedi.
“Bizim tepkisizliğimizden dem vuracağım. Evet, ben suçluyum. Oyuncuların tepkisizliği olamaz. Bunu öğretememişiz, bu tepkisizliği kabul edemem. Ben ve bizim gibi çalışanlar da başta olmak üzere, kimsenin Fenerbahçe’ye zarar vermesine müsaade etmem” ifadelerini kullandı.
Yanal açıklamalarını, “Fenerbahçe’nin büyüklüğü başka bir büyüklüktür, birçok şeyi yaparak bunu zaten gösteriyoruz. Her türlü reaksiyonu göstererek geri dönüş yapabilir. Diğer takımlar da puan kaybedecek. Tepkiyi göstermemek altı çizilecek sorun” sözleriyle sürdürdü.
Yanal şunları söyledi:
“Fenerbahçe’nin bir oyunu var. Pas oyununu, hücum geçişini, savunma geçişini, kendi oyunumuzu rakibe kabul ettirmeyi belirli bir formatta ve belirli bir disiplinde oynayan bir takımız. Kötü olabilirsiniz, bazen bunlardan birini tutturamayabilirsiniz. Oyunun başından sonuna kadar problem yaşayabilirsiniz. Bugün başka bir konuya değineceğim. Bizim tepkisizliğimizden dem vuracağım. Evet, ben suçluyum. Rakiple berabere giderken, mağlupken hakemin verdiği kararı, korneri tartışırken Fenerbahçeli oyuncuların tepkisizliği olamaz. Oyuna karşı tepkisizliği bulunamaz. Bunu biz Fenerbahçe’ye öğretememişiz. Fenerbahçe’deki oyuncularımıza öğretememişiz. Bu tepkisizliği kabul edemem. Altını çizerim ki ben ve bizim gibi çalışanlar başta olmak üzere hiç kimsenin Fenerbahçe’ye bu şekilde zarar vermesine müsaade etmem.
Bizim sezon başından beri bir oyunumuz var. Pas oyunumuz, savunmamız, hücumdan savunmaya geçişimiz, savunmadan hücuma geçişimiz, bu oyunları oynarken rakibe ya da kendimize göre kurduğumuz oyun formatlarını bugün çok iyi oynadığımızı söyleyemem. Küçük küçük aralıklarla bunu yaptık. Altını çizmem gereken çok önemli bir şey var ki ben ve bizim gibi oyuncularımıza bu konuyu aktaranlar suçludur. Oyuncularımıza kornere çıkan topa, mağlubiyet esnasındaki tavra, saha içerisindeki mücadeleye ya da hakeme, olaya karşı bir tepki göstermemenin önemli olduğunu düşünüyorum. Bu tepkiyi veremedik.
Demek ki biz Fenerbahçe’deki arkadaşlarımıza, forma giyen oyuncularımıza bunu öğretememişiz. Fenerbahçe oyunu oynarken bu tepkiyi her an her maçta, sonuç ve rakip ne olursa olsun göstermeliydi. Bugün bunu gösteremedik. Başta ben olmak üzere, bütün arkadaşlarımız Fenerbahçe’ye bu konuda zarar verilmesini engelleyecek her türlü tedbiri ve önlemi alırız. Bugünkü maçı özetle bu tepkisizliğin sonucunda oluşan bir sonuç olarak değerlendiriyorum.
Fenerbahçe’nin bir hafta önceki oyuna dönüş ve tepkisiyle bu haftaki oyuna tepki ve dönüşü arasında fark var. Tepki öyle olmalıydı. Fenerbahçe nerede olursa olsun, hangi sahada olursa olsun bunu yapmalı. Bu tepkisizliği gösteremeyiz. Fenerbahçe nerede oynarsa oynasın tepki vermeli. Bir hafta önce bu tepkiyi gösterdiğimizi ifade ettim. Bu hafta ise gösteremedik. Bu problemi çözmek zorundayız.
Derbiden önce bir maç daha oynayacağız. Önce oraya bakalım. Sonra Beşiktaş maçını konuşalım. Fenerbahçe’nin büyüklüğü başka bir büyüklüktür. Bugün biz sahada birçok şeyi yaparak bunu gösteriyoruz. Fenerbahçe bu tepkiyi gösteriyorsa, her türlü tepkiyi göstererek buna reaksiyon verip geriye dönüş yapabilir. Bugün diğer takımlar da puan kaybedebilir, biz de yarışta geriye düşebiliriz. Ama bu tepkiyi göstermemek bence altı çizilmesi gereken bir sorun.
Kötü oynayabilirsiniz, geçiş oyununu, pas oyununu kötü oynayabilirsiniz ama tepkisizlik yapamazsınız. Bu tepkisizliğin sorumluluğunu, suçunu, daha doğrusu sebebini bunu takıma öğretemediğimiz için kendi üzerime alıyorum. Bunu nasıl öğreteceğimize de yarından itibaren başlamak istiyorum.”
