Gerçek öğretmenler ihraç olunca…
Türkiye’de resmi verilere göre 436 bin 291 ataması yapılmayan öğretmen, yaklaşık 100 bin de öğretmen açığı bulunuyor. Ataması yapılmayan öğretmenler simit satıp esnaf lokantalarında garsonluk yaparak hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor. Bütçeden eğitime yeterli pay ayrılmadığı için kadrolu öğretmenlerle doldurulamayan, sınıf veya branş öğretmenlerinden askere giden, ücretsiz izne ayrılan ve raporlu olanların yerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2011/43 numaralı genelgesine göre “ücretli öğretmen” görevlendiriliyor.
‘Ön lisans’ yetiyor
Milli Eğitim Bakanlığı, “ücretli öğretmenlik” için formasyonu olmayan ön lisans mezunlarının söz konusu görevlere atamasını yapıyor.
‘Ücretli öğretmenlik’ için bugüne kadar görevlendirilenler arasında turizm, gıda yönetimi, büro yönetimi ve muhasebe, bilgisayar programcılığı, tarla bitkileri, bankacılık, elektronik, harita tapu kadastro, lojistik, bankacılık, makine, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, adalet, ilahiyat, el sanatları, mobilya ve dekorasyon bölümü mezunları yer aldı.
‘Torpil yapılıyor’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aydemir Aydoğan, ücretli öğretmenlik uygulaması ile ilgili BirGün’e yaptığı değerlendirmede, “Ücretli öğretmenliğe yönelik hiçbir kriter yok. Lisans da alıyor, ön lisans da alıyor. Okul müdürü üzerinden giden bir süreç var, okul müdürü kimi isterse ilçe milli eğitim müdürü onay veriyor. Hem öğrencilerin eğitim hakkı ihlal ediliyor, hem de torpil yapılıyor” dedi.
“Eğitim fakültesi mezunu olmak ya da mezun olunan alanın öğretmenliğini yapmak” gibi önemli bir kriterin yok sayıldığını belirten Aydoğan, şunları söyledi:
“Veliler bu durumdan habersiz. Bilinçli veliler çocuğunun ders sürecindeki aşamaları takip ederek bir sorun fark ettiklerinde bunu tespit edebilir. Okullarda onlarca branş var, ücretli öğretmenlerin sürekliliği de yok. Bir sınıfta 5-6 ücretli öğretmen değişikliği olabiliyor, velinin bunu takip etmesi de çok kolay değil. Bu sorun Türkiye genelinde yaşanıyor. Ücretli öğretmenler asgari ücret dahi kazanamadığından başka iş bulduklarında gidiyor. Ne bir hakkı ne de ne kadar süre çalışacağına ilişkin verdiği bir söz var. Devlet eğitime bütçe ayırmalıdır ve ataması yapılmayan öğretmenleri branşlarına atayarak bu sorunu çözmelidir. Devlet kendisine daha ucuza gelen ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçmelidir.”
Gerçek öğretmenler ihraç olunca…
Türkiye’de resmi verilere göre 436 bin 291 ataması yapılmayan öğretmen, yaklaşık 100 bin de öğretmen açığı bulunuyor. Ataması yapılmayan öğretmenler simit satıp esnaf lokantalarında garsonluk yaparak hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor. Bütçeden eğitime yeterli pay ayrılmadığı için kadrolu öğretmenlerle doldurulamayan, sınıf veya branş öğretmenlerinden askere giden, ücretsiz izne ayrılan ve raporlu olanların yerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2011/43 numaralı genelgesine göre “ücretli öğretmen” görevlendiriliyor.
‘Ön lisans’ yetiyor
Milli Eğitim Bakanlığı, “ücretli öğretmenlik” için formasyonu olmayan ön lisans mezunlarının söz konusu görevlere atamasını yapıyor.
‘Ücretli öğretmenlik’ için bugüne kadar görevlendirilenler arasında turizm, gıda yönetimi, büro yönetimi ve muhasebe, bilgisayar programcılığı, tarla bitkileri, bankacılık, elektronik, harita tapu kadastro, lojistik, bankacılık, makine, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, adalet, ilahiyat, el sanatları, mobilya ve dekorasyon bölümü mezunları yer aldı.
‘Torpil yapılıyor’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aydemir Aydoğan, ücretli öğretmenlik uygulaması ile ilgili BirGün’e yaptığı değerlendirmede, “Ücretli öğretmenliğe yönelik hiçbir kriter yok. Lisans da alıyor, ön lisans da alıyor. Okul müdürü üzerinden giden bir süreç var, okul müdürü kimi isterse ilçe milli eğitim müdürü onay veriyor. Hem öğrencilerin eğitim hakkı ihlal ediliyor, hem de torpil yapılıyor” dedi.
“Eğitim fakültesi mezunu olmak ya da mezun olunan alanın öğretmenliğini yapmak” gibi önemli bir kriterin yok sayıldığını belirten Aydoğan, şunları söyledi:
“Veliler bu durumdan habersiz. Bilinçli veliler çocuğunun ders sürecindeki aşamaları takip ederek bir sorun fark ettiklerinde bunu tespit edebilir. Okullarda onlarca branş var, ücretli öğretmenlerin sürekliliği de yok. Bir sınıfta 5-6 ücretli öğretmen değişikliği olabiliyor, velinin bunu takip etmesi de çok kolay değil. Bu sorun Türkiye genelinde yaşanıyor. Ücretli öğretmenler asgari ücret dahi kazanamadığından başka iş bulduklarında gidiyor. Ne bir hakkı ne de ne kadar süre çalışacağına ilişkin verdiği bir söz var. Devlet eğitime bütçe ayırmalıdır ve ataması yapılmayan öğretmenleri branşlarına atayarak bu sorunu çözmelidir. Devlet kendisine daha ucuza gelen ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçmelidir.”
Gerçek öğretmenler ihraç olunca…
Türkiye’de resmi verilere göre 436 bin 291 ataması yapılmayan öğretmen, yaklaşık 100 bin de öğretmen açığı bulunuyor. Ataması yapılmayan öğretmenler simit satıp esnaf lokantalarında garsonluk yaparak hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor. Bütçeden eğitime yeterli pay ayrılmadığı için kadrolu öğretmenlerle doldurulamayan, sınıf veya branş öğretmenlerinden askere giden, ücretsiz izne ayrılan ve raporlu olanların yerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2011/43 numaralı genelgesine göre “ücretli öğretmen” görevlendiriliyor.
‘Ön lisans’ yetiyor
Milli Eğitim Bakanlığı, “ücretli öğretmenlik” için formasyonu olmayan ön lisans mezunlarının söz konusu görevlere atamasını yapıyor.
‘Ücretli öğretmenlik’ için bugüne kadar görevlendirilenler arasında turizm, gıda yönetimi, büro yönetimi ve muhasebe, bilgisayar programcılığı, tarla bitkileri, bankacılık, elektronik, harita tapu kadastro, lojistik, bankacılık, makine, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, adalet, ilahiyat, el sanatları, mobilya ve dekorasyon bölümü mezunları yer aldı.
‘Torpil yapılıyor’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aydemir Aydoğan, ücretli öğretmenlik uygulaması ile ilgili BirGün’e yaptığı değerlendirmede, “Ücretli öğretmenliğe yönelik hiçbir kriter yok. Lisans da alıyor, ön lisans da alıyor. Okul müdürü üzerinden giden bir süreç var, okul müdürü kimi isterse ilçe milli eğitim müdürü onay veriyor. Hem öğrencilerin eğitim hakkı ihlal ediliyor, hem de torpil yapılıyor” dedi.
“Eğitim fakültesi mezunu olmak ya da mezun olunan alanın öğretmenliğini yapmak” gibi önemli bir kriterin yok sayıldığını belirten Aydoğan, şunları söyledi:
“Veliler bu durumdan habersiz. Bilinçli veliler çocuğunun ders sürecindeki aşamaları takip ederek bir sorun fark ettiklerinde bunu tespit edebilir. Okullarda onlarca branş var, ücretli öğretmenlerin sürekliliği de yok. Bir sınıfta 5-6 ücretli öğretmen değişikliği olabiliyor, velinin bunu takip etmesi de çok kolay değil. Bu sorun Türkiye genelinde yaşanıyor. Ücretli öğretmenler asgari ücret dahi kazanamadığından başka iş bulduklarında gidiyor. Ne bir hakkı ne de ne kadar süre çalışacağına ilişkin verdiği bir söz var. Devlet eğitime bütçe ayırmalıdır ve ataması yapılmayan öğretmenleri branşlarına atayarak bu sorunu çözmelidir. Devlet kendisine daha ucuza gelen ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçmelidir.”
Gerçek öğretmenler ihraç olunca…
Türkiye’de resmi verilere göre 436 bin 291 ataması yapılmayan öğretmen, yaklaşık 100 bin de öğretmen açığı bulunuyor. Ataması yapılmayan öğretmenler simit satıp esnaf lokantalarında garsonluk yaparak hayatlarını sürdürmek zorunda kalıyor. Bütçeden eğitime yeterli pay ayrılmadığı için kadrolu öğretmenlerle doldurulamayan, sınıf veya branş öğretmenlerinden askere giden, ücretsiz izne ayrılan ve raporlu olanların yerine Milli Eğitim Bakanlığı’nın 2011/43 numaralı genelgesine göre “ücretli öğretmen” görevlendiriliyor.
‘Ön lisans’ yetiyor
Milli Eğitim Bakanlığı, “ücretli öğretmenlik” için formasyonu olmayan ön lisans mezunlarının söz konusu görevlere atamasını yapıyor.
‘Ücretli öğretmenlik’ için bugüne kadar görevlendirilenler arasında turizm, gıda yönetimi, büro yönetimi ve muhasebe, bilgisayar programcılığı, tarla bitkileri, bankacılık, elektronik, harita tapu kadastro, lojistik, bankacılık, makine, büyük ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliği, adalet, ilahiyat, el sanatları, mobilya ve dekorasyon bölümü mezunları yer aldı.
‘Torpil yapılıyor’
Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aydemir Aydoğan, ücretli öğretmenlik uygulaması ile ilgili BirGün’e yaptığı değerlendirmede, “Ücretli öğretmenliğe yönelik hiçbir kriter yok. Lisans da alıyor, ön lisans da alıyor. Okul müdürü üzerinden giden bir süreç var, okul müdürü kimi isterse ilçe milli eğitim müdürü onay veriyor. Hem öğrencilerin eğitim hakkı ihlal ediliyor, hem de torpil yapılıyor” dedi.
“Eğitim fakültesi mezunu olmak ya da mezun olunan alanın öğretmenliğini yapmak” gibi önemli bir kriterin yok sayıldığını belirten Aydoğan, şunları söyledi:
“Veliler bu durumdan habersiz. Bilinçli veliler çocuğunun ders sürecindeki aşamaları takip ederek bir sorun fark ettiklerinde bunu tespit edebilir. Okullarda onlarca branş var, ücretli öğretmenlerin sürekliliği de yok. Bir sınıfta 5-6 ücretli öğretmen değişikliği olabiliyor, velinin bunu takip etmesi de çok kolay değil. Bu sorun Türkiye genelinde yaşanıyor. Ücretli öğretmenler asgari ücret dahi kazanamadığından başka iş bulduklarında gidiyor. Ne bir hakkı ne de ne kadar süre çalışacağına ilişkin verdiği bir söz var. Devlet eğitime bütçe ayırmalıdır ve ataması yapılmayan öğretmenleri branşlarına atayarak bu sorunu çözmelidir. Devlet kendisine daha ucuza gelen ücretli öğretmenlik uygulamasından vazgeçmelidir.”