Doğan Akhanlı Almanya’da polis koruması altına alındı.
Perşembe akşamı Düsseldorf Havalimanı’nda uçaktan indikten sonra yakınları ve basın tarafından karşılanan Akhanlı’ya, tanımadığı bir kişi tarafından Türkçe “vatan haini” denerek hakaret edilmiş, söz konusu kişi Almanya’yı kastederek, Akhanlı “nerede olursa olsun bu ülkenin de” kendisini kurtaramayacağını söylemişti.
Akhanlı’nın cuma günü Köln’de düzenlediği basın toplantısında konuşan avukat İlias Uyar, Köln Polisi ile görüştüklerini ve müvekkilinin tehdit altında olduğunun saptanmasıyla polis korumasına alındığını açıkladı.
“AB’NİN HUKUKİ KONALARDA TÜRKİYE’YLE İŞBİRLİĞİNE DEVAM ETMESİNE HAYRET EDİYORUM”
2010 yılında İstanbul’a gidişinde, 1989 yılında bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygununa katıldığı iddiasıyla havaalanında tutuklanarak cezaevine konan Akhanlı, hakkındaki davadan 2011 yılında beraat etmiş, ancak 2013 yılında Yargıtay’ın kararı bozmasıyla bu kez Akhanlı hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis” istemiyle yeniden dava açılmıştı. Akhanlı’nın İspanya’da gözaltına alınmasına neden olan kırmızı bültenin de bu suçlama ile ilgili olduğu belirtiliyor.
Köln Belediyesi’nde, Belediye Başkanı Henriette Reker’in de katıldığı basın toplantısında, daha önce Almanya ve Belçika’daki yetkililere de Interpol üzerinden benzeri bir tutuklama talebi gittiğini belirten avukat Uyar, Alman yetkilileri, Türkiye’nin Interpol üzerinden girişimleri konusunda Akhanlı’yı zamanında uyarmamakla suçladı. Bunun “büyük bir ihmal” olduğunu belirten Uyar, Akhanlı’nın Alman vatandaşı olduğu göz önünde bulundurulunca ihmalin boyutlarının daha da büyük olduğunu kaydetti.
Avrupa Birliği ülkelerinin hala hukuki alanlarda Türkiye ile işbirliği yapmasına hayret ettiğini söyleyen Uyar, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin geçerli olmadığını belirtti. Yargının bağımsızlığının söz konusu olmadığını kaydeden hukukçu, Türkiye’de avukatların ve yargıçların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın beklentisinin ne yönde olduğuna bakarak hareket ettiğini söyledi.
TÜRKİYE’DE YENİ İFTİRALAR UYDURULDU
Akhanlı’nın avukatı, Ankara’nın İspanya’daki süreç boyunca Akhanlı’ya karşı yürüttüğü karalama kampanyasını tecavüz suçlamasıyla sertleştirdiğini söyledi. Cinayet ile suçlanan müvekkiline sonradan tecavüz suçlamasının da yöneltilmesini Türkiye’nin “muhalif bir kişiyi susturma girişimi” olarak nitelendiren Uyar, tecavüz suçlaması ile ilgili herhangi bir ön soruşturma başlatılmamış veya dava açılmamış olmasına rağmen böyle bir suçlamanın gündeme getirildiğini hatırlattı.
ERDOĞAN FAŞİZMİ KİTABI YAZDI
Basın toplantısında yaptığı konuşmada,tekrar Köln’de olmanın çok güzel bir his olduğunu belirten Akhanlı da, bunu ilk defa yaşamadığını ve 2010’da benzeri bir tecrübe geçirdiğini söyledi. Yine “hiç bitmek bilmeyen bir saldırganlık ile direniş ve dayanışma arasındaki mücadelenin” söz konusu olduğunu belirten Akhanlı, İspanya’da geçirmek zorunda kaldığı süre içinde kitabını bitirdiğini ve bununla, keyfi tutumunu sürdüren Türk devletine karşı “Beni daha önce de yıkamamıştınız, şimdi hiç yıkamazsınız” mesajı verdiğini söyledi.
Şubat 2018’de yayımlanması öngörülen “Granada’da tutuklanma” adlı kitap, yazarın hayatı boyunca gördüğü baskıları, “Türkiye’nin Erdoğan tarafından faşizme sürüklenmesini” ve Şubat 2017’den bu yana İstanbul’da tutuklu bulunan Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel gibi benzeri kaderi paylaştığı kişilerin hikayelerini içerecek.
Akhanlı, kendisinin İspanya’da gözaltına alınmasının olumlu bir yanı da olduğunu, zira böylece konunun siyasi sahnede tartışıldığını, Türk devletinin muhalif isimlere baskısının yeni bir olgu olmamasına rağmen şimdi daha yoğun bir şekilde gündeme geldiğini vurguladı.
Doğan Akhanlı Almanya’da polis koruması altına alındı.
Perşembe akşamı Düsseldorf Havalimanı’nda uçaktan indikten sonra yakınları ve basın tarafından karşılanan Akhanlı’ya, tanımadığı bir kişi tarafından Türkçe “vatan haini” denerek hakaret edilmiş, söz konusu kişi Almanya’yı kastederek, Akhanlı “nerede olursa olsun bu ülkenin de” kendisini kurtaramayacağını söylemişti.
Akhanlı’nın cuma günü Köln’de düzenlediği basın toplantısında konuşan avukat İlias Uyar, Köln Polisi ile görüştüklerini ve müvekkilinin tehdit altında olduğunun saptanmasıyla polis korumasına alındığını açıkladı.
“AB’NİN HUKUKİ KONALARDA TÜRKİYE’YLE İŞBİRLİĞİNE DEVAM ETMESİNE HAYRET EDİYORUM”
2010 yılında İstanbul’a gidişinde, 1989 yılında bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygununa katıldığı iddiasıyla havaalanında tutuklanarak cezaevine konan Akhanlı, hakkındaki davadan 2011 yılında beraat etmiş, ancak 2013 yılında Yargıtay’ın kararı bozmasıyla bu kez Akhanlı hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis” istemiyle yeniden dava açılmıştı. Akhanlı’nın İspanya’da gözaltına alınmasına neden olan kırmızı bültenin de bu suçlama ile ilgili olduğu belirtiliyor.
Köln Belediyesi’nde, Belediye Başkanı Henriette Reker’in de katıldığı basın toplantısında, daha önce Almanya ve Belçika’daki yetkililere de Interpol üzerinden benzeri bir tutuklama talebi gittiğini belirten avukat Uyar, Alman yetkilileri, Türkiye’nin Interpol üzerinden girişimleri konusunda Akhanlı’yı zamanında uyarmamakla suçladı. Bunun “büyük bir ihmal” olduğunu belirten Uyar, Akhanlı’nın Alman vatandaşı olduğu göz önünde bulundurulunca ihmalin boyutlarının daha da büyük olduğunu kaydetti.
Avrupa Birliği ülkelerinin hala hukuki alanlarda Türkiye ile işbirliği yapmasına hayret ettiğini söyleyen Uyar, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin geçerli olmadığını belirtti. Yargının bağımsızlığının söz konusu olmadığını kaydeden hukukçu, Türkiye’de avukatların ve yargıçların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın beklentisinin ne yönde olduğuna bakarak hareket ettiğini söyledi.
TÜRKİYE’DE YENİ İFTİRALAR UYDURULDU
Akhanlı’nın avukatı, Ankara’nın İspanya’daki süreç boyunca Akhanlı’ya karşı yürüttüğü karalama kampanyasını tecavüz suçlamasıyla sertleştirdiğini söyledi. Cinayet ile suçlanan müvekkiline sonradan tecavüz suçlamasının da yöneltilmesini Türkiye’nin “muhalif bir kişiyi susturma girişimi” olarak nitelendiren Uyar, tecavüz suçlaması ile ilgili herhangi bir ön soruşturma başlatılmamış veya dava açılmamış olmasına rağmen böyle bir suçlamanın gündeme getirildiğini hatırlattı.
ERDOĞAN FAŞİZMİ KİTABI YAZDI
Basın toplantısında yaptığı konuşmada,tekrar Köln’de olmanın çok güzel bir his olduğunu belirten Akhanlı da, bunu ilk defa yaşamadığını ve 2010’da benzeri bir tecrübe geçirdiğini söyledi. Yine “hiç bitmek bilmeyen bir saldırganlık ile direniş ve dayanışma arasındaki mücadelenin” söz konusu olduğunu belirten Akhanlı, İspanya’da geçirmek zorunda kaldığı süre içinde kitabını bitirdiğini ve bununla, keyfi tutumunu sürdüren Türk devletine karşı “Beni daha önce de yıkamamıştınız, şimdi hiç yıkamazsınız” mesajı verdiğini söyledi.
Şubat 2018’de yayımlanması öngörülen “Granada’da tutuklanma” adlı kitap, yazarın hayatı boyunca gördüğü baskıları, “Türkiye’nin Erdoğan tarafından faşizme sürüklenmesini” ve Şubat 2017’den bu yana İstanbul’da tutuklu bulunan Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel gibi benzeri kaderi paylaştığı kişilerin hikayelerini içerecek.
Akhanlı, kendisinin İspanya’da gözaltına alınmasının olumlu bir yanı da olduğunu, zira böylece konunun siyasi sahnede tartışıldığını, Türk devletinin muhalif isimlere baskısının yeni bir olgu olmamasına rağmen şimdi daha yoğun bir şekilde gündeme geldiğini vurguladı.
Doğan Akhanlı Almanya’da polis koruması altına alındı.
Perşembe akşamı Düsseldorf Havalimanı’nda uçaktan indikten sonra yakınları ve basın tarafından karşılanan Akhanlı’ya, tanımadığı bir kişi tarafından Türkçe “vatan haini” denerek hakaret edilmiş, söz konusu kişi Almanya’yı kastederek, Akhanlı “nerede olursa olsun bu ülkenin de” kendisini kurtaramayacağını söylemişti.
Akhanlı’nın cuma günü Köln’de düzenlediği basın toplantısında konuşan avukat İlias Uyar, Köln Polisi ile görüştüklerini ve müvekkilinin tehdit altında olduğunun saptanmasıyla polis korumasına alındığını açıkladı.
“AB’NİN HUKUKİ KONALARDA TÜRKİYE’YLE İŞBİRLİĞİNE DEVAM ETMESİNE HAYRET EDİYORUM”
2010 yılında İstanbul’a gidişinde, 1989 yılında bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygununa katıldığı iddiasıyla havaalanında tutuklanarak cezaevine konan Akhanlı, hakkındaki davadan 2011 yılında beraat etmiş, ancak 2013 yılında Yargıtay’ın kararı bozmasıyla bu kez Akhanlı hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis” istemiyle yeniden dava açılmıştı. Akhanlı’nın İspanya’da gözaltına alınmasına neden olan kırmızı bültenin de bu suçlama ile ilgili olduğu belirtiliyor.
Köln Belediyesi’nde, Belediye Başkanı Henriette Reker’in de katıldığı basın toplantısında, daha önce Almanya ve Belçika’daki yetkililere de Interpol üzerinden benzeri bir tutuklama talebi gittiğini belirten avukat Uyar, Alman yetkilileri, Türkiye’nin Interpol üzerinden girişimleri konusunda Akhanlı’yı zamanında uyarmamakla suçladı. Bunun “büyük bir ihmal” olduğunu belirten Uyar, Akhanlı’nın Alman vatandaşı olduğu göz önünde bulundurulunca ihmalin boyutlarının daha da büyük olduğunu kaydetti.
Avrupa Birliği ülkelerinin hala hukuki alanlarda Türkiye ile işbirliği yapmasına hayret ettiğini söyleyen Uyar, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin geçerli olmadığını belirtti. Yargının bağımsızlığının söz konusu olmadığını kaydeden hukukçu, Türkiye’de avukatların ve yargıçların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın beklentisinin ne yönde olduğuna bakarak hareket ettiğini söyledi.
TÜRKİYE’DE YENİ İFTİRALAR UYDURULDU
Akhanlı’nın avukatı, Ankara’nın İspanya’daki süreç boyunca Akhanlı’ya karşı yürüttüğü karalama kampanyasını tecavüz suçlamasıyla sertleştirdiğini söyledi. Cinayet ile suçlanan müvekkiline sonradan tecavüz suçlamasının da yöneltilmesini Türkiye’nin “muhalif bir kişiyi susturma girişimi” olarak nitelendiren Uyar, tecavüz suçlaması ile ilgili herhangi bir ön soruşturma başlatılmamış veya dava açılmamış olmasına rağmen böyle bir suçlamanın gündeme getirildiğini hatırlattı.
ERDOĞAN FAŞİZMİ KİTABI YAZDI
Basın toplantısında yaptığı konuşmada,tekrar Köln’de olmanın çok güzel bir his olduğunu belirten Akhanlı da, bunu ilk defa yaşamadığını ve 2010’da benzeri bir tecrübe geçirdiğini söyledi. Yine “hiç bitmek bilmeyen bir saldırganlık ile direniş ve dayanışma arasındaki mücadelenin” söz konusu olduğunu belirten Akhanlı, İspanya’da geçirmek zorunda kaldığı süre içinde kitabını bitirdiğini ve bununla, keyfi tutumunu sürdüren Türk devletine karşı “Beni daha önce de yıkamamıştınız, şimdi hiç yıkamazsınız” mesajı verdiğini söyledi.
Şubat 2018’de yayımlanması öngörülen “Granada’da tutuklanma” adlı kitap, yazarın hayatı boyunca gördüğü baskıları, “Türkiye’nin Erdoğan tarafından faşizme sürüklenmesini” ve Şubat 2017’den bu yana İstanbul’da tutuklu bulunan Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel gibi benzeri kaderi paylaştığı kişilerin hikayelerini içerecek.
Akhanlı, kendisinin İspanya’da gözaltına alınmasının olumlu bir yanı da olduğunu, zira böylece konunun siyasi sahnede tartışıldığını, Türk devletinin muhalif isimlere baskısının yeni bir olgu olmamasına rağmen şimdi daha yoğun bir şekilde gündeme geldiğini vurguladı.
Doğan Akhanlı Almanya’da polis koruması altına alındı.
Perşembe akşamı Düsseldorf Havalimanı’nda uçaktan indikten sonra yakınları ve basın tarafından karşılanan Akhanlı’ya, tanımadığı bir kişi tarafından Türkçe “vatan haini” denerek hakaret edilmiş, söz konusu kişi Almanya’yı kastederek, Akhanlı “nerede olursa olsun bu ülkenin de” kendisini kurtaramayacağını söylemişti.
Akhanlı’nın cuma günü Köln’de düzenlediği basın toplantısında konuşan avukat İlias Uyar, Köln Polisi ile görüştüklerini ve müvekkilinin tehdit altında olduğunun saptanmasıyla polis korumasına alındığını açıkladı.
“AB’NİN HUKUKİ KONALARDA TÜRKİYE’YLE İŞBİRLİĞİNE DEVAM ETMESİNE HAYRET EDİYORUM”
2010 yılında İstanbul’a gidişinde, 1989 yılında bir kişinin öldüğü döviz bürosu soygununa katıldığı iddiasıyla havaalanında tutuklanarak cezaevine konan Akhanlı, hakkındaki davadan 2011 yılında beraat etmiş, ancak 2013 yılında Yargıtay’ın kararı bozmasıyla bu kez Akhanlı hakkında “ağırlaştırılmış müebbet hapis” istemiyle yeniden dava açılmıştı. Akhanlı’nın İspanya’da gözaltına alınmasına neden olan kırmızı bültenin de bu suçlama ile ilgili olduğu belirtiliyor.
Köln Belediyesi’nde, Belediye Başkanı Henriette Reker’in de katıldığı basın toplantısında, daha önce Almanya ve Belçika’daki yetkililere de Interpol üzerinden benzeri bir tutuklama talebi gittiğini belirten avukat Uyar, Alman yetkilileri, Türkiye’nin Interpol üzerinden girişimleri konusunda Akhanlı’yı zamanında uyarmamakla suçladı. Bunun “büyük bir ihmal” olduğunu belirten Uyar, Akhanlı’nın Alman vatandaşı olduğu göz önünde bulundurulunca ihmalin boyutlarının daha da büyük olduğunu kaydetti.
Avrupa Birliği ülkelerinin hala hukuki alanlarda Türkiye ile işbirliği yapmasına hayret ettiğini söyleyen Uyar, Türkiye’de hukuk devleti ilkelerinin geçerli olmadığını belirtti. Yargının bağımsızlığının söz konusu olmadığını kaydeden hukukçu, Türkiye’de avukatların ve yargıçların, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın beklentisinin ne yönde olduğuna bakarak hareket ettiğini söyledi.
TÜRKİYE’DE YENİ İFTİRALAR UYDURULDU
Akhanlı’nın avukatı, Ankara’nın İspanya’daki süreç boyunca Akhanlı’ya karşı yürüttüğü karalama kampanyasını tecavüz suçlamasıyla sertleştirdiğini söyledi. Cinayet ile suçlanan müvekkiline sonradan tecavüz suçlamasının da yöneltilmesini Türkiye’nin “muhalif bir kişiyi susturma girişimi” olarak nitelendiren Uyar, tecavüz suçlaması ile ilgili herhangi bir ön soruşturma başlatılmamış veya dava açılmamış olmasına rağmen böyle bir suçlamanın gündeme getirildiğini hatırlattı.
ERDOĞAN FAŞİZMİ KİTABI YAZDI
Basın toplantısında yaptığı konuşmada,tekrar Köln’de olmanın çok güzel bir his olduğunu belirten Akhanlı da, bunu ilk defa yaşamadığını ve 2010’da benzeri bir tecrübe geçirdiğini söyledi. Yine “hiç bitmek bilmeyen bir saldırganlık ile direniş ve dayanışma arasındaki mücadelenin” söz konusu olduğunu belirten Akhanlı, İspanya’da geçirmek zorunda kaldığı süre içinde kitabını bitirdiğini ve bununla, keyfi tutumunu sürdüren Türk devletine karşı “Beni daha önce de yıkamamıştınız, şimdi hiç yıkamazsınız” mesajı verdiğini söyledi.
Şubat 2018’de yayımlanması öngörülen “Granada’da tutuklanma” adlı kitap, yazarın hayatı boyunca gördüğü baskıları, “Türkiye’nin Erdoğan tarafından faşizme sürüklenmesini” ve Şubat 2017’den bu yana İstanbul’da tutuklu bulunan Die Welt gazetesinin Türkiye muhabiri Deniz Yücel gibi benzeri kaderi paylaştığı kişilerin hikayelerini içerecek.
Akhanlı, kendisinin İspanya’da gözaltına alınmasının olumlu bir yanı da olduğunu, zira böylece konunun siyasi sahnede tartışıldığını, Türk devletinin muhalif isimlere baskısının yeni bir olgu olmamasına rağmen şimdi daha yoğun bir şekilde gündeme geldiğini vurguladı.