The New York Times, Türkiye ile ilgili Pazar günü yayınlanan makalesinde ‘internet yasası’ ile ülkede yeniden şekillenmek üzere olan özgürlük sınırlarına ilişkin sert ifadeler kullanıyor.
Euronews Türkçe‘nin aktardığına göre, makale Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde yasa çalışılan yasa ile Türkiye’de yeniden şekillenmek üzere olan özgürlük sınırlarına ilişkin sert ifadeler içeriyor.
Haberde şu ifadelere yer alıyor:
“Demokrasisi kısıtlanan Türkiye’de Erdoğan’ın bir sonraki hedefi: İnternet” başlıklı makalede Cumhurbaşkanı ve aynı zamanda AK Parti Genel Başkanı olan Recep Tayyip Erdoğan’ın “hali hazırda merkez medyayı dize getirdiği, Türk demokrasisini ciddi şekilde geriye götürdüğü ve şimdi de gözünü zararsız görünen televizyon vaizi Adnan Oktar’a diktiği ve bunun üzerinden esas olarak tüm internet yayınlarına kısıtlama ve denetleme getirmeyi hedeflediği” anlatılıyor.
New York Times İstanbul Büro Şefi Carlotta Gall tarafından kaleme alınan makalede Türkiye’de sürekli artan baskı ve sansür ortamın dikkat çekilirken oluşturulmakta olan yeni yasa ile genel olarak internet özgürlüğünün ve geriye kalan son demokratik platformların nasıl ciddi bir tehlike altına girdiğinden bahsediliyor.
Gall, “15 yıl boyunca istikrarlı şekilde eline geçen her yasal imkanı kullanarak medyayı kontrolü altına aldığını” söylediği Erdoğan’ın “darbe girişiminden bu yana da OHAL ile otoriter bir rejime geçiş yaptığını” ileri sürerek makalesinde şu ifadelere yer veriyor:
“Daha fazla yetkilerle donanacağı Cumhurbaşkanlığı seçimlerine hazırlanan Erdoğan için bu yasa kendisi lehine seçim terazisinin kefesine basılacak olan bir parmak daha olması anlamına geliyor. Hala susturulamamış olan son muhalif sesleri de bu şekilde tamamen kısabilecek. ”
Polis, yargı ve üniversitelerin hali hazırda dönüştürülmüş ve tüm kamu kurumlarına hükümete sadık kişilerin yerleştirilmiş olduğuna vurgu yapan Gall, artık tüm güç aygıtları ile birlikte haber medyasının neredeyse tamamının Erdoğan’ın eline geçtiğini anlatıyor.
“Genç ve orta sınıf Türkler merkez medyanın durumu nedeniyle alternatif içerik sağlayan internet ve sosyal medyaya itilmiş durumda ve sayıları her geçen gün artıyor. Netflix, PuhuTV ve BluTV gibi eğlenceli içerik üreticilerinin yanı sıra birkaç adet aktif ve düzenli yayın yapan haber portalı da oldukça ilgi çekiyor.”
“Türk devletinin sansüründen uzakta kalarak” Köln’den yayın yapan ArtıTV’nin örnek verildiği makalede Gall, bağımsız olsun veya olmasın kitlelere ulaşmaya çalışan tüm internet yayıncılarının zararsız görünümlü torba yasalar içine eklenen alt düzenlemeler ile bunun da önüne geçilmeye çalışıldığını kaydediyor.
Wikipedia gibi engeller konulan internet sitelerine değinen Gall, hali hazırda BTK’nın yarattığı sansüre dikkat çekiyor ve ekliyor:
“Yaşanan hükümet baskısının boyutları insanların zihinlerinde öyle korku ve şüpheler oluşturdu ki pek çok entelektüel ve gazeteci ülkeyi terk etti. 2018’in ilk haftalarında sadece Afrin operasyonuna sosyal medya mesajları ile veya sokak protestolarıyla karşı çıktıkları için 600 kişi gözaltına alındı….. Kürt siyasetçiler merkez medyada yer alamıyor…..”
Gall’a konuşan HDP’li Garo Paylan ise şunları söylüyor:
“Sosyal medya ve internet yayınları üzerinde baskı oluşturacak bir yasa aynı zamanda meclis içerisinden Periscope ile yayın yapan vekilleri de hedef alabilir. Yasa geçerse televizyon ve gazetelerin başına gelenlerin internetin de başına geldiğini göreceğiz. Bu da bizim dünyanın geri kalanında daha da fazla kopmamıza neden olacak bir durum yaratacak.”