Bloomberg, Brunson’un serbest bırakılmaması halinde ABD’nin yeni yaptırımlar uygulayabileceğini ve bu kez ‘çılgın projeleri’ inşa edecek Erdoğan’a yakın firmaların hedef alınabileceğini iddia etti.
Trump yönetiminin iki bakanı hedef alan yaptırım kararı sonrasında, zaten kırılgan olan Türkiye ekonomisinin olası yeni yaptırım tehdidi altında daha da stres yapacağı yorumları yapılıyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan da, selefi liderlerin ekonomik krizler zamanında yaptıkları çağrının bir benzerini yaptı ve yastık altındaki altınların, dövizlerin çıkarılıp Türk Lirası’na çevrilmesini istedi.
“Bu savaştan da galip çıkacağız. Yastık altından dövizlerinizi, altınlarınızı çıkartın, TL’ye dönüştürün” diye seslendi.
Bloomberg’te yaptırımlar ve Erdoğan yönetiminin tutumu üzerine Onur Ant tarafından kaleme alınan habere göre, Erdoğan, büyük ölçüde yabancı finansmana bağımlı ekonomisinin en kırılgan noktasını iyi biliyor.
Haber, Trump yönetiminin, Rahip Andrew Brunson’un tutukluluğu nedeniyle çileden çıktığını ve ardından gelen yaptırım kararını hatırlattıktan sonra, bu adımın başlı başına yatırımcıların ülkeden kaçması için yeterli olduğu tespitini yapıyor ve ekliyor:
“Yaygın kanı daha da sert önlemlerin yolda olduğu.”
Haberde dikkat çekilen nokta ise, yıllardır ısınan Türkiye ekonomisinin zaten yüksek risk kategorisinde olduğu, TL’nin Trump yaptırımlarından bile önce yüzde 20 oranında değer kaybettiği. Dolarla borçlanan şirketler borçlarını ödemekte zorlanırken, enflasyon da kontrolden çıkıyor.
Uzmanların görüşlerinden yola çıkılarak, Türkiye ekonomisini zor günlerin beklediği belirtilen haber şöyle devam ediyor:
“Analistler, diplomatik ilerleme sağlanmaz ve Brunson bırakılmazsa, Türkiye ekonomisi üzerinde daha doğrudan etkileri olacak yeni ABD yaptırımları bekliyor.
Columbia Üniversitesi’nden enerji yaptırımları uzmanı Richrad Nephew’e göre, ABD, Rusya’ya uyguladığı yönteme başvurabilir ve Erdoğan’ı destekleyen sanayicileri kara listeye alabilir.”
Bloomberg, olası yaptırımların hedef alacağı kesim için, uzmanların şu iddialarına dikkat çekiyor:
“Yeni yaptırımlar muhtemelen, Erdoğan’ın büyümenin devamı için bel bağladığı; havalimanları, köprüler ve yeni bir kanal açılması da dahil 200 milyar dolarlık yatırımı içeren ‘çılgın projeleri’ni inşa eden firmaları hedef alacak. Bu firmalar kendilerini uluslararası piyasalardan dışlanmış bulabilir.
Türkiye’nin Rusya’dan füze savunma sistemi satın alma planı ise, Amerikan yaptırımlarını tetikleyen bir başka unsur. Burada, İran’a yönelik ABD yaptırımlarını deldiği için yöneticilerinden biri (Mehmet Hakan Atilla) cezaevinde bulunan devlet bankası Halkbank’ın durumu gündeme geliyor.
Center for American Prograss Başkan Yardımcısı Max Hoffman’a göre, önceki ihlaller doğrultusunda kesilecek ceza milyarlarca doları bulabilir ki bu da liradan kaçışı tetikleyebilir.
Başka koşullar altında, Türkiye hükümeti muhtemelen, ABD finansal piyasalarına erişimi sürdürmek için bunu sineye çekip cezayı ödeyecektir ancak Brunson yaptırımları bağlamında bu hesap değişebilir.
Erdoğan, Trump’ın baskılarına boyun eğmeyeceklerini ve yaptırımla karşılık verme tehdidinde bulundu.
Atlantic Council uzmanı Brian O’Toole’a göreyse, asıl tehlike güçlü adam eğilimleri bulunan iki liderin zihniyetinde yatıyor. Kavgacı bir karar hızlı bir şekilde onu izleyen başka bir kararla kızışabilir.
Bazı büyük endüstri kuruluşları, milyarlarca doları bulan borçlarını yeniden yapılandırmak için bankalara başvurdu bile. Bu da bankaların gelecekte bu tür benzer talepler için bir çerçeve belirlemesini beraberinde getirecektir.
Ancak, Nomura International’dan ekonomist İnan Demir’e göre, Türkiye bankalarının kendisi önümüzdeki 12 ay içinde 100 milyar dolarlık dış borç içinde olacak. Normalde, bu borçları döndürmeleri beklenebilir ancak Halkbank’ın büyük bir cezaya çarptırıldığı ve hükümetin ödemeyi reddettiği bir senaryoda borç çevirme oranı çok daha düşük olacaktır.
ABD’nin daha fazla ‘ekonomik acı’ verme kapasitesi ortada, Erdoğan’ın da içteki pozisyonu güvende. Bu da Türkiye liderinin geri adım atmasını sağlayabilir.”