2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu. Konuşamayan ve sol kısmını oynatamayan Ağayev’in beyin hasarı ameliyatla düzeltildikten sonra 25 Eylül 2017’de “kranioplasti” ile 3D yazıcıda üretilen kafatası başına yerleştirildi. Ameliyat öncesi kafasını kaşıması yasak olan Ağavey, şimdi doya doya kafasını kaşıdığını söylüyor.Yaşar Ağayev, 46 gün Bakü’de bir hastanenin yoğun bakım servisinde komada kaldı ve ülkesinde 3 ameliyat geçirdi. Tıbbi olanakların daha gelişmiş olduğu inancı Türkiye’ye getirilmesi kararıyla sonuçlandı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne getirildiğinde yürüyemiyor, vücudunun sol bölümünü oynatamıyor ve neredeyse hiç konuşamıyordu.
“İnsan kafasından yaralanmaz, ölür!”
Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; ülkesi Azerbaycan’da geçirdiği 3 ameliyat dışında Türkiye’de iki ameliyat daha oldu. Bu süreçte onu en fazla rahatsız eden şey kafatasının neredeyse yarısını kaybetmesi değildi. “Kazadan sonra kendimi ilk gördüğümde, zannettiğiniz gibi şok yaşamadım ve soğukkanlı davrandım. Sadece ‘İnsan hiç başından yaralanır mı, başa gelen mermi öldürür’ diye düşündüm. Vücudumun sol tarafının tutmaması benim için daha büyük sıkıntıydı” sözleriyle şaşırttı.
“Ben bir gün ailem her gün acı çekti”
Yaşar Ağayev, yaşadığı bu zorlu süreçte en çok ailesini düşünmüş. “Ben bir kez acı çektim ama ailem hep acılar içindeydi” sözleri bunu gösteriyor. Kazadan sonra gördüğü tedaviler nedeniyle annesiyle sadece 1 ay zaman geçirebilen genç adam, “Annemin yanında hiç başım açık dolaşamadım. Sürekli şapka takıyordum. Çünkü hep çok üzülüyor ve devamlı ağlıyordu” diyor. Azerbaycan’da ve Türkiye’de süren tedavisi boyunca hiç yanından ayrılmayan erkek kardeşi Anar ise abisinin bu durumunu ilk gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu saklamıyor.Artık ne şapka takıyor, ne bere
Sıra 25 Eylül’de başındaki defektin kapatılmasına neden olan ameliyata girmeye geldiğinde Yaşar sonucun bu derece başarılı olacağını kendisinin bile beklemediğini söylüyor. Ameliyat sonrasında kafatasının yeni halini aynalardan önce abisinin cep telefonundan çektiği fotoğraftan görüyor. Sonuç genç adamı o kadar mutlu ediyor ki ilk olarak risk oluşmasın diye başına götüremediği eliyle kafasını kaşıyor doya doya… Şimdi artık ne şapka ne bere var Yaşar’ın hayatında.
Doktoru anlatıyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç Dr. Özkan Tehli
“Beyin tümörü, trafik kazası ya da silah yaralanması gibi durumlarda kişiye özel kafatası defektlerinin kapatılması ameliyatına ‘kranioplasti’ diyoruz. Küçük defektler küçük yöntemler uygulanarak kapatılabilse de büyük defektlerin kapatılmasını 3 boyutlu yazıcılar yardımıyla gerçekleştiriyor ve hastalarımızın eski hallerine dönmelerine çalışıyoruz.
Bu çalışmaları üniversitemizde aynı yerleşkede olduğumuz Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi’ndeki (METÜM) mühendis arkadaşlarımızla ortaklaşa gerçekleştiriyoruz. Hastamız Yaşar çok kötü bir yaralanma geçirmişti. Bu yaralanmadan sadece kafatası değil beyni de etkilenmiş ve beyin hasarı gelişmişti. Bize geldiğinde komada, yaşamla ölüm arasında bir noktada konuşamıyor ve yürüyemiyordu. 5 ameliyatın ardından 1.5 yıla yakın süren tedaviler sonucunda hastamız artık hem yürüyor hem konuşuyor hem de eski görünümüne kavuşmanın sevincini yaşıyor. Mutsuz ve depresif hali nedeniyle bizimle olan ilişkisinde de sorunlar yaşayan asık yüzlü Yaşar gitti yeni bir Yaşar geldi.
“Bilime katkıda bulunduk”
Bu ameliyatı yapmasaydık beynin travmaya bağlı hasar görme riski çok yüksek olup kafatasının olmaması nedeniyle bazı sendromlar gelişebilirdi. Hastamızın kozmetik açıdan ürkütücü bu görüntüyle yaşamak zorunda kalması ise başka bir sorundu. METÜM’de üretilen parçalarla yapmış olduğumuz kranioplasti ameliyatları dünya literatüründe de yerini alarak bilime önemli katkıda bulunmuştur.”
Dünya çapında bir devlet kurulu: Metüm
Türkiye’den dünyaya örnek işler çıkartan mühendis ve doktorların ortak çalışmaları çok önemli bir merkeze işaret ediyor. Bu merkezin adı METÜM. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Simel Ayyıldız, “METÜM ülkemizin dünya çapında gururlarından olan devlete ait bir medikal tasarım ve üretim merkezidir” diyor. Burada yapılan işlemlerin SGK tarafından karşılanması yani ücretsiz olması merkezin en önemli özelliği olarak görülüyor. Merkezde kişiye özel implantların üretimi yapılıyor ve sert doku kayıpları titanyumdan karşılanıyor. Bu merkezde üretimler tamamen kişiye özel olarak gerçekleştiriliyor. Hastanın eksiği, bir tomografi üzerinden değerlendirilip bunun sonucunda kişiye özel bir tasarım yapılarak üretilen parça ameliyatla hastaya naklediliyor. Merkez bünyesinde tümör, trafik kazaları, ateşli silah yaralanması nedeniyle meydana gelen kafatası kayıpları, göğüs kafesindeki sorunların giderilme yöntemleri, ortopedide skolyoz vakalarında tanı amaçlı plastik model üretilmesi sayesinde ameliyat süresinin yarıya düşürülmesi, tümör cerrahileri öncesi tümörün yerinin ve şeklinin tam olarak belirlenip dokudaki anatomik bölgeye yakınlığının eksiksiz anlaşılması ile hekime kılavuzluk yapılmasıyla hata payının en aza indirilmesi çalışmaları yer alıyor.
İşlemin adımları
– Hastanın sorununu gösteren ince kesit kemik tomografisi çekiliyor.
– Tomografi özel yazılım programıyla segmentasyon adı verilen işlemden geçirilip 3 boyutlu hale getiriliyor
– Vakanın ne olduğu ve neye ihtiyaç duyduğu belirlendikten sonra hekimden talebi öğreniliyor.
– Talep öğrenildikten sonra mühendisler konu üzerinde çalışmaya başlıyor.
– Tasarım üzerinde çıkartılan örnekleme ile hekime danışılıp onay alınıyor.
– Hekim görüşü alındıktan sonra projeyi üstlenen mühendis gerekli düzeltme ve düzenlemeleri yaparak yapılan işin olup olmadığını anlamaya yarayacak bir plastik model çıkartıyor. Bu modelde hem defektin olduğu kemik hem de yapılacak parça ayrı ayrı üretiliyor.
– Bu sayede hekim; çalışmanın gidişatına ilişkin değerlendirmede bulunuyor.
– Son revizyonlardan sonra 3 boyutlu yazıcılarla titanyumdan parçanın üretimine geçiliyor.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu. Konuşamayan ve sol kısmını oynatamayan Ağayev’in beyin hasarı ameliyatla düzeltildikten sonra 25 Eylül 2017’de “kranioplasti” ile 3D yazıcıda üretilen kafatası başına yerleştirildi. Ameliyat öncesi kafasını kaşıması yasak olan Ağavey, şimdi doya doya kafasını kaşıdığını söylüyor.Yaşar Ağayev, 46 gün Bakü’de bir hastanenin yoğun bakım servisinde komada kaldı ve ülkesinde 3 ameliyat geçirdi. Tıbbi olanakların daha gelişmiş olduğu inancı Türkiye’ye getirilmesi kararıyla sonuçlandı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne getirildiğinde yürüyemiyor, vücudunun sol bölümünü oynatamıyor ve neredeyse hiç konuşamıyordu.
“İnsan kafasından yaralanmaz, ölür!”
Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; ülkesi Azerbaycan’da geçirdiği 3 ameliyat dışında Türkiye’de iki ameliyat daha oldu. Bu süreçte onu en fazla rahatsız eden şey kafatasının neredeyse yarısını kaybetmesi değildi. “Kazadan sonra kendimi ilk gördüğümde, zannettiğiniz gibi şok yaşamadım ve soğukkanlı davrandım. Sadece ‘İnsan hiç başından yaralanır mı, başa gelen mermi öldürür’ diye düşündüm. Vücudumun sol tarafının tutmaması benim için daha büyük sıkıntıydı” sözleriyle şaşırttı.
“Ben bir gün ailem her gün acı çekti”
Yaşar Ağayev, yaşadığı bu zorlu süreçte en çok ailesini düşünmüş. “Ben bir kez acı çektim ama ailem hep acılar içindeydi” sözleri bunu gösteriyor. Kazadan sonra gördüğü tedaviler nedeniyle annesiyle sadece 1 ay zaman geçirebilen genç adam, “Annemin yanında hiç başım açık dolaşamadım. Sürekli şapka takıyordum. Çünkü hep çok üzülüyor ve devamlı ağlıyordu” diyor. Azerbaycan’da ve Türkiye’de süren tedavisi boyunca hiç yanından ayrılmayan erkek kardeşi Anar ise abisinin bu durumunu ilk gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu saklamıyor.Artık ne şapka takıyor, ne bere
Sıra 25 Eylül’de başındaki defektin kapatılmasına neden olan ameliyata girmeye geldiğinde Yaşar sonucun bu derece başarılı olacağını kendisinin bile beklemediğini söylüyor. Ameliyat sonrasında kafatasının yeni halini aynalardan önce abisinin cep telefonundan çektiği fotoğraftan görüyor. Sonuç genç adamı o kadar mutlu ediyor ki ilk olarak risk oluşmasın diye başına götüremediği eliyle kafasını kaşıyor doya doya… Şimdi artık ne şapka ne bere var Yaşar’ın hayatında.
Doktoru anlatıyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç Dr. Özkan Tehli
“Beyin tümörü, trafik kazası ya da silah yaralanması gibi durumlarda kişiye özel kafatası defektlerinin kapatılması ameliyatına ‘kranioplasti’ diyoruz. Küçük defektler küçük yöntemler uygulanarak kapatılabilse de büyük defektlerin kapatılmasını 3 boyutlu yazıcılar yardımıyla gerçekleştiriyor ve hastalarımızın eski hallerine dönmelerine çalışıyoruz.
Bu çalışmaları üniversitemizde aynı yerleşkede olduğumuz Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi’ndeki (METÜM) mühendis arkadaşlarımızla ortaklaşa gerçekleştiriyoruz. Hastamız Yaşar çok kötü bir yaralanma geçirmişti. Bu yaralanmadan sadece kafatası değil beyni de etkilenmiş ve beyin hasarı gelişmişti. Bize geldiğinde komada, yaşamla ölüm arasında bir noktada konuşamıyor ve yürüyemiyordu. 5 ameliyatın ardından 1.5 yıla yakın süren tedaviler sonucunda hastamız artık hem yürüyor hem konuşuyor hem de eski görünümüne kavuşmanın sevincini yaşıyor. Mutsuz ve depresif hali nedeniyle bizimle olan ilişkisinde de sorunlar yaşayan asık yüzlü Yaşar gitti yeni bir Yaşar geldi.
“Bilime katkıda bulunduk”
Bu ameliyatı yapmasaydık beynin travmaya bağlı hasar görme riski çok yüksek olup kafatasının olmaması nedeniyle bazı sendromlar gelişebilirdi. Hastamızın kozmetik açıdan ürkütücü bu görüntüyle yaşamak zorunda kalması ise başka bir sorundu. METÜM’de üretilen parçalarla yapmış olduğumuz kranioplasti ameliyatları dünya literatüründe de yerini alarak bilime önemli katkıda bulunmuştur.”
Dünya çapında bir devlet kurulu: Metüm
Türkiye’den dünyaya örnek işler çıkartan mühendis ve doktorların ortak çalışmaları çok önemli bir merkeze işaret ediyor. Bu merkezin adı METÜM. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Simel Ayyıldız, “METÜM ülkemizin dünya çapında gururlarından olan devlete ait bir medikal tasarım ve üretim merkezidir” diyor. Burada yapılan işlemlerin SGK tarafından karşılanması yani ücretsiz olması merkezin en önemli özelliği olarak görülüyor. Merkezde kişiye özel implantların üretimi yapılıyor ve sert doku kayıpları titanyumdan karşılanıyor. Bu merkezde üretimler tamamen kişiye özel olarak gerçekleştiriliyor. Hastanın eksiği, bir tomografi üzerinden değerlendirilip bunun sonucunda kişiye özel bir tasarım yapılarak üretilen parça ameliyatla hastaya naklediliyor. Merkez bünyesinde tümör, trafik kazaları, ateşli silah yaralanması nedeniyle meydana gelen kafatası kayıpları, göğüs kafesindeki sorunların giderilme yöntemleri, ortopedide skolyoz vakalarında tanı amaçlı plastik model üretilmesi sayesinde ameliyat süresinin yarıya düşürülmesi, tümör cerrahileri öncesi tümörün yerinin ve şeklinin tam olarak belirlenip dokudaki anatomik bölgeye yakınlığının eksiksiz anlaşılması ile hekime kılavuzluk yapılmasıyla hata payının en aza indirilmesi çalışmaları yer alıyor.
İşlemin adımları
– Hastanın sorununu gösteren ince kesit kemik tomografisi çekiliyor.
– Tomografi özel yazılım programıyla segmentasyon adı verilen işlemden geçirilip 3 boyutlu hale getiriliyor
– Vakanın ne olduğu ve neye ihtiyaç duyduğu belirlendikten sonra hekimden talebi öğreniliyor.
– Talep öğrenildikten sonra mühendisler konu üzerinde çalışmaya başlıyor.
– Tasarım üzerinde çıkartılan örnekleme ile hekime danışılıp onay alınıyor.
– Hekim görüşü alındıktan sonra projeyi üstlenen mühendis gerekli düzeltme ve düzenlemeleri yaparak yapılan işin olup olmadığını anlamaya yarayacak bir plastik model çıkartıyor. Bu modelde hem defektin olduğu kemik hem de yapılacak parça ayrı ayrı üretiliyor.
– Bu sayede hekim; çalışmanın gidişatına ilişkin değerlendirmede bulunuyor.
– Son revizyonlardan sonra 3 boyutlu yazıcılarla titanyumdan parçanın üretimine geçiliyor.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu. Konuşamayan ve sol kısmını oynatamayan Ağayev’in beyin hasarı ameliyatla düzeltildikten sonra 25 Eylül 2017’de “kranioplasti” ile 3D yazıcıda üretilen kafatası başına yerleştirildi. Ameliyat öncesi kafasını kaşıması yasak olan Ağavey, şimdi doya doya kafasını kaşıdığını söylüyor.Yaşar Ağayev, 46 gün Bakü’de bir hastanenin yoğun bakım servisinde komada kaldı ve ülkesinde 3 ameliyat geçirdi. Tıbbi olanakların daha gelişmiş olduğu inancı Türkiye’ye getirilmesi kararıyla sonuçlandı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne getirildiğinde yürüyemiyor, vücudunun sol bölümünü oynatamıyor ve neredeyse hiç konuşamıyordu.
“İnsan kafasından yaralanmaz, ölür!”
Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; ülkesi Azerbaycan’da geçirdiği 3 ameliyat dışında Türkiye’de iki ameliyat daha oldu. Bu süreçte onu en fazla rahatsız eden şey kafatasının neredeyse yarısını kaybetmesi değildi. “Kazadan sonra kendimi ilk gördüğümde, zannettiğiniz gibi şok yaşamadım ve soğukkanlı davrandım. Sadece ‘İnsan hiç başından yaralanır mı, başa gelen mermi öldürür’ diye düşündüm. Vücudumun sol tarafının tutmaması benim için daha büyük sıkıntıydı” sözleriyle şaşırttı.
“Ben bir gün ailem her gün acı çekti”
Yaşar Ağayev, yaşadığı bu zorlu süreçte en çok ailesini düşünmüş. “Ben bir kez acı çektim ama ailem hep acılar içindeydi” sözleri bunu gösteriyor. Kazadan sonra gördüğü tedaviler nedeniyle annesiyle sadece 1 ay zaman geçirebilen genç adam, “Annemin yanında hiç başım açık dolaşamadım. Sürekli şapka takıyordum. Çünkü hep çok üzülüyor ve devamlı ağlıyordu” diyor. Azerbaycan’da ve Türkiye’de süren tedavisi boyunca hiç yanından ayrılmayan erkek kardeşi Anar ise abisinin bu durumunu ilk gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu saklamıyor.Artık ne şapka takıyor, ne bere
Sıra 25 Eylül’de başındaki defektin kapatılmasına neden olan ameliyata girmeye geldiğinde Yaşar sonucun bu derece başarılı olacağını kendisinin bile beklemediğini söylüyor. Ameliyat sonrasında kafatasının yeni halini aynalardan önce abisinin cep telefonundan çektiği fotoğraftan görüyor. Sonuç genç adamı o kadar mutlu ediyor ki ilk olarak risk oluşmasın diye başına götüremediği eliyle kafasını kaşıyor doya doya… Şimdi artık ne şapka ne bere var Yaşar’ın hayatında.
Doktoru anlatıyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç Dr. Özkan Tehli
“Beyin tümörü, trafik kazası ya da silah yaralanması gibi durumlarda kişiye özel kafatası defektlerinin kapatılması ameliyatına ‘kranioplasti’ diyoruz. Küçük defektler küçük yöntemler uygulanarak kapatılabilse de büyük defektlerin kapatılmasını 3 boyutlu yazıcılar yardımıyla gerçekleştiriyor ve hastalarımızın eski hallerine dönmelerine çalışıyoruz.
Bu çalışmaları üniversitemizde aynı yerleşkede olduğumuz Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi’ndeki (METÜM) mühendis arkadaşlarımızla ortaklaşa gerçekleştiriyoruz. Hastamız Yaşar çok kötü bir yaralanma geçirmişti. Bu yaralanmadan sadece kafatası değil beyni de etkilenmiş ve beyin hasarı gelişmişti. Bize geldiğinde komada, yaşamla ölüm arasında bir noktada konuşamıyor ve yürüyemiyordu. 5 ameliyatın ardından 1.5 yıla yakın süren tedaviler sonucunda hastamız artık hem yürüyor hem konuşuyor hem de eski görünümüne kavuşmanın sevincini yaşıyor. Mutsuz ve depresif hali nedeniyle bizimle olan ilişkisinde de sorunlar yaşayan asık yüzlü Yaşar gitti yeni bir Yaşar geldi.
“Bilime katkıda bulunduk”
Bu ameliyatı yapmasaydık beynin travmaya bağlı hasar görme riski çok yüksek olup kafatasının olmaması nedeniyle bazı sendromlar gelişebilirdi. Hastamızın kozmetik açıdan ürkütücü bu görüntüyle yaşamak zorunda kalması ise başka bir sorundu. METÜM’de üretilen parçalarla yapmış olduğumuz kranioplasti ameliyatları dünya literatüründe de yerini alarak bilime önemli katkıda bulunmuştur.”
Dünya çapında bir devlet kurulu: Metüm
Türkiye’den dünyaya örnek işler çıkartan mühendis ve doktorların ortak çalışmaları çok önemli bir merkeze işaret ediyor. Bu merkezin adı METÜM. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Simel Ayyıldız, “METÜM ülkemizin dünya çapında gururlarından olan devlete ait bir medikal tasarım ve üretim merkezidir” diyor. Burada yapılan işlemlerin SGK tarafından karşılanması yani ücretsiz olması merkezin en önemli özelliği olarak görülüyor. Merkezde kişiye özel implantların üretimi yapılıyor ve sert doku kayıpları titanyumdan karşılanıyor. Bu merkezde üretimler tamamen kişiye özel olarak gerçekleştiriliyor. Hastanın eksiği, bir tomografi üzerinden değerlendirilip bunun sonucunda kişiye özel bir tasarım yapılarak üretilen parça ameliyatla hastaya naklediliyor. Merkez bünyesinde tümör, trafik kazaları, ateşli silah yaralanması nedeniyle meydana gelen kafatası kayıpları, göğüs kafesindeki sorunların giderilme yöntemleri, ortopedide skolyoz vakalarında tanı amaçlı plastik model üretilmesi sayesinde ameliyat süresinin yarıya düşürülmesi, tümör cerrahileri öncesi tümörün yerinin ve şeklinin tam olarak belirlenip dokudaki anatomik bölgeye yakınlığının eksiksiz anlaşılması ile hekime kılavuzluk yapılmasıyla hata payının en aza indirilmesi çalışmaları yer alıyor.
İşlemin adımları
– Hastanın sorununu gösteren ince kesit kemik tomografisi çekiliyor.
– Tomografi özel yazılım programıyla segmentasyon adı verilen işlemden geçirilip 3 boyutlu hale getiriliyor
– Vakanın ne olduğu ve neye ihtiyaç duyduğu belirlendikten sonra hekimden talebi öğreniliyor.
– Talep öğrenildikten sonra mühendisler konu üzerinde çalışmaya başlıyor.
– Tasarım üzerinde çıkartılan örnekleme ile hekime danışılıp onay alınıyor.
– Hekim görüşü alındıktan sonra projeyi üstlenen mühendis gerekli düzeltme ve düzenlemeleri yaparak yapılan işin olup olmadığını anlamaya yarayacak bir plastik model çıkartıyor. Bu modelde hem defektin olduğu kemik hem de yapılacak parça ayrı ayrı üretiliyor.
– Bu sayede hekim; çalışmanın gidişatına ilişkin değerlendirmede bulunuyor.
– Son revizyonlardan sonra 3 boyutlu yazıcılarla titanyumdan parçanın üretimine geçiliyor.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu.
2016 yılında kafasından vurulan Yaşar Ağayev, 46 gün komada kaldıktan sonra uyandığında kafasının yarısı yoktu. Konuşamayan ve sol kısmını oynatamayan Ağayev’in beyin hasarı ameliyatla düzeltildikten sonra 25 Eylül 2017’de “kranioplasti” ile 3D yazıcıda üretilen kafatası başına yerleştirildi. Ameliyat öncesi kafasını kaşıması yasak olan Ağavey, şimdi doya doya kafasını kaşıdığını söylüyor.Yaşar Ağayev, 46 gün Bakü’de bir hastanenin yoğun bakım servisinde komada kaldı ve ülkesinde 3 ameliyat geçirdi. Tıbbi olanakların daha gelişmiş olduğu inancı Türkiye’ye getirilmesi kararıyla sonuçlandı. Sağlık Bilimleri Üniversitesi’ne getirildiğinde yürüyemiyor, vücudunun sol bölümünü oynatamıyor ve neredeyse hiç konuşamıyordu.
“İnsan kafasından yaralanmaz, ölür!”
Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre; ülkesi Azerbaycan’da geçirdiği 3 ameliyat dışında Türkiye’de iki ameliyat daha oldu. Bu süreçte onu en fazla rahatsız eden şey kafatasının neredeyse yarısını kaybetmesi değildi. “Kazadan sonra kendimi ilk gördüğümde, zannettiğiniz gibi şok yaşamadım ve soğukkanlı davrandım. Sadece ‘İnsan hiç başından yaralanır mı, başa gelen mermi öldürür’ diye düşündüm. Vücudumun sol tarafının tutmaması benim için daha büyük sıkıntıydı” sözleriyle şaşırttı.
“Ben bir gün ailem her gün acı çekti”
Yaşar Ağayev, yaşadığı bu zorlu süreçte en çok ailesini düşünmüş. “Ben bir kez acı çektim ama ailem hep acılar içindeydi” sözleri bunu gösteriyor. Kazadan sonra gördüğü tedaviler nedeniyle annesiyle sadece 1 ay zaman geçirebilen genç adam, “Annemin yanında hiç başım açık dolaşamadım. Sürekli şapka takıyordum. Çünkü hep çok üzülüyor ve devamlı ağlıyordu” diyor. Azerbaycan’da ve Türkiye’de süren tedavisi boyunca hiç yanından ayrılmayan erkek kardeşi Anar ise abisinin bu durumunu ilk gördüğünde gözyaşlarına boğulduğunu saklamıyor.Artık ne şapka takıyor, ne bere
Sıra 25 Eylül’de başındaki defektin kapatılmasına neden olan ameliyata girmeye geldiğinde Yaşar sonucun bu derece başarılı olacağını kendisinin bile beklemediğini söylüyor. Ameliyat sonrasında kafatasının yeni halini aynalardan önce abisinin cep telefonundan çektiği fotoğraftan görüyor. Sonuç genç adamı o kadar mutlu ediyor ki ilk olarak risk oluşmasın diye başına götüremediği eliyle kafasını kaşıyor doya doya… Şimdi artık ne şapka ne bere var Yaşar’ın hayatında.
Doktoru anlatıyor
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Öğretim Üyesi Doç Dr. Özkan Tehli
“Beyin tümörü, trafik kazası ya da silah yaralanması gibi durumlarda kişiye özel kafatası defektlerinin kapatılması ameliyatına ‘kranioplasti’ diyoruz. Küçük defektler küçük yöntemler uygulanarak kapatılabilse de büyük defektlerin kapatılmasını 3 boyutlu yazıcılar yardımıyla gerçekleştiriyor ve hastalarımızın eski hallerine dönmelerine çalışıyoruz.
Bu çalışmaları üniversitemizde aynı yerleşkede olduğumuz Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi’ndeki (METÜM) mühendis arkadaşlarımızla ortaklaşa gerçekleştiriyoruz. Hastamız Yaşar çok kötü bir yaralanma geçirmişti. Bu yaralanmadan sadece kafatası değil beyni de etkilenmiş ve beyin hasarı gelişmişti. Bize geldiğinde komada, yaşamla ölüm arasında bir noktada konuşamıyor ve yürüyemiyordu. 5 ameliyatın ardından 1.5 yıla yakın süren tedaviler sonucunda hastamız artık hem yürüyor hem konuşuyor hem de eski görünümüne kavuşmanın sevincini yaşıyor. Mutsuz ve depresif hali nedeniyle bizimle olan ilişkisinde de sorunlar yaşayan asık yüzlü Yaşar gitti yeni bir Yaşar geldi.
“Bilime katkıda bulunduk”
Bu ameliyatı yapmasaydık beynin travmaya bağlı hasar görme riski çok yüksek olup kafatasının olmaması nedeniyle bazı sendromlar gelişebilirdi. Hastamızın kozmetik açıdan ürkütücü bu görüntüyle yaşamak zorunda kalması ise başka bir sorundu. METÜM’de üretilen parçalarla yapmış olduğumuz kranioplasti ameliyatları dünya literatüründe de yerini alarak bilime önemli katkıda bulunmuştur.”
Dünya çapında bir devlet kurulu: Metüm
Türkiye’den dünyaya örnek işler çıkartan mühendis ve doktorların ortak çalışmaları çok önemli bir merkeze işaret ediyor. Bu merkezin adı METÜM. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Medikal Tasarım ve Üretim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Simel Ayyıldız, “METÜM ülkemizin dünya çapında gururlarından olan devlete ait bir medikal tasarım ve üretim merkezidir” diyor. Burada yapılan işlemlerin SGK tarafından karşılanması yani ücretsiz olması merkezin en önemli özelliği olarak görülüyor. Merkezde kişiye özel implantların üretimi yapılıyor ve sert doku kayıpları titanyumdan karşılanıyor. Bu merkezde üretimler tamamen kişiye özel olarak gerçekleştiriliyor. Hastanın eksiği, bir tomografi üzerinden değerlendirilip bunun sonucunda kişiye özel bir tasarım yapılarak üretilen parça ameliyatla hastaya naklediliyor. Merkez bünyesinde tümör, trafik kazaları, ateşli silah yaralanması nedeniyle meydana gelen kafatası kayıpları, göğüs kafesindeki sorunların giderilme yöntemleri, ortopedide skolyoz vakalarında tanı amaçlı plastik model üretilmesi sayesinde ameliyat süresinin yarıya düşürülmesi, tümör cerrahileri öncesi tümörün yerinin ve şeklinin tam olarak belirlenip dokudaki anatomik bölgeye yakınlığının eksiksiz anlaşılması ile hekime kılavuzluk yapılmasıyla hata payının en aza indirilmesi çalışmaları yer alıyor.
İşlemin adımları
– Hastanın sorununu gösteren ince kesit kemik tomografisi çekiliyor.
– Tomografi özel yazılım programıyla segmentasyon adı verilen işlemden geçirilip 3 boyutlu hale getiriliyor
– Vakanın ne olduğu ve neye ihtiyaç duyduğu belirlendikten sonra hekimden talebi öğreniliyor.
– Talep öğrenildikten sonra mühendisler konu üzerinde çalışmaya başlıyor.
– Tasarım üzerinde çıkartılan örnekleme ile hekime danışılıp onay alınıyor.
– Hekim görüşü alındıktan sonra projeyi üstlenen mühendis gerekli düzeltme ve düzenlemeleri yaparak yapılan işin olup olmadığını anlamaya yarayacak bir plastik model çıkartıyor. Bu modelde hem defektin olduğu kemik hem de yapılacak parça ayrı ayrı üretiliyor.
– Bu sayede hekim; çalışmanın gidişatına ilişkin değerlendirmede bulunuyor.
– Son revizyonlardan sonra 3 boyutlu yazıcılarla titanyumdan parçanın üretimine geçiliyor.