Elektrik kesintilerinin sürebileceği uyarısında bulunan EMO Başkanı Yeşil, ‘kamu yararını temel alan politikalar üretecek bir yapılanmaya ihtiyacımız var’ dedi.
Türkiye enerji krizi içine sokuldu
»Türkiye son bir aydır karanlık günler yaşıyor. Enerji Bakanlığı bu karanlığı iletim hatlarındaki kopuklukla açıkladı. Bu açıklama gerçeği yansıtıyor mu?
Yaşadığımız kriz, satıcı ülkelerin doğalgazda yaptığı kısıntıyla açıklanamayacak kadar büyük. Hükümetin enerji alanındaki özelleştirme ve serbest piyasalaştırma serüveni, doğalgaz alım kontratlarına kadar uzandı. Bu durum doğalgaz arz ve talebi arasındaki dengeyi bozdu.
Yaz saati uygulamasının etkisiyle hem doğalgaz hem de elektrik tüketimi arttı ve bu tüketime yetecek doğalgaz sağlanamadı. Sonuç olarak ısınma amaçlı gazı sağlayabilmek için kamu ve özel elektrik üretim santrallarına verdiği gazı önce yüzde 50 ardından yüzde 90’a varan oranda kesti. Bu durum da doğalgazla elektrik üretiminin neredeyse durmasına yol açtı. Kesintilerin mevsim koşulları nedeniyle elektrik tesislerindeki arızalardan kaynaklandığı açıklanmaktadır. Ancak tek başına elektrik iletim hattındaki arızalar yaşanan krizi açıklamaya yetmemektedir. Elbette arıza nedeniyle kesintiler olabilir, ancak elektrik iletim hatları ilk defa bu sene kış mevsimini yaşamıyor. Kurulu güçteki artışla övünen siyasilerimizin ve sektör temsilcilerinin, üretimi iletememe durumunu görmezden gelmeleri bugün yaşanan krizin bir ayağını oluşturmaktadır. Ülkemiz bir enerji kaosu içine sokuldu.
»Türkiye iki yıl önce de karanlıkta kaldı. Türkiye’nin yine aynı şeyi yaşaması olasılığı var mı?
Ülkemiz 31 Mart 2015’te ulusal boyutta bir elektrik kesintisi ile karşı karşıya kaldı. 81 ilimizin 80’inde 8-10 saat arası elektrik kesintisi yaşandı. Aynı büyüklükte olmasa bile 2016 yılının 26 Nisan günü de benzer bir kesinti yaşanmış ve 24 ilimiz etkilenmişti. Aslında bu tür kesintilerin ilki 1 Temmuz 2006 yılında yaşandı. Yaz sıcağında ve turizmin en hareketli olduğu dönemde ülkemizin İstanbul’dan Antalya’ya kadar batı bölgesindeki 13 ilimizi kapsayan elektrik kesintisi oldu. Bu kesinti de iletim altyapısında yaşanan sorunlar ile özelleştirme ve serbestleştirme politikalarıyla elektrik sisteminin özel sektörün ticari amaçlarına terk edilmesinin sonucudur. Ne yazık ki bu karanlık riski halen sürdüğü gibi, her geçen gün koşullar ağırlaşmaktadır.
»Elektrik kesintilerinin yarattığı zarar milyon dolarlarla ifade ediliyor. Sizce bilanço nedir?
Doğalgaz sıkıntısı nedeniyle doğalgaz kullanan sanayi kuruluşlarının önce ikincil yakıta geçmeleri ya da üretimi durdurmaları istendi. Bu ne demektir; ya pahalı üretim ya da hiç üretmemek. Enerji krizi bu noktada da durmadı, sanayici hem gazsız hem de elektriksiz bırakıldı. Fabrikalar durdu, işçiler evlerine geri gönderildi. Yani ülkemiz milyonlarca dolar kaybetti.
»Bunların yaşanmaması için ne yapmalı?
Öncelikle kamu yararını temel alan politikalar üretecek bir yapılanmaya ihtiyacımız var. Elektriğin depolanamazlığı, doğal tekel konumunu göz önüne alınarak yeniden kamulaştırma yapılmalıdır. Elektrik hizmeti bünyesinde ilgili meslek odaları, sendikalar ve tüketici örgütlerinin de temsil edildiği özerk bir kamu kurumu tarafından, merkezi bir planlama anlayışı ve kamu hizmeti gereklerine uygun bir şekilde tek elden yönetilmelidir. Güvenilir, kaliteli, sürekli ve yeterli olmasını sağlamak üzere elektrik hizmeti serbest piyasa koşullarına terk edilmemelidir. Üretiminde dışa bağımlılığı en az seviyeye düşürecek önlemler alınmalıdır.