Hacker grubu RedHack’in sızdırdığı Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait e-postaların haberleştirilmesiyle ilgili üçü tutuklu altı gazeteci hakkında yürütülen soruşturmada iddianame ‘nihayet’ hazırlandı.
Aralarında Diken’in eski editörü Tunca Öğreten’in de bulunduğu altı gazeteci, 25 Aralık 2016’nın ilk saatlerinde evleri basılarak gözaltına alınmıştı.
Sabah gazetesi, gözaltıların gerekçesi henüz bilinmezken, gazetecilerin RedHack bağlantısıyla suçlandığını yazmıştı.
Gözaltında bulundukları 24’üncü günde adliyeye sevk edilen gazetecilerden Diken’in eski editörü Tunca Öğreten, kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik ve BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat, ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklanmıştı.
Kapatılan DİHA’nın muhabiri Metin Yoksu, Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın ve ETHA Sorumlu Müdürü Derya Okatan ise serbest bırakılmıştı. Aynı soruşturmada daha sonra Almanya merkezli Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel de tutuklanmıştı.
Yücel’in dosyası ayrıldı
Öğreten, Kanaat ve Çelik’in tutukluluklarının 167’inci gününde mahkemeye sunulan iddianamede, Deniz Yücel’in dosyası diğer gazetecilerden ayrıldı.
İddianamede, altı isme yöneltilen suçlamalar şöyle;
Derya Okatan: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Eray Sargın: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Mahir Kanaat: Silahlı terör örgütüne üye olma.
Metin Yoksu: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Ömer Çelik: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Tunca Öğreten: Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme,
‘Kokteyl örgüt’ işbaşında!
Savcı Yakup Ali Kahveci tarafından hazırlanan iddianame, IŞİD’in gerçekleştirdiği Ankara katliamının ardından dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun literatüre kazandırdığı ‘kokteyl örgüt’ tezini hatırlatan bir sunumla başlıyor.
Farklı ideolojilere sahip örgütlerin ‘devletin anayasal kurumları ve bu kurumları temsil edenleri yıpratmak için fikir ve eylem birliği yaptığı’ savunulan iddianamede, Albayrak’ın e-postalarının haberleştirilmesi de bu kapsamda sayılıyor.
Gazeteciler, hem milli enerji politikasını başarısızlığa uğratmak hem de hükümet ve Albayrak’ı IŞİD’le bağlantılı göstermek için algı oluşturmaya çalışmakla suçlanıyor.
İhbar ve gizli tanık ifadesiyle başlatılmış
Savcının anlatımına göre altı gazeteci hakkındaki soruşturma, İstanbul emniyetine e-postayla yapılan bir ihbar ve ‘ÇAKI’mahlası verilen gizli tanığın ifadeleri üzerine başlatılmış.
Gazeteciler, ihbar ve gizli tanık ifadesinde ‘bahisleri geçtiği için’ evleri basılarak gözaltına alınmış.
Soruşturma konusu Albayrak’ın e-postaları olsa da, gazetecilerin ‘örgüt propagandası’ parantezine alınan faaliyet ve paylaşımları iddianamenin merkezine oturtulmuş.
Meslektaşıyla görüşmesi kanıt sayıldı
İddianamede, Diken’in eski editörü Tunca Öğreten’in soruşturma konusu e-postalar hakkında Silivri Cezaevi’nde evlendiği nişanlısı ve arkadaşlarıyla yazışmaları RedHack’le, meslektaşı Deniz Yücel’le iletişim kurması da ‘diğer şüphelilerle’ irtibatına kanıt olarak gösteriliyor.
Öğreten mahkemedeki savunmasında, Albayrak’ın e-postalarını Twitter üzerinden rızası dışında eklendiği bir grupta paylaşılan link üzerinden indirdiğini, sonrasında bu konuyu haberleştirdiğini ifade etmişti.
‘Duruma göre devlet sırrı’
Buna karşın Öğreten’in ‘açıkça kişisel veri niteliğinde ve duruma göre devlet sırrı niteliğinde de olabilecek’ bilgilerin kendisine nasıl geldiğini ‘açıklayıp ifade edemediği’savunulurken, RedHack’le irtibat iddiası üzerinden DHKP-C bağlantısı kuruluyor.
Öğreten’in geçmişte darbe girişimi sonrası kapatılan Taraf gazetesinde çalıştığını hatırlatma ihtiyacı duyan savcı, bunun üzerinden de ‘FETÖ/PDY’yle bağlantı kuruyor.
Üye olmadığı iki örgüt adına suç işlemiş
‘Örgüt üyeliği’ iddiasıyla gözaltına alınan ve yine aynı gerekçeyle tutuklanan Öğreten hakkındaki bu suçlamanın cezaevinde geçirdiği 167 günün sonunda ‘düşürüldüğü’iddianamede, 36 yaşındaki gazetecinin yaptığı haberle ‘üyesi olmadığı iki örgüt adına suç işlediği’ öne sürülüyor.
E-postalar hakkında bir cümle
İddianamenin Derya Okatan’la ilgili bölümünde, sorumlu müdürü olduğu Etkin Haber Ajansı’nın Twitter hesabından yapılan paylaşımlar geniş yer tutarken, Albayrak’ın e-posta hesabının hacklenmesiyle ilgili bir haberden bir cümleyle bahsediliyor.
Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın hakkında, gazetenin Twitter hesabından yapılan paylaşımlar ve bir Whatsapp grubundaki görüşmeleri üzerinden ‘ihbara konu edilen fiilleri işlediği’ kanaatine varılmış.
‘Bugün de indirseniz belge tarihi aynı gözükecek’
BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat’a yöneltilen ‘örgüt üyeliği’ suçlaması, 17 Aralık operasyonu için hazırlanan polis fezlekesini, operasyondan üç ay önce bilgisayarında bulundurduğu iddiasına dayandırılıyor.
Kanaat’in avukatı Ali Deniz Ceylan, müvekkilinin tutuklandığı günkü savunmasında, savcının bu iddiası hakkında şunları söylemişti: “Bugün dahi bu dosyaları internet ortamından indirdiğinizde belge tarihi olarak 9 Eylül 2013 görülecektir. Google arama çubuğuna ‘17-25 Aralık fezlekesi. doc’ yazıldığında ilk sırada adalet.biz sitesi çıkmaktadır. Bu siteden belgeler kısmından bu fezlekeye ulaşıp indirme yapıldığında 9 Eylül 2013 tarihi ve 22 Eylül 2013 tarihlerinin çıktığı görülecektir. Bu da bu operasyonlar yapılmadan önce bu verilere gazeteciler tarafından ulaşıldığı iddiasını çürütmektedir. Bunun dışından da herhangi bir delil bulunmamaktadır.”
Twitter’da hesap takibi ‘iletişim’e yoruldu
Kapatılan DİHA’nın muhabiri Metin Yoksu’nun hacker grupları Anonymous ve RedHack’le bağlantılı Twitter hesaplarını takip etmesi bu kişilerle iletişim halinde olduğuna yorulurken, kişisel Twitter hesabındaki paylaşımlarında ‘gerilla’ tabirini kullanması da ‘örgüt propagandası’ sayılmış.
Sur ve Cizre paylaşımları dosyada
Kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik, Sur ve Cizre’de yürütülen operasyonlarla ilgili Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle ‘örgüt propagandasıyla’suçlanıyor.
‘Gazetecilik faaliyeti sayılamaz’
Savcı Kahveci, iddianamenin sonunda yaptığı ‘hukuki değerlendirme’de, Albayrak’ın e-postalarının haberleştirilmesinin gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceğini savundu.
‘Amaç, Albayrak ve hükümeti yıpratmak’
Soruşturmada adı geçen altı ismi, farklı görüş ve sosyal çevrelerden gelmelerine karşın ‘Albayrak ve onun şahsında meşru hükümeti yıpratmak amacıyla’ fikir ve eylem birliği yapmakla suçlayan savcı, her birinin eylemlerine uyan sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı hapisle cezalandırmalarını istedi.
Kabul edilen iddianame uyarınca altı gazeteci 24 Ekim’de duruşmaya çıkacak.
Hacker grubu RedHack’in sızdırdığı Enerji Bakanı Berat Albayrak’a ait e-postaların haberleştirilmesiyle ilgili üçü tutuklu altı gazeteci hakkında yürütülen soruşturmada iddianame ‘nihayet’ hazırlandı.
Aralarında Diken’in eski editörü Tunca Öğreten’in de bulunduğu altı gazeteci, 25 Aralık 2016’nın ilk saatlerinde evleri basılarak gözaltına alınmıştı.
Sabah gazetesi, gözaltıların gerekçesi henüz bilinmezken, gazetecilerin RedHack bağlantısıyla suçlandığını yazmıştı.
Gözaltında bulundukları 24’üncü günde adliyeye sevk edilen gazetecilerden Diken’in eski editörü Tunca Öğreten, kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik ve BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat, ‘örgüt üyeliği’ iddiasıyla tutuklanmıştı.
Kapatılan DİHA’nın muhabiri Metin Yoksu, Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın ve ETHA Sorumlu Müdürü Derya Okatan ise serbest bırakılmıştı. Aynı soruşturmada daha sonra Almanya merkezli Die Welt’in Türkiye muhabiri Deniz Yücel de tutuklanmıştı.
Yücel’in dosyası ayrıldı
Öğreten, Kanaat ve Çelik’in tutukluluklarının 167’inci gününde mahkemeye sunulan iddianamede, Deniz Yücel’in dosyası diğer gazetecilerden ayrıldı.
İddianamede, altı isme yöneltilen suçlamalar şöyle;
Derya Okatan: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Eray Sargın: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Mahir Kanaat: Silahlı terör örgütüne üye olma.
Metin Yoksu: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Ömer Çelik: Terör örgütü propagandası yapmak, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme.
Tunca Öğreten: Silahlı terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek, bilişim sistemini engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirme,
‘Kokteyl örgüt’ işbaşında!
Savcı Yakup Ali Kahveci tarafından hazırlanan iddianame, IŞİD’in gerçekleştirdiği Ankara katliamının ardından dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu’nun literatüre kazandırdığı ‘kokteyl örgüt’ tezini hatırlatan bir sunumla başlıyor.
Farklı ideolojilere sahip örgütlerin ‘devletin anayasal kurumları ve bu kurumları temsil edenleri yıpratmak için fikir ve eylem birliği yaptığı’ savunulan iddianamede, Albayrak’ın e-postalarının haberleştirilmesi de bu kapsamda sayılıyor.
Gazeteciler, hem milli enerji politikasını başarısızlığa uğratmak hem de hükümet ve Albayrak’ı IŞİD’le bağlantılı göstermek için algı oluşturmaya çalışmakla suçlanıyor.
İhbar ve gizli tanık ifadesiyle başlatılmış
Savcının anlatımına göre altı gazeteci hakkındaki soruşturma, İstanbul emniyetine e-postayla yapılan bir ihbar ve ‘ÇAKI’mahlası verilen gizli tanığın ifadeleri üzerine başlatılmış.
Gazeteciler, ihbar ve gizli tanık ifadesinde ‘bahisleri geçtiği için’ evleri basılarak gözaltına alınmış.
Soruşturma konusu Albayrak’ın e-postaları olsa da, gazetecilerin ‘örgüt propagandası’ parantezine alınan faaliyet ve paylaşımları iddianamenin merkezine oturtulmuş.
Meslektaşıyla görüşmesi kanıt sayıldı
İddianamede, Diken’in eski editörü Tunca Öğreten’in soruşturma konusu e-postalar hakkında Silivri Cezaevi’nde evlendiği nişanlısı ve arkadaşlarıyla yazışmaları RedHack’le, meslektaşı Deniz Yücel’le iletişim kurması da ‘diğer şüphelilerle’ irtibatına kanıt olarak gösteriliyor.
Öğreten mahkemedeki savunmasında, Albayrak’ın e-postalarını Twitter üzerinden rızası dışında eklendiği bir grupta paylaşılan link üzerinden indirdiğini, sonrasında bu konuyu haberleştirdiğini ifade etmişti.
‘Duruma göre devlet sırrı’
Buna karşın Öğreten’in ‘açıkça kişisel veri niteliğinde ve duruma göre devlet sırrı niteliğinde de olabilecek’ bilgilerin kendisine nasıl geldiğini ‘açıklayıp ifade edemediği’savunulurken, RedHack’le irtibat iddiası üzerinden DHKP-C bağlantısı kuruluyor.
Öğreten’in geçmişte darbe girişimi sonrası kapatılan Taraf gazetesinde çalıştığını hatırlatma ihtiyacı duyan savcı, bunun üzerinden de ‘FETÖ/PDY’yle bağlantı kuruyor.
Üye olmadığı iki örgüt adına suç işlemiş
‘Örgüt üyeliği’ iddiasıyla gözaltına alınan ve yine aynı gerekçeyle tutuklanan Öğreten hakkındaki bu suçlamanın cezaevinde geçirdiği 167 günün sonunda ‘düşürüldüğü’iddianamede, 36 yaşındaki gazetecinin yaptığı haberle ‘üyesi olmadığı iki örgüt adına suç işlediği’ öne sürülüyor.
E-postalar hakkında bir cümle
İddianamenin Derya Okatan’la ilgili bölümünde, sorumlu müdürü olduğu Etkin Haber Ajansı’nın Twitter hesabından yapılan paylaşımlar geniş yer tutarken, Albayrak’ın e-posta hesabının hacklenmesiyle ilgili bir haberden bir cümleyle bahsediliyor.
Yolculuk Gazetesi Yazı İşleri Müdürü Eray Sargın hakkında, gazetenin Twitter hesabından yapılan paylaşımlar ve bir Whatsapp grubundaki görüşmeleri üzerinden ‘ihbara konu edilen fiilleri işlediği’ kanaatine varılmış.
‘Bugün de indirseniz belge tarihi aynı gözükecek’
BirGün gazetesi çalışanı Mahir Kanaat’a yöneltilen ‘örgüt üyeliği’ suçlaması, 17 Aralık operasyonu için hazırlanan polis fezlekesini, operasyondan üç ay önce bilgisayarında bulundurduğu iddiasına dayandırılıyor.
Kanaat’in avukatı Ali Deniz Ceylan, müvekkilinin tutuklandığı günkü savunmasında, savcının bu iddiası hakkında şunları söylemişti: “Bugün dahi bu dosyaları internet ortamından indirdiğinizde belge tarihi olarak 9 Eylül 2013 görülecektir. Google arama çubuğuna ‘17-25 Aralık fezlekesi. doc’ yazıldığında ilk sırada adalet.biz sitesi çıkmaktadır. Bu siteden belgeler kısmından bu fezlekeye ulaşıp indirme yapıldığında 9 Eylül 2013 tarihi ve 22 Eylül 2013 tarihlerinin çıktığı görülecektir. Bu da bu operasyonlar yapılmadan önce bu verilere gazeteciler tarafından ulaşıldığı iddiasını çürütmektedir. Bunun dışından da herhangi bir delil bulunmamaktadır.”
Twitter’da hesap takibi ‘iletişim’e yoruldu
Kapatılan DİHA’nın muhabiri Metin Yoksu’nun hacker grupları Anonymous ve RedHack’le bağlantılı Twitter hesaplarını takip etmesi bu kişilerle iletişim halinde olduğuna yorulurken, kişisel Twitter hesabındaki paylaşımlarında ‘gerilla’ tabirini kullanması da ‘örgüt propagandası’ sayılmış.
Sur ve Cizre paylaşımları dosyada
Kapatılan DİHA’nın Haber Müdürü Ömer Çelik, Sur ve Cizre’de yürütülen operasyonlarla ilgili Twitter hesabından yaptığı paylaşımlar nedeniyle ‘örgüt propagandasıyla’suçlanıyor.
‘Gazetecilik faaliyeti sayılamaz’
Savcı Kahveci, iddianamenin sonunda yaptığı ‘hukuki değerlendirme’de, Albayrak’ın e-postalarının haberleştirilmesinin gazetecilik faaliyeti olarak değerlendirilemeyeceğini savundu.
‘Amaç, Albayrak ve hükümeti yıpratmak’
Soruşturmada adı geçen altı ismi, farklı görüş ve sosyal çevrelerden gelmelerine karşın ‘Albayrak ve onun şahsında meşru hükümeti yıpratmak amacıyla’ fikir ve eylem birliği yapmakla suçlayan savcı, her birinin eylemlerine uyan sevk maddeleri uyarınca ayrı ayrı hapisle cezalandırmalarını istedi.
Kabul edilen iddianame uyarınca altı gazeteci 24 Ekim’de duruşmaya çıkacak.